Kadının 30 yaş imtihanı
Diyebilirim ki imtihanların en zorlarından biri.
Kendim feci geçirdiğim gibi şimdi etrafımdaki 30 yaş grubuna bakıyorum, durum içler acısı.
30 yaş bir durma ve hayatınla ilgili hesap verme yaşı.
“Doğru hayat mı yaşıyorum yoksa tamamen bir saçmalığın mı içindeyim?”in tabak gibi gözler önüne sürüldüğü yaş.
Cevap “Evet bu hayat benim için en doğrusu ise” sorun yok.
Değilse eyvah eyvah.
Başlıyor deli bir mücadele.
Evliysen evliliğini sorgulama başlıyorsun.
Bu, beraber yaşlanmak istediğim adam mı?
Bu, benim için doğru bir format mı?
O sorgulama sonunda çoğu evlilik sona eriyor.
Evli değilsen “geç kaldım, bak beceremedim” krizi başlıyor.
Ve karşına çıkan herkesi “Bu evlenilecek adam mı?” gözüyle incelemeye başlıyorsun.
Bunu öyle bir acele ve hırsla yapıyorsun ki karşındakini kaçırma ihtimalin yüksek oluyor.
Hayatında hasbelkader biri varsa da onu evlenmeye zorlamaya başlıyorsun. O da büyük olasılıkla yine bir kaçma olayıyla sonlanıyor.
Eğer çocuğun yoksa ve etraftaki arkadaşlarının varsa bu en vahimi oluyor ama.
Çocuk yapmaya odaklanıyorsun bu kez de.
Seçici algı etrafta sadece hamile ve çocuklu kadınları algılamaya başlıyor.
Hele rüyalar, onlardan kurtulmak hiç mümkün olmuyor.
Bu çılgın süreçte de ya olmadık adamdan çocuk yapmaya kalkıyorsun ya da kafayı fena halde bu konuya taktığın için çocuk olmuyor.
Peki ne yapalım diyecek olursanız şöyle bir akış olmalı sanki.
Önce sorgulama.
Sorgulama sonucunda yaşam biçiminde hata varsa vakit kaybetmeden değişikliğe gitme.
Nasıl bir yeni hayat istediğin konusunda süper net olma.
Ve takmadan, paniklemeden hayatı akışına bırakma.
Biraz tevekkül yani.
YORUMLAR