Aynı hastanenin iki farklı katı
Hastanelerde gülmeye utanırım ben…
Eskiden beri durum böyle. O sırada harika bir haber bile alsam saklarım duygularımı. Hastanenin neresinde olursak olalım yanımda üzgün birileri elbet vardır ve ben sevinmeye utanırım.
Son bir yılım sevdiklerimin ciddi sağlık sorunları nedeniyle bol bol hastane ziyaretiyle geçti. Annemle saydık geçen gün inanamadık gittiğimiz hastane sayısına ve her birine kaç kez kadar gittiğimize… İyi haber de aldık, korkulu anlar da yaşadık. Hiçbirinde tepkimi gösteremedim. Hep eve gelince yaşadım duygularımı.
Bugün de farklı bir gündü. Sosyal medyada paylaştım, teyze oldum. Kardeş gibi kuzenimin heyecanla beklediğimiz lokumu doğdu, teyze oldum işte. İki gündür onun yanındayım, sürekli de gideceğim. Kokluyorum, seviyorum; yardım ediyorum. Bugün hem lokumu sevdik bir hastanenin dördüncü katında, hem de aynı kuzenimin babası olan dayıma eşlik ettik aynı hastanenin birinci katında. Dayım sabah gitti, kızını – torununu gördü, sonra aşağı indi ve kemoterapisini aldı.
Biz bir dördüncü kata gidiyorduk, bir de bire.
Aynı hastane…
Dördüncü kat rengarenk, herkes gülümsüyor, odalarda süsler, ortada neşeyle koşturan çocuklar… Koridorda yeni doğum yapan ve yürüyüşteki yorgun ama mutlu anneler. Ziyarete gelenler…
Birinci kat… Kemoterapi sırası bekleyen çocuklar, gençler, büyükler; yanlarındaki sevdikleri… Muayene sırası bekleyenler. İçeride kendi bölümlerinde olan çocukların ağlama sesleri. (En çok ona takıldım, ağlayan çocuklara. Ne yalan söyleyeyim, kulaklarımı söküp atmak istedim o sırada daha fazla duymamak için… Allah yardım etsin hepsine. Çocuklar iyi olsun. Lütfen çocuklar çok iyi olsun.)
Her iki katta da bulunmuştum daha önce ancak aynı gün içinde hem ona hem diğerine gitmemiştim. Bugün bir garip oldu içim o merdivenleri inip çıkarken. İki farklı dünyada aynı anda bulundum. İki farklı duyguyla aynı anda karşılaştım. Duygularımı tarif edemiyorum ki…
Gidiyorum, bebeği seviyorum, kuzenime yardım ediyorum; sonra ellerimi yıkıyorum merdivenlerden aşağı koşuyorum, o koridorlardan geçiyorum dayıma bakıyorum; sohbet ediyorum. Yukarı çıkıyorum, ellerimi tekrar tekrar yıkıyorum, yardıma devam ediyorum… Odaya her girişimde, hatta aşağı inmek için her çıkışımda el yıkıyordum zaten. Hani tamam zaten yapmamız gerek bunu bir bebeğin ya da tedavi gören birinin yanına giderken ancak ben bugün biraz abarttım sanırım. Nedenini biliyorum; kurcamalayacağım.
Geçenlerde biri sosyal medyada bana takmıştı. Farklı farklı hesap isimleri alıp saldırıyordu yazdıklarıma, başkalarına yaptığım yorumlara. En sonunda “dava açacağımı” söyledim, sustu. Gerçekten niyetlenmiştim. O mu değil mi bilmiyorum ama o sahte hesaplardan biri bir paylaşımda yaptığım yoruma “Siz kanser nedir bilmezsiniz, ancak boş boş konuşursunuz. Tadınca anlarsınız” gibisinden bir şeyler yazdı. Kelimeler bire bir aynı olmasa da bunu dedi. Bir insanın diğerine dilediğine bakın. Mutsuzluğunu başkasının da mutsuz olmasını dileyerek yayıyor. Ne dersen de kendini haklı çıkarıyor. İyi niyetle yazdığın mesajın sonunda beddua yiyip oturuyorsun.
Yazmadım orada bildiğimi, yakınlarım için birçok hastanenin onkoloji servisinde bulunduğumu… Neden yazayım? Neden onu besleyeyim? Neden bir şeyler ispatlamaya çalışayım ki? Dileği benim de hasta olmamdı sanırım; eline ne geçti bilmiyorum ancak bir kez daha insanların içindeki kötülüğü gördüm. Umarım bakış açısını değiştirir ve daha pozitif olur ne diyeyim…Tabii umarım birine durduk yere saldırmaktan da vazgeçer…
Bir de neyi sevmem biliyor musunuz?
Hani mesela birisi yeni bir hastaneden bahsederken “Çok güzel hastane” der ya, fena sinirleniyorum. “Güzel” doğru kelime mi? Kaç kişi ulaşabiliyor o “güzel” hastaneye? Yukarıda da yazdığım gibi son bir senede her türlü hastanede her türlü hastalık için bulunmuş biri olarak diyorum ki: “Hastane değil, alınan sonuçlar güzel olsun. O koridorlardaki bütün gözler mutluluktan dolsun, gözyaşları sevinçten aksın.”
O kadar karmaşık ki hislerim bugün, resmen istediğim gibi yazamadım. Kendimi ifade edemedim. Oradan oraya atladım. Beni tanıdığınız için anladığınızı umuyorum.
Sigarayı da bıraktım, en iyisi erkenden uyuyayım. Sonra da neden bırakmak istediğimi yazayım. Onca sene içtikten sonra neden şimdi? Yazacağım; söz…
YORUMLAR