Oğullarım evlendikten sonra çok değişti...
“Yeşim hanım, ben üç oğlu olan yalnız bir kadınım. Eşim öleli yıllar oldu, bayağı da mal varlığı bıraktı, ben de onların kira gelirleriyle yaşıyorum. Üç de gelinim var, peş peşe evlendiler. Çocuklarım evlendikten sonra değişti, eşlerinin dolduruşundan dolayı eskisi gibi beni arayıp sormuyorlar, dertleri para. Üstlerine versem malı mülkü, iyi anne olacağım. Henüz üçü de çok genç, mallara güvenmesinler istiyorum, her şey zaten onların, ama tavırlılar. Ben de yaşlı değilim, aktif bir kadınım. İstiyorlar ki ben yaşlı gibi yaşayayım. Geziyorum arkadaşlarımla, kendimi dinlemiyorum ama onlarla da ilgili bir anneyim bunu görmüyorlar. Evlendiklerinden beri ne yapacağımı bilmiyorum. Bu tarz yazıları hep okurdum, yazacağım hiç aklıma gelmemişti... “
Rumuz: Bulut
Yeşim Tijen’in cevabı:
Milletçe yine bir seçim heyecanı yaşıyoruz. Her yerde partililer, seçim arabaları kendi partileriyle ilgili tanıtım yapıyor. Etraf bayrak dolu, afiş dolu, müzikler çalıyor, sanırsınız panayır yeri parti müzikleri yanı sıra, bazıları da yöresel müzikleriyle varlıklarını gösteriyorlar. Hepsi bizim, müzikler de öyle. İnsan garip ruh haline bürünüyor oralardan geçerken ve yine oradan uzaklaşırken bir tebessüm konuyor dudaklarımıza, sonra bir düşünce alıyor bu müzikler kadar içtenler mi diye. Yine o eskiye özlem duyuyoruz. Bu cumhuriyetin kurulması için mücadele veren değerli insanları hatırlayıp ihtiraslara kapılmadan, vatan millet adına yaşanamaz mı mevkiler diye ve hayırlısı sözcüğü çıkıyor dudaklarımızdan. Başka ne diyebiliriz ki zaten? Günlük kendi yaşantımıza hengamemize tekrardan eve dönüyoruz. Evde de bitmiyor ki, haberlere bakınca parti başkanları birbirini yiyor. Bizler şaşkın seyrediyoruz, herkesin kafası etraftaki karmaşadan daha da karışıyor. Ne doğru ne yanlış onu tam da bilemiyoruz. Yanlış bildiklerimiz belki de çok doğru, doğru bildiklerimiz de yanlış. Herkes bir şeyler anlatıyor, vaatler ihtarlar arasında kalmış olan koca bir milletiz. Aslına bakarsanız bizler ‘Yaşar ne yaşar ne yaşamaz’ gibi yaşayan insanlarız partililer için. Seçim zamanı hatırlanıyoruz onların nezdinde. Bunu bile bile yine de sineye çekiyoruz. Hep bir tolerans nereye kadar? Tespih çeker gibi sabır çekiyoruz, oysa sabırlar tükenmek üzere, taşıyoruz gören yok. Kimler girecek kimler giremeyecek meclise işte bunu belki akşamında öğreneceğiz ya … Seçimin sonucu bize neler getirecek veya bizden neler götürecek bütün bunları da hepimiz yaşayarak göreceğiz. Ne dileyelim ülkemiz için hayırlı olsun, hayırsızlar varsa onlar da geride dursun.
Bugünkü konumuza bakınca gördüm ki evlatlar ve gelinler yine iş başında. Ne zamandır böyle bir konu gelmemişti, demek ki gelinler boş durmamışlar, ortalığı karıştırmışlar. Sevgili okurlarım, bir kadın kocasını kaybedip evlatlarıyla baş başa kaldığında yaşamıyla esas mücadelesi başlar. Hani denir ya ak koyun kara koyun diye, işte o. Ak koyunla kara koyun, o eş kaybedildiği zaman belli olur. Eşin varlığı manevi olarak büyük bir güçtür, o ölen eş bir de güçlü bir karakterdiyse kadın için kayıp çarpı iki olur. Sizin durumunuzda böyle oldu sanırım. Babaları ölünce çocuklarınız ve gelinleriniz sizin yaşamınızın da noktalandığını düşünür oldular. Evet, ister istemez nokta koyuyorsunuz hayatınızın en değerli bölümüne o noktayı ama yaşam devam ediyor diğer yandan. Çocuklar babalarının ölümüyle sizin ruhunuzu da öldürüp yaşama hakkı görmemişler kendilerince. Artık neye ihtiyaç duyacaksınız, yaşam bitti yaşlandınız onlara göre para onlara lazım böyle öngörmüşlerdir. Bunun böyle olmadığını yaşadıkça göreceklerdir. Para her zaman lazım ve çok önemli bir güç, evlatlara karşı bile güçlü durmanızı sağlıyor. Yanılıp da sahip olduğunuz gayrı menkulleri çocuklarınızın üzerine yapmayın. Sevgili okurum ilerde muhtaç duruma düşmemek için garantiniz o gayrı menkulleriniz. Diğer yandan o mallar zaten ilerde onların olacak, siz şimdi o malların bekçisisiniz, onların yanlışlarından korumak için böyle düşünüyorsunuzdur siz de muhtemelen. Oğullarınızla gelinleriniz olmadan konuşun. Kırıcı olmadan tasvip etmediğiniz konuları paylaşın anneleri olarak. Bazen fark ettirmek gerekebilir, baş başa konuşmak onlara da iyi gelecektir. Onların sevdiği yemekleri yapıp çağırın oğullarınızı. Daha çok vakit ayırıp uzak olmadığınızı hissettirin çocuklarınıza ve onların sevgisine ihtiyaç duyduğunuzu da böylece sorumluluklarını da hatırlarlar. Siz anne olarak vicdanen kendinizi huzurlu hissediyor musunuz, mühim olan budur. Gelinler ne söylerlerse söylesin oğullarınıza anne evlat arasındaki bağı koparamaz kolay kolay, zamanında temeller güçlü atılmışsa sallansa da yıkılmaz ilişkileriniz merak etmeyin, ama hislerinizi paylaşın onlarla. Üzüntünüzü de sevincinizi de evlendiler diyerek uzaklaşmayın. Ailenize sahip çıkın çok sıkmadan, çok da gevşek bırakmadan varlığınızı hissettirin. Sevgili okurum endişelenmeyin, oğullarınız kolay kolay sizden vazgeçmezler. Eşlerinin sözleriyle etki altında kalsalar da muhakemesini yapacaklardır kendi içlerinde. Çünkü siz annelerisiniz. Ne kadar eşlerini sevseler de ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar denir ya bunu onlarda dile getirmeseler de bilirler. Sevgiler...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR