Sahilden anne manzaraları

Önce hemen şunu söylemek istiyorum ki canım yeni anne, sabret. Birkaç sene sonra sen de sahilde olduğunu anlayacaksın. Sadece sırtın yanmayacak, bir bakacaksın yüzün de bronzlaşmış.


Irmak 4-5 yaşına gelene kadar ben de sahilde olduğumu anlamıyordum. Zaten özellikle ilk iki sene öyle bir çantayla gidiyorduk ki evden 30 adım uzaktaki plaja, sanki taşınıyormuş gibi… Kremler, ıslak mendiller, simit, ana kucağı, güneşten koruyan örtü, meyve, atıştırmalık, su derken gidene kadar yoruluyorduk. Sonra git, güneş kremini sür, suya sok, çıkar, yıka, kurut, nemlendirici sür derken zaten anne baba olarak nöbetleşe yüzüyorduk. Bir yandan da büyüklerin “aman dikkat et, ay çocuğu yakma” ya da tam tersi “amme koruyucu sürdün bırak D vitamini alsın, ay amma pimpiriklisin” yorumları bitmek bilmiyordu. Onlarla mücadele ediyorduk. Ki bence her zaman en yorucu olan, başkalarının cümleleriyle baş etmek.


Zaman hızla geçiyor ve bir bakıyorsunuz ki beraber yüzüyorsunuz, iskeleden el ele tutuşup atlıyorsunuz. Sahile mama ya da ek gıda taşımıyorsunuz, bir şeyler sipariş ediyorsunuz. Yan yana uzanıp kitap okuyorsunuz. Beraber kocaman bir kumdan kale yapıyorsunuz.


Şimdi 8.5 yaşında bir çocuk annesi olarak fiziken yorulmuyorum. Sadece sürekli onu izliyorum. Yani tek bir noktaya bakıyorum. Arkadaşıyla sahilde yüzerken saniye gözümü ayırmıyorum haliyle. Yoruluyor muyum? Hayır. Gözümü ayırır mıyım? Asla. İstediği kadar yüzme bilsin, onu korkutmadan, ona endişemi belli etmeden gözümle izliyorum işte. Eğer beraber yüzmüyorsak o sırada…


Aslında bundan değil sahildeki anne profillerinden söz etmek istiyorum.

Benim gözlemlediğim kadarıyla çeşit sahil annesi var:


“Al eşyalarını git oyna”cılar

Güneş kremini sürüyorlar çocukların, kova kürekle baş başa bırakıyorlar. Çocuk oynuyor, kumlanıyor, istediği zaman girip suya kendini yıkıyor. Anne sakince onu izliyor.


Sahile çocuğun adını ezberletenler

Diyelim ki adı Emre.

Emre dikkat et.

Emre yapma.

Emre kafanı suya sok.

Emre buraya gel.

Emre gel krem süreyim.

Emre şapkan nerede?

Emre atlama…

Emre çişin var mı?

Emre kakan var mı?

Emre acıktın mı?

Emre susadın mı?

Emre çık güneşlen azıcık.

Emre aşağı.

Emre yukarı.

Kendi oturduğu yerden, çocuğun yanına gitmeden sürekli direktif verenler yani...


Çocuğuyla oynar gibi görünüp aslında saniye yanından ayrılmayanlar

Çocuk artık kendi kendine oynayabilse bile bir saniye yalnız bırakmayanlar. Yani aslında tam kendisi de güneşlenebilecekken sadece sırtını yakanlar. Yok yere çocuğu kontrol altında tutanlar.


Hem oynayıp hem kendine zaman ayıranlar

Sanki en ideali. Kitabını okuyor, güneşleniyor, arkadaşlarıyla zaman geçiriyor, çocuğuyla güzel zaman geçiriyor. En az rastlanan ama en çok olunmak istenen sahil annesi modeli. Herkes güvende. Herkes mutlu.


Denizi karış karış kontrol edenler

Çocuk nereye yüzecekse iki saniye önce o yöne yüzüp etrafı kolaçan edenler. “Dur burada yosun var. A bak olmaz soğuk diğer yöne git. Bak orada oynayanlar var, su sıçrar aman gitme oraya”cılar…


Başka çocukları örnek gösterenler

  • Sen atlamıyorsun ama bak onlar nasıl yapıyor.
  • Evladım kafanı soksana suya, bak o çocuk ne güzel yüzüyor.
  • Hadi balıklama atla, yapabilirsin.

Cümleleriyle çocuğuna yüzmeyi -kaba olacak ama- zehir edenler.


Ben hangisi miyim? Söylemem. Siz bulun.

Var mı atladığım sahil anneleri?


"Tabii ki amacım kimseyi eleştirmek değil. Ne haddime? Zaten hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil diyen biri olarak öyle düşündüğümü sanmayın. Sadece gördüğümü yazdım. Plaj kafası diye düşünebilirsiniz."

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.