Uzaktan eğitimde biz…

Birçok kişi gibi ben de hâlâ alışamadım uzaktan eğitime.


Çok değişik geliyor. Duygulanıyorum. Üzülüyorum. Durumun vehametini direkt gösterdiği için endişeleniyorum.


Şanslıyız çünkü online da olsa eğitim alabiliyor kızım. Milyonlarca çocuk bu şansa sahip değil. Kahroluyorum düşündükçe. Okumak isteyip de okuyamıyorlar… Bu konuyla ilgili yazsam ne Word sayfaları yeter ne başka bir şey. Aradaki uçurum çok üzücü.


Şimdi yazmak istediğim, bizim evdeki sistem.


Irmak kulaklık kullanmak istemiyor, çok nadir takıyor. Ben de zaten karışmıyorum.


Kimi zaman salonda katılıyor derse kimi zaman odasında çalışma masasında. Ona da ses etmiyorum. Sabah 10’dan öğleden sonra 15.50’ye kadar sürüyor okul. Yarımşar saatten altı ders var, her ders arası 10 dakika, arada uzun molalar. Araştırma saati… Tıpkı okulda yaptıkları gibi her gün aynı zaman diliminde kitap okuma saati.


Hiçbir şeye karışmıyorum, çünkü zaten hem büyüdü (ortaokula başladı) hem de bu konuda sorumluluk sahibi bir çocuk. Bana düşen uygun ortamı sağlamak, destek olmak. Evi süpürmüyor, ders sırasında bulaşık makinesi bile boşaltmıyorum. Ev küçük olduğu için dersi nerede yaparsa yapsın ses gidiyor. Dikkati dağılmasın diye telefonum sessizde.


Hatta ben de sessiz sessiz konuşuyorum arayanlarla. “Uyuyan mı var” diye bile sordular. :)


Şu an mesela kızım masada ders dinliyor, ben de odan 2 metre uzakta bu yazıyı yazıyorum.


Kulaklık kullanmadığı için ister istemez tüm derslere kulak misafiri oluyorum. Artık kim dersi dinledi, kim nasıl cevap verdi, kim ne yaptı her bir şeyi biliyorum. Eskiden “Kamera olsa da kızımı sınıfta izlesem” derdim, sınıf eve geldi! (Ne dilediğine dikkat örneği Vol 8383757595)


Şikayetçi miyim?


Hayır. Dediğim gibi eğitim alabildiği için şükrediyorum. Ancak Arkın’la anlaşamadığımız konu; evdeki temponun farkında olmaması. Ki Nisan – Mayıs – Haziran’da yarı zamanlı çalışarak görmüştü ama değişti sanıyor herhalde. (Umarım bir daha yarı zamanlıya dönmez. Maddi manevi zorlanmıştık.) Mesela, yetişemediğimi anlamıyor. Kendi işlerim, evin işleri derken hoooop akşam oluyor ve elbet bir şeyler yarım kalıyor. Sonra o söyleniyor, ben yükseliyorum ve bir anda tartışma çıkıyor. Bir de mutlaka her gün tekrar yapalım istiyorum Irmak’la. Yardımcı kitaplar aldım, web siteleri de var. Öğrendikleri konulara bakıyoruz, geçen seneyi tekrar ediyoruz. Beni uzun zamandır takip edenler biliyorlar; uzaktan eğitim olmasa da yapardım ancak bu kadar değil tabii. Sıkmadan, bunaltmadan. Bazen sadece oyunla tekrar yapıyoruz. Bazen bir matematik problemi sorup “İşlem yapmana gerek yok, neler yapılacağını söyle yeter” diyorum. Öğrendiklerini pekiştirmesine yardımcı olurken sıkılmasın diye de uğraşıyorum.


Gün içinde de tıpkı bu yazıda olduğu gibi daldan dala, konudan konuya atlıyorum. Bir iş e-postası yazarken birden gelen diğer telefona bölünüyor o e-postanın başına bir saat sonra oturabiliyorum.


Eskiden günü programlamıştım. Irmak okula gittikten sonra kahvemi içer, tüm yazışmalarımı yapar öyle başlardım güne. Şimdi tabii öyle değil. Her evde olduğu gibi… Düzeni değişmeyen var mı?


Arkadaşlarımızla buluştuk geçen akşam bizim apartmanın bahçesinde. Bu hastalıktan iş olarak etkilenmeyen var mı diye konuşuyorduk; yok. Kimse yok. Allah sağlık versin, tüm sorunlar elbet çözülecek de işlerin etkilenmesi bir süre sonra başka sorunlara neden olacak diye korkuyoruz. Zaten kimsenin psikolojisi iyi değil.


Düğüne giden otele gidene, otele giden düğüne gidene laf atıyor; herkes birbirini suçluyor. Sokağa çıktığımda gördüğüm birçok kişinin cidden umursamadığı. Mekanlar kalabalık, maskeler bilekte… Herkes suçlayacak birini buluyor ancak kimse dikkat etmiyor. Önümüzdeki günlerden korkuyorum. Hasta sayısı artıyor, tüm hayat dengesi değiştiği için, insanların sinirleri bozuluyor, ilişkiler yıpranıyor.


Sadece karı koca ilişkilerinden söz etmiyorum; tahammül seviyemiz azaldığı için arkadaşlarımıza da kırılabiliyoruz, kızabiliyoruz. Alınganlık yapanların sayısı öyle çok ki! Ben de bir arkadaşımla yaşadım bunu. Öyle bir boyuta geldi ki durum, bir baktım her yerden engellemişiz birbirimizi. (40’lı yaşlarda çocuklarız biz!) Çok saçma bir nedenden çıkan bir tartışma bizi nereye getirdi. Belli ki ikimizin de enerjisi yerdeydi o gün, yüksek ihtimal benim kadar onun da siniri bozuktu. Böyle düşünüyorum da bir adım attım mı? Hayır! İşte söz ettiğim tam da bu. Tahammül seviyemiz azalırken insanlar bir bir hayatımızdan çıkıyor ve geri dönüp bakmıyoruz. Çünkü herkes o kadar gergin ki, hayatında bir başka gerginlik istemediği için ipler kopunca yeniden bağlamak için uğraşmıyor.


Uzaktan eğitimden söz ederken konunun geldiği yer… Az önce dediğim gibi bir günüm işte böyle geçiyor. Başladığım konuyla bitirdiğim konu birbirinden böyle farklı!


Bizim salonda matematik dersi başladı. Klavyenin tuşlarını dövmeyi bırakıp, kaçıyorum. Bu değişken ruh halimi buraya kadar okuduğunuz için de sonsuz teşekkür ediyorum.


Sağlık olsun, her şeyin üstesinden geleceğiz. Yeter ki sağlık olsun, ama böyle arada iç dökmek de lazım.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yüreğinize sağlık...
    CEVAPLA
  • Misafir Çok güzel, hepimiz aynıyız şu döbem6????????????????
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.