X

Acil servis, aciliyeti olan hastalara bakılmak üzere kurulmuştur. Tıpta acil kavramı, müdahale edilmezse 24 saat içinde uzuv, işlev yada can kaybına yol açabilecek durumları tanımlar.


Acil servise gelen hastalara triaj denen bir işlem yapılır. Hastanın ne kadar acil bir durumu olduğuna karar verilir. Bir hastanın kalbi durmuş ya da nefes almıyorsa bu zaten en en acildir ve hemen kırmızı alan denen yere alınarak müdahalesi yapılır. Kalp krizi, inme, ağır yaralanma gibi bir durum varsa hasta sarı alana alınır ve orada müdahale edilir. Burada yapılan müdahalelerden sonra bakılmayı bekleyebilecek hastalar yeşil alanda bakılır. Ve ideal koşullarda acil kabul edilmeyen hastalar acil servise kabul edilmez, polikliniğe başvururlar.


Ancak günümüzde acil servisler acil servis gibi değil, 7/24 açık aile hekimliği polikliniği gibi çalışmaktadır. Gece 22 sularında geçen bir konuşma ile örnek vereyim:


Doktor: Ne şikâyetiniz var?

Hasta: 3 aydır belim ağrıyor

Doktor: Bugün, bu saatte neden geldiniz, ağrıda bir değişiklik, tutulma vs. mi oldu?

Hasta: Yoo, ben gündüz çalışıyorum da, anca bu saatte vakit buldum


Hastaların çoğu kışın akşam 7 ile 12 arasında, yazında gece yarısına doğru gelirler. Çünkü işten çıkılmış ya da gezmeden dönülmektedir. Aksine tüm doktorlar bilir ki, sabah 4 ila 5 civarı gelen hasta muhakkak acildir. O saatte acil bir sorunu olmayan kimse yataktan kalkıp acile gelmez


Acil servis demek gelen her hastaya hemen bakılacak servis demek değildir. Hemen bakılması gereken hastaya bakabilmek için acil servisler vardır.


“Ama ben acile geldim, saçlarım dökülüyor dedim bana neden hemen bakmıyorsunuz?”

“Acilde sıra mı olurmuş!? Gidiyorum ben, işim gücüm var, yarın gelirim!”


Bu tarz cümleleri acil servis bekleme salonunda 1 saat bekleyin, mutlaka duyarsınız. Neden sıra var biliyor musunuz? Çünkü acil servisi yanlış kullanıyoruz. Bugün siz zahmet edip de poliklinik randevusu alıp usulüne uygun muayene olmadığınız için gerçek acil olan birilerine bakacak enerji ve vakitleri kalmıyor doktorların ve hemşirelerin. Yarın da siz gerçek acil bir durumda geldiğinizde başkaları acil servisi 7/24 açık poliklinik gibi kullandığı için bekleyeceksiniz. Bu anlayış değişmezse durum bu.


Bugün her acil serviste bir ayda bakılan hasta sayısı, o hastanenin hizmet ettiği nüfus kadar. Acile eğer sadece gerçek aciller başvuruyorsa o bölgede yaşayan herkes ayda bir acillik oluyor demek. Ne yani, o kadar mı sağlıksızız? Kurşun döktürelim bari toplucana…


Bekleme konusunda terbiyesizliğe de bir örnek vereyeyim. CPR yapılmaktadır, yani kalp masajı, suni solunum vs. ile hasta hayata döndürülmek üzere herkes canla başla çalışmaktadır. O sırada odanın kapısı açılır, biri sorar: “Daha çok bekleyecek miyiz?” Ya da hasta kaybedilir, herkeste bir hüzün hali vardır, ama yazı çizi işleri yapılmalıdır, yoksa yakınları cenazelerini alamaz. O sırada dışarıdan bir ses: “Öldü adam işte! Çıkın da biraz bizimle ilgilenin, gripten başımı kaldıramıyorum zaten”


Bir de şu serum ile iğne meselesi var. 6 sene tıp okudum, 5 sene uzmanlık yaptım, 22 senedir tıp camiasındayım, henüz o her derde deva serumu hiç görmedim. “Serum takmayacak mısınız?!” Yahu serum dediğin bildiğin tuzlu su. Bazen de hafif şekerli su. Başka bir şey değil. Ama hastalarımızın gözünde sanki sihirli değnek. O serum için koluna iğne takılacağına gidip yarım litre su içebilirsiniz. Canınız yanmaz, kolunuz morarmaz, sarf malzeme ve sağlık çalışanı emeği harcanmaz, gözlem odasını 1 saat meşgul etmezsiniz.


Acil servise bu kadar çok başvuru olması doktorların çalışma şevkini de kırıyor. Günde 500-600 hastaya bakarken ne kadar güler yüzlü ve anlayışlı olabilirsiniz? Elbet gözünüzden bir şey kaçabilir, elbet asabileşirsiniz. Aslında yapılması gereken hastanın acil olmadığının anlaşılması durumunda daha fazla işlem yapılmadan normal muayene için gönderilmesidir. Ama bizim hastalarımız bunu da kabul etmez. Gelmişken kolesterolü bile bakılsın ister.


Doktor sayımız belli. Bu kadar yüksek talebi karşılamaya yetmediği için aile hekimlerinin acil servislere destek olması istendi, ancak onlar toplu halde davranarak bu uygulamanın hayata geçmesini engellediler. Şimdi neredeyse her hastanede uzman hekimler acil servislerde çalışmak zorunda kalıyor. Elbette hepimiz uzmanlığımızdan önce pratisyen hekimiz ve acil durumlara nasıl müdahale edeceğimizi biliyoruz. Ancak acil serviste acil hasta yok ki! Sırayı kendi gibilerin yarattığının farkında olmayan, beklemek istemeyen, hemen ve uzun uzun onunla ilgilenemediği için kapris yapan bir hasta popülasyonuna hizmet edebilmek için o gün o doktorun uzmanlığını almak için 5 sene ter döktüğü alandaki hastalar mağdur oluyor, kimse farkında değil.


Bu sağlık iş kolunda emeğin yanlış kullanımıdır. Yapılması gereken toplumda acil servis imajını düzeltmek ve acil servislerin gereksiz meşgul edilmesinin önüne geçecek yasal tedbirler almaktır.