Sosyal medyanın üç hali
Sosyal medyada hangi mecraları kullanıyorsunuz? En çok hangisini seviyorsunuz? Hangisi daha gerçek geliyor?
Facebook, Instagram ve Twitter kullanan biri olarak minik bir gözlemim var paylaşmak istediğim. Twitter’ı artık neredeyse hiç kullanmıyorum ancak okumak için giriyorum. Yazacağım şimdi gözlemlerimi. Gözlemden ziyade ben nasıl kullanıyorum, onu paylaşacağım. Herkes adına konuşamam ne de olsa…
Düşüncelerimi dile getiriyorum fakat daha çok fotoğraf paylaşıyorum sanırım. Aile büyüklerim de orada olduğu için (annem, babam evet bir de anneannem var mesela benim Facebook’ta) fotoğraf paylaşıp etiketliyorum ki görsünler. Bir düğüne giderken, çocuğumuz gösterideyken gibi gibi… Eskiden “hadi şuraya gidiyoruz gelin” diye paylaşımlar yapardım, şimdi Facebook algoritması değiştiği ve paylaşımları az kişi gördüğü için, artıkWhatsApp kullanıyorum. Aile büyükleri de burada olduğu için kendimi sansürlüyorum. Öööyle çaaat diye yazamıyorum her şeyi. Üzüntünü, sıkıntını dile getirsen telefonlar susmuyor. Kişisel hesabımda sadece akrabalarım ve yakın arkadaşlarım var. Kalabalık olsun istemiyorum orası. Kişisel hesap dışında benim gibi sayfanız varsa eğer, duyurular ve paylaşımlar için sonsuz bir alanınız var demektir. Bence Facebook’ta bir duyuru yapılmasının güzelliği, tek bir tuşla onun paylaşılabiliyor olması. Ayrıca hedef kitle seçerek istediğin kişilere doğru paylaşımı ulaştırabilmek. Story - Hikayeler bölümü henüz benim sayfama gelmediği için istediğim anlık paylaşımı yapamasam da Facebook’ta fotoğraf olmadan, sadece yazarak takip eden kişilerle, arkadaşlarınla sohbet etmek çok keyifli. Fikir alışverişi için daha uygun gibi geliyor bana hâlâ. Bu aralar “Tarihte Bugün” özelliğini çok kullanıyorum. Bundan 10-11 sene önce bile aynı gün ne paylaştığımı görmek hoşuma gidiyor. Bilgisayarda bulamadığım bazı fotoğraflara da bu şekilde ulaşıyorum.
Çok seviyorum, birçok kişi gibi “güzel fotoğraf yüklemeliyim” kaygısı gütmüyorum. Neyse o... Ancak zaten o da artık eskiden tüm takip edenlere gösterirken zamana yayıyor. Nitekim imza için İzmit’e gittikten iki gün sonra “Geliyor musunuz?” mesajı almıştım. Bir açıyorum, arkadaşımın bir önceki gün yaptığı paylaşım karşımda. Eskisi gibi anlık değil. Yine de güzel. Yine aile büyüklerimin bir kısmı orada. Fakat itiraf edeyim, Story kısmını pek izlemedikleri için orada içimi dökebiliyorum. Onu keşfettikleri an, bittim. Özel bir duyuru varsa gerçekten ilgilenenlere ulaşmak için doğru hedef kitleyi seçip reklamı yapmak gerekiyor; o da bir yerden sonra cüzdanı yoruyor. Bir de dikkat edin, herkes daha özenli paylaşım yapıyor. Daha çok mutluluklar, güzel anlar dile yansıtılıyor. Hani insan sadece Instagram’a baksa “Aman Allahım, herkes mutlu bir ben mi arada tökezliyorum” diye bunalıma girebilir. Instagram’da en çok etiketleri kullandığım da bir gerçek. Bakıyorum o etikete, tüm paylaşımlara ulaşıyorum. Yalnız “keşfet” alanından sıkılıyorum. Hep aynı kişilerin bana öneriliyor olması bunaltıyor. Sadece bana mı öyle, herkese mi, işte bunu bilmiyorum. En sevdiğim kısmı ise içimi açması. Gerçekten bazı hesaplara bakınca mutlu oluyorum. Paylaşmayı da seviyorum.
Bir dönem çok yazardım. “Emzirmeyi nasıl bırakacağım, bezden nasıl kurtulacağız…” O dönem, biz birkaç arkadaş aynı şeyleri yaşadığımız için çok konuşurduk. Hele ki cimcimeyi ayağımda salladığım dönem. Tabii o zaman Instagram böyle değildi, Facebook farklıydı. Sonra yavaş yavaş takip ettiğim kişiler de değişti, sayfalar da. Bir baktım sadece haber takip etmek için kullanır olmuşum. Fenerbahçe seçimlerini oradan izledim, bir yerde deprem mi oldu, gidip hemen Twitter’a bakıyorum. Bilgi amaçlı kullanır olmuşum. Çok içimi dökesim varsa da aile büyüklerinden kimse orada olmadığı için özgürüm. Yaz yaz, kimsenin ruhu duymuyor. En çok iç dökmek ve haber takip etmek için kullanıyorum sanırım. Birkaç gazeteyi takip edince zaten haberler pıt pıt önüne düşüyor insanın. Uzun zamandır fotoğraf paylaşmamışım mesela. Ya da herhangi bir duyuru.
Facebook ev hayatı, Instagram masal, Twitter ise iş hayatı gibi sanki… Birinde akrabalarınlasın, diğerinde nasıl yansıtmak istiyorsan öyle, sonuncu da sanki ele alınan konular yüzünden iş dünyası gibi…
Eskiden Instagram’da bir şey paylaştığımda hem Twitter hem de Facebook’ta paylaş düğmelerine basıyordum. Şimdi onu da yapmaz oldum. Demek gerçekten mecraya göre davranılıyormuş.
Nereden çıktı demeyin şimdi bu yazı. Ne zamandır aklımdaydı, paylaşmak istedim. Ayrıca sizin de görüşlerinizi almak istedim. Mesela hangi mecraları ne amaçla kullanıyorsunuz? Sakıncası yoksa yazar mısınız?
YORUMLAR