Keşke her şey kitaplarda yazdığı gibi olsa
Sonu kötü biten romanlardan söz etmiyorum. Heveslendiğimiz başlıklardan, konulardan bahsediyorum.
Mesela…
Hayatla kişisel gelişim kitaplarında yazdığı gibi baş edebilsek.
Bir insanı affedip hemen mutlu olabilsek…
Diyelim ki affedemedik, en azından aklımızda bir kenara atsak ve orada unutsak.
Kendimize güvenip büyük adımlar atabilsek.
Geçmişe gidip travmalarımızla vedalaşıp yolumuza devam edebilsek.
Bir şeye odaklanma yöntemlerini okuyup hemen uygulayabilsek.
İş kurmanın ipuçlarını bildik mi anında o işi kurabilsek.
İşi büyütmeyle ilgili verilen tüyoları harfi harfine yerine getirdiğimizde hoop bir baksak iş büyümüş olsa.
Başarılı olmak için sıralanan 10 adımdan her birini yapıp pat diye başarılı olsak.
İlişkilerle ilgili yazılan tavsiyeler yüzde 100 tutsa. Yani bu durumda seven kimse ayrılmasa…
Para biriktirmek için sıralanan yöntemler uygulanabilir olsa.
Hayatımızdan çıkarmaya karar verdiğimiz birini anında silebilsek. Hatıralarıyla beraber hem de!
Sabahları mutlu uyanmanın bilmem kaç yöntemini okuyup uyguladığımızda keşke mutlu uyanabilsek.
Sigarayı, okuduğumuz bir kitapla bıraksak. (Gerçi bırakanlar var, bir ben beceremedim.)
Yine bir kitapla sağlıklı beslenmeye yönelsek. Karbonhidrattan ve şekerden, okuduğumuz tek bir makale ile uzaklaşma kararı alsak.
Kitaplardaki gibi sesi yükselmeyen anne olsak, çok sabırlı davransak, hiç “hadi” demesek, “hayır” ya da olumsuz bir cümle dudaklarımızdan dökülmese, çocuğumuz için hep en doğrusunu yapabilsek. Kendimden en nefret ettiğim anlar, sesimin yükseldiği zamanlar. Oturup bağıra bağıra ağlıyorum sonrasında.
Ek gıdaya geçiş ya da bezi bırakmak aynen yazdığı gibi kolay olsa, akran zorbalığında destek olmak yazıldığı gibi uygulansa…
Yemek tarifleri kitaplardaki kadar kolay olsa. Bir tutam baharatı ekledik mi o tarif şenlense…
Aşklar kitaplardaki gibi mutlu sonla bitse.
Sevenler kavuşsa.
İnsanlar pozitif düşünceyle iyileşse.
Kendimizi geliştirmenin püf noktalarını okurken bilgi hanemize yenileri anında eklense.
Bir de tıpkı kitaplarda yazdığı gibi “keşke” demesek.
Ancak.
Olmuyor.
Mesela internette gezinirken gerek ebeveynlik gerekse diğer konularda gördüğüm yerli yabancı birçok makaleyi cidden okuyorum. Kitapları alıyorum, okuyorum kendimi geliştirmek için bunu yapmaktan hiç vazgeçmiyorum. (Zaten kitap okumadığımı düşünemiyorum bile!)
Çünkü olmasını istiyorum, istiyoruz. Yürekten inanırsak yapabileceğimizi düşünüyoruz. Yapabiliriz de tabii. Hep çabalayarak, durmayarak, pes etmeyerek.
Fakat insan yorgun olunca, yapıp yapıp bir türlü o hayalindeki sonuca ulaşamayınca, duvarı bir türlü aşamayınca bazen gerçekten böyle makaleler görünce “hadi canım” demeden duramıyor. İşte şu an “hadi canım” dönemindeyim. Hatta konuştuğum birçok kişi bu durumda.
O halde ne yapıyoruz?
Hep beraber 10’dan geriye sayıyor ve “her şey düzelecek, özlediğimiz enerjimiz geri gelecek” diyoruz.
Hadi bakalım. 10, 9, 8,…
YORUMLAR