Sağlam ve uzun ömürlü ilişki mümkün mü?
Geçen yazımda, yeni yılda aşık olmayı ve hayalindeki gibi bir partner bulmayı dileyenler için farkında olunması gereken konulara değinmiştim. Bu kez de bu dileğinin gerçekleştiğini düşünenler için, başlayan ilişkinin uzun vadeli olma potansiyelinin nasıl anlaşılabileceğinden bahsedeceğim.
Birçok ilişki, fiziksel görünüşe dayalı çekim dolayısıyla başlar. Başlayan ilişkinin gelecek vaad edebilmesi için, (iki taraf için de) hissedilen bu fiziksel çekimin sabit kriterlerden kaynaklanıyor olması gerekir. Bu ne demektir? Herkesin potansiyel partnerde fiziksel olarak çekici bulduğu bir takım özellikler vardır. Örneğin; renkli göz, uzun saç/boy, bazı belirgin vücut hatları, vb. Herkes kendi içinde bu özellikleri bilirse, çekici bulduğu kişi bu özelliklere sahip olduğu sürece bu çekimin devam edeceğine güvenebilir. İlişkinin zor zamanlarında böyle bir başlangıç noktası olması, kriz dönemlerini atlatmada avantaj sağlar.
Uzun vadeli ilişki potansiyeli sağlayan ikinci önemli boyut, tarafların sevgi ilişkisi için gereken becerilere ve duygusal temele sahip olmalarıdır. Duygusal temelden başlayacak olursak; güven, ilgi, şefkat, hoşgörü ve empati temeline dayalı aile ilişkileri içinde büyüyen insan, duygusal açıdan sağlam bir temele sahiptir. Hem kendi ihtiyaçlarının hem de ilişki içinde bulunduğu kişilerin ihtiyaçlarının farkındadır, bunlara saygı gösterebilir ve kendi benliğine zarar vermeyecek şekilde karşılayabilmek için elinden geleni yapmaya hazırdır. Hem duyusal hem de duygusal "antenleri" sağlıklı çalışır. Farklı renklerin aynı palet üzerinde var olabileceğini ve gayet ahenkli bir tablo oluşturabileceğini deneyimlemiştir; farklılık onu korkutmaz, farklılığı gördüğü zaman endişeye kapılıp çevresini kendisine uyum sağlamaya zorlamaz, bunun için doğrudan ya da üstü kapalı manipülasyon yöntemleri uygulamaz. Sadece orta yolu bulmak için ve birlikte kalabilmek için isteklidir...
Sağlam ve uzun süreli ilişkilerin çoğunda bulunan temel özelliklerden biri de, tarafların birbirinin mutlu ve huzurlu olacağı ortamı bilmesi, buna saygı göstermesi ve böyle bir yaşam ortamının yaratılmasına katkıda bulunma motivasyonudur. Ancak burada en belirleyici faktör, ortak veya birbirine yakın yaşam değerlerine sahip olmaktır. Yaşam değerleri başlığı altında toplayabileceğimiz alanlara örnek olarak; yaşam felsefesi, siyasi görüş, güven ve huzur duygusunu sağlayan günlük rutinler, benimsenen kültür veya içinde yetişilen aile kültürü ve yakın/uzak gelecek hedeflerini/planlarını gösterebiliriz. Her yetişkin, kendini mutlu ve huzurlu hissedeceği yaşam ortamını bu değerlere göre belirler. Bu alanlarda büyük farklılıklar olduğu hissedilirse, taraflar ne kadar sağlam duygusal temellere sahip olurlarsa olsunlar, ortak noktada buluşmak zorlaşacaktır. Bu da buraya kadar sağlam başlamış gibi görünen bir ilişkiye gölge düşürebilecek kadar etkili bir boyuttur. Zira yaşam değerleri insanın benliğinin önemli bir parçasıdır ve kolay kolay değişmez.
Son olarak, uzun vadeli olabilecek her tür ilişkide tarafların sahip olması gereken en önemli beceri iletişim becerisidir. Buraya kadarki her boyutta sağlam temeller atılmış olsa bile, yaşam boyunca farklı fikirler, duygular, tercihler ortaya çıkabilir ve bu durum ortaya çıktığında konunun sağlıklı ifade edebilmek ve birbirini dinlemeye/anlamaya yönelik (kendi yönüne doğru ikna etmeye değil) motivasyona sahip olmak çok önemlidir. Sağlıklı iletişimin üç aşaması; net ve yargısız ifade etmek, iyi konsantre olarak dinlemek ve birlikte var olabilmeye yönelik bir duruş sahibi olmaktır. Bu üç aşamdaki beceriler gelişmiş ise, ister romantik ister arkadaşlık ister iş ilişkisi olsun mutlaka bir orta yol bulunur ve tüm süreçler barışçıl bir ortamda ilerler.
Eğer yeni başlayan ve uzun ömürlü olmasını arzu ettiğiniz bir ilişkiniz varsa, her aşamasında bu kriterlere göre değerlendirmeyi unutmayın. Herkese kendi olabildiği, tatmin ve huzur duygusuyla ilerleyebildiği, uyumlu ve sevgi dolu beraberlikler diliyorum...
YORUMLAR