Kirpi kirpik nerede? Ben nerede?

Size biraz heyecanımdan, “Kirpi Kirpik Nerede?”den bahsedebilir miyim?


Bundan bir sene önce bana “kitabın çıkacak, arkasından da çocuk kitabın gelecek” derseler, “hadi canım sen de” derdim. İçten içe “ah keşke” der, ama ihtimal vermediğim için de inanmazdım. Evet hep istediğim bir şeydi fakat cesaret edemiyordum. 20 yıldır yazmak işim olsa da bambaşka bir kulvardı kitap benim için.


Sonuç, kasım başından bu yana kitabım var, “Manyak Anne – Ben Değil Hormonlarım Yaptı.” Geçen haftadan bu yana ise çocuk kitabım “Kirpi Kirpik Nerede?” satışta. Bazen evde ikisini yan yana koyup bakıyorum. Üzerindeki yazar ismini okuyorum. Bir kez daha okuyorum. İnanamıyorum. Başka bir isimmiş gibi geliyor.


Manyak Anne için şehir şehir dolaşıyorum, harika geri bildirimler alıyorum. 11’inci baskıda olması da sanırım gösteriyor bunu. Şimdi aynısını çocuklardan almaya başladım. Kitap dağıtım aşamasında olduğu için şu an her yerde bulamayabilirsiniz ancak internetteki tüm kitap sitelerinde görebilirsiniz. Erken alanlardan geri bildirimler gelmeye başladı işte yazdığım gibi…


Nasıl hoşuma gittiğini yazarak tarif etmem mümkün değil. Ancak gözlerimden anlaşılıyor. Üzgün olduğum, kırıldığım zaman kitaplarıma bakıyorum. Ya da yetersiz olduğumu düşündüğüm zaman “Saçmalama kızım. Bak ne güzel bir şey başardın, koy artık şu yetersizliği bir kenara, kendine gel” diyorum. Annem de sık sık hatırlatıyor. O zaman kendime geliyorum.


Eskiden yapmayı çok istediğim şeyler uzakken şimdi biliyorum ki “o imkansız denen şey” yok. Çaba ile her şey oluyormuş. Bunu zaten son beş yılda da gördüm. Tam zamanlı işi bırakıp, kızımı kimseye emanet edemediğim için, evden çalışmak istediğim için artık kendi yolumda ilerlediğimi söylediğimde Arkın çok karşı çıkmıştı. Önce ona, sonra aileme karşı ciddi bir mücadele verdikten sonra nihayet kabul etmelerini sağladım. Sanmayın ki “Karıcığım tabii ki yap böyle” dedi. Hiç kolay olmadı kabul ettirmek. Anlatmışımdır, babam uzun zaman gördüğü herkese iş aradığımı söyledi, ben başka şeyler için mücadele ederken. Ancak şimdi ne oldu? Kabul ettiler. Memnunlar. Peki bu nasıl oldu? Çabayla…


Çaba göstermeden hiçbir kapı kendiliğinden açılmıyor. “Gel kızım sen ne kadar dürüstsün, al bu işi yap” demiyor. O kapıları zorlamak gerek. Tek tek zorlamak. Zaten biliyor musunuz, insan bir şeyi mücadeleyle elde edince daha çok kıymet biliyor. Sürekli birileri önümüzde tepside bir şeyler sunsa, ne kadar değeri olur bu sunulanların? “Nasıl olsa yenisi gelecek” rahatlığına girmez miyiz? Her ne kadar bazen “bana da bir tepsiiiii” desek de doğrusu yazdığım gibi. Kendin elde edince tadı bir başka.


Ve tüm bunlar olup biterken kaygılarım da tam gaz devam ediyor. Günün mutlaka en az bir saati “ya bir şey olursa” kaygılarım benimle beraber. Gitmeye niyeti yok. İşte o zaman da iyi şeyler düşünüyorum… Başka şansımız var mı? Tabii ki yok.


Yani anlayacağız, ya yerdeyim ya gökte. Şöyle bir ortalayamadım bir şeyi.

Ya çok üzgünüm ya çok mutlu.

Ya çok yorgunum ya çok enerjik.

Ya çok sinirliyim ya çok sakin.

Artık burç mu buna etki ediyor, karakterim mi böyle bilmiyorum da bu aralar işte en koşturmam gereken dönemde ortayı bulamamak azıcık yordu.


Mesela bir sır. Bu yazıyı yazmadan önce “Kirpi Kirpik Nerede?”yi aldım elime, gözlerim doldu. Sonra birden aklıma yıllık meme kontrolüm geldi, endişe bastı. Kendimi her yeri kontrol ederken buldum doktorun öğrettiği gibi. Bazen öyle korkuyorum ki randevu alamıyorum. En mutlu anıda kaygılanacak bir şey bulmak da benim pis özelliğim işte!


Bak yine konuyu dağıttım.

Banim minnak kitabımın konusu çok tatlı. Üç arkadaşın bir kirpi ile macerasını anlatıyor. Lüle, Canı ve Kıvır kahramanlarımız.


Dedim ki:

Hadi bakalım başlıyoruz!


3 kez “Kirpi Kirpik!” diyoruz... “Kirpi Kirpik!”, “Kirpi Kirpik!”, “Kirpi Kirpik!”


Sen hiç, bir kirpiyi yakından gördün mü? Peki ya bahçede bir kirpi bulsaydın ne yapardın? Onu evde mi beslerdin, okula mı götürürdün?


Diyelim ki okula götürdün.


Sence öğretmenlerin bu duruma ne derdi? Kirpiyi nereye saklardın?


Biliyor musun, Lüle, Cano ve Kıvır, okula götürdükleri kirpiyi saklamışlar ama sonra onu kaybetmişler.


Peki ya şimdi ne yapacaklar?


En iyisi, kirpiler hakkında iyi bir araştırma yapmak, kirpiler ne yer, ne içer, nasıl yaşar diye öğrenmek değil mi? En azından Kirpi Kirpik’i nerede arayacaklarını bilirler... Sence Lüle, Cano ve Kıvır bunu başarabilir mi?


Ben de bilmiyorum. O halde okuyalım...


İşte bir yanda bizim 'Kirpi Kirpik Nerede?', diğer yanda da hamilelik ve lohusalıkta değişen hormonlarımla yaptıklarımı anlatan Manyak Anne. Sağ elimde biri, sol elimde biri. Şaşkın ben.


Benimle fikirlerinizi paylaşırsınız değil mi? Her iki kitaba da internetteki tüm kitap satan sitelerden ulaşabilirsiniz… Hatta sosyal medya hesaplarımda belirttiğim gibi bazı sitelerde imzalı.


Konudan konuya atladım affedin de işte ruh halim de aynen bu yazıda olduğu gibi karmakarışık. Sosyal medya hesaplarımdan hep teşekkür ediyorum. Size de kocaman bir teşekkür etmek istedim. Bu gel gitlerime şahit olduğunuz, yorumlarınızla beni yalnız bırakmadığınız için…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir ityenliginiz ve bu azminiz oldukça hep basaracaksiniz.yola devam .sevgiler saygılar
    CEVAPLA
  • Misafir biopolar..
    CEVAPLA
  • Misafir İnşallah daha çoook kitabınızı okuruz. Siz yazın yeter ki. Canı gonulden kutluyorum sizi. Öyle içten öyle samimisiniz ki güzel yureğinizden öpüyorum ????????????????????
    CEVAPLA
  • Misafir Seviyorum seni kadinnnnnn
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.