Yine eskisi gibi

Yıllarca geceleri ders çalıştım. Lise sonda kredili sistem olduğu için bir dönem erken bitirmiştik okulu hepimiz ve gece çalışır gündüz uyurduk, özel ders haricinde. Annem kızardı. Babam işten geldiğinde başlardım çalışmaya, ta ki o sabah işe gidene kadar…


E, sonra üniversitede de aynı şey oldu. Şimdi, yani evden çalışmaya başladığımdan bu yana da bu şekilde çalışıyorum. Bir ara gündüze çekmiştim, olmadı.


Çünkü gece telefon çalmıyor, kapı çalmıyor, boşaltman gereken bir bulaşık ya da çamaşır makinesi çalışmıyor. Bilgisayarın ve sen yalnızsın. Gündüz 3 saatte yapacağın şey gece 1 saatte bitiyor.


Bende öyle en azından. Bölünmüyorum. Zaten konsantre olamayan ve yüksek ihtimalle dikkat eksikliği olan biriyim, işkence oluyor yazı yazmak. Kitap okumak bile öyle artık. Biri bana seslenince hatlar kopuyor bende. Ya yaşlı ve huysuz bir kadın olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum ya da odaklanmam giderek zorlaşıyor.


Sürekli evin şeklini değiştirmem de bu yüzden. Burası aynı zamanda benim ofisim olduğu için farklılık arıyorum. Arkın diyor ki, “Al bilgisayarını yanına, git, dışarıda çalış.”


O zor işte… Birincisi, iyice dağılırım diye korkuyorum. Çünkü eğer ne yazacağım, yapacağım belli değilse etrafı incelemeye dalabilirim. İkincisi, çok pahalı. Bunu geçen haftalarda yaşadı. Bir gün izinliydi ve gördü. Birkaç kahve içeceğimi, bir şeyler yiyeceğimi düşünürsek 75 – 100 TL gibi bir şey çıkıyor ortaya. O da yakınsa eğer… Uzağa gideceksem otopark masrafını da katalım işin içine. Bunu da yapmak istemiyorum, tıpkı herkes gibi.


İşte, bu nedenle kahvem ve ben, bir süre (mart sonuna kadar) geceleri bilgisayar başında olacağız. Sabah da 7.30’da kalkıp Irmak’ı okula gönderdikten sonra biraz uyusam bana yeter, diye düşünüyorum.


Evdeki hesap çarşıya uyacak mı, bilmiyorum ancak planım bu. Bir de yılmamak… Son günlerde zaten herkes gergin; kiminle konuşsam “İşler kötü” diyor, benim işlerim de fazlasıyla etkilendi. Depresyona girmek, karalar bağlamak istemiyorum ve günlerim kaba tabirle “kendimi gaza getirmekle” geçiyor. Ne kadar daha yapabileceğim, bilmiyorum ancak kesin olan şu, başka çaremin olmadığı. “Her şey güzel olacak” diye başlıyorum güne ve işlere… Bunu yapmazsak hep beraber battaniye altında bunalıma gireriz. Hatta kafamdan şöyle planlar geçiyor: “Evet, şimdi freelance idare ederim ama durum ortada. En iyisi, bu şekilde yaza kadar beklemek, yazın cimcirikle kayınvalidemin yazlığına gitmek, dönüşte ciddi iş aramak.” İnsan bir şekilde plan yapıp bazı şeyleri kabul edince daha kolay oluyor. Hayalim, bir otel ya da başka ülke değil, kayınvalidemin yazlığı… Amacım da endişelerimi kızıma yansıtmamak, kendim çırpınırken onu da sıkmamak. Başarırım, umarım. Beklentilerimi de miminuma indirdim. O zaman her bir güzel haber büyük sürpriz oluyor. Tavsiye ederim.


Şimdi de herkes uyurken işlere devam edeyim. Gece uzun…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.