Askere gideceği için mi böyle?
“Merhaba Yeşim Hanım, uzun süredir takip ediyorum sizi, düşünceleriniz çok hoşuma gidiyor. Bana da yardımcı olursanız sevinirim. Benim bir erkek arkadaşım var. Üniversitede tanıştık, 2 yıl boyunca hep yanımdaydı ve bir dediğimi iki etmedi, can yoldaşım gibi hissettirdi bana kendini. Beraber ağlayıp beraber güldük, çok sevdik birbirimizi. O üniversite de okuduğum yerde yaşıyor, ben şu an memleketimdeyim, uzağız birbirimize. Kasım’da askere gidecek. Ve ailesi beni istemiyor. Annesi özellikle bana çatmaya bile geldi ben oradayken “oğlumdan ayrıl, yanında görmeyeceğim duymayacağım, oğlum seni seviyor diye seni gelin diye alacak mıyım ben?” dedi bana. Bunları duyunca dünyam yıkıldı sanki, o gece sabaha kadar uyuyamadım. Biz sevgilimle daha da çok bağlandık birbirimize, birlikte ağladık daha çok sarıldık birbirimize, üstesinden geliriz dedik. Şimdi ondan uzağım ve askere gideceği için beni çok umursamıyor, gezeceğim, içeceğim bana karışma boşuna kavga etmeyelim diyor, acaba fikirlerimi değişti, ailesi mi etken oluyor? Bir de uzaklık var, bir anda değişti. Anlayamıyorum. Çok seviyorum onu… Fikirleriniz benim için önemli, teşekkür ederim.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Askerlik, erkekler çaktırmamaya çalışsalar da onlar için korkulu bir rüya, gitmeden yaşamaya başladıkları bir kabus sevgili okurlar. Bunun böyle olduğunu dile getirmeleri çok zor çünkü onların misyonu hep güçlü olmak. Güçlü gözükmek çok önemli, karizma bozulmasın... Haksız da değiller, el birliğiyle biz öyle istedik, anneleri olarak, eş olarak, evlat olarak, sevgili olarak... Bunu onlara kadınlar olarak biz yükledik. Oysa insan olanın korkuları hep var. Korkular, yaşamın bir parçası. Şimdilerde yaşanılan korku da askerlik. Çünkü askerlik artık ölümü çağrıştırıyor. Bazıları bunu dile getirmeseler de panik yaşamaya başlayanlar, kendi iç dünyalarında bunalıma düşenler, yemekten içmekten kesilenler bile var. Haksız da değiller, günümüzde askere gitmek var da dönmek… İşte orası meçhul. Meçhule giden bir yol oldu askerlik. Böyle olunca da korku gayet insani bir duygu, çünkü ha bire ölüm haberleri geliyor, cenazeler, cenazeler geliyor yeter diye bağırmak istiyorsunuz içiniz bağırıyor da dıştan hepimiz susuyoruz. Bazen öyle sahneleri görüyoruz ki şaşırıyorum anne ve babaların cenazelerinin başında bir oğlum daha var o da feda olsun demiyorlar mı, inanın çıldırıyorum. Bu nasıl bir psikoloji? Allah yaşatmasın, anlayamıyorum, anlamak da istemiyorum. Bu ölümlerin uzağında dursalar da sessizce bu korkuyu taşıyan ya benim oğluma da bir şey olursa diyen anne babalar yok mu? Çooooook var. Aileler bu duruma bir çözüm bekleyişinde. Ben bile şimdiden düşünüyorum oğlumu nasıl askere göndermeyebilirim? O benim oğlum, kimse için feda edemem. Hangi anne oğlunu teröre kurban etmek ister ki? Kimsenin teröre feda edecek bir oğlu olmamasına karşın, eller mahkum, maddi imkansızlıklar nedeniyle askere korka korka evlatlar gönderiliyor yollayan da ardından karalar bağlıyor. Yüreği ağzında, gün sayıyor... Aileler bu durumdalar, ya oğulları? Onları düşünün…
Askerlik vatan borcu olsa da bu borç gördüğünüz gibi güle oynaya ödenmiyor. Bazı durumlarda karşınızdakini anlamak için empati yapmanız gerekiyor sevgili okurum. Empati her şeyi insana izah eder ama hemen en kötüsü aklınıza gelmiş, çünkü size karşı olan bir annesi olduğunu biliyorsunuz ve bundan haklı olarak rahatsız oluyorsunuz. Erkek arkadaşınız belki çok rahat edeceği bir yere gidecek ama şimdi bunu bilemediğinden, aklı olumsuzluklarla doludur ve bu olumsuzlukları kendince gidene kadar bir şekilde kafasından savuşturmaya çalışıyordur. Peki rahatlıyor mudur? Hayır, rahatlayamıyordur. İçinde taşıdığı korku, endişe onları da yüklenecek ve askere onlarla beraber gidecek. Ve dönene kadar bu stresle boğuşacak. Askerlik bu kadar uzun olmamalı. Silah eğitimi, ülkeyi korumanın eğitimi daha kısa zamanda pekala verilebilir ve gençlerin hayatı askerlikle ‘vatani görev’ adı altında çalınmamış olur. Türk milleti gerektiği yerde kadını, erkeği o vatanı nasıl olsa kimseye bırakmaz, daha önce bıraktı mı? Muhtaç olduğumuz kudret hepimizin damarlarında geziyor. Bunu hepimiz biliyoruz. O zaman neyin nesi bu kadar uzun bir süre? Size düşen sevgili kızım hoşgörülü olmak, şefkatle yaklaşmak. Onun bu gezmelerinin, tozmalarının altında bir şeyler aramamak. Ona güvenin. Yaşadığı değişim askerlikten kaynaklı, kafasındaki sorulara cevap buldukça rahatlayacak, normale dönecek. Sevgilinizin dediği gibi, boşuna kavga etmeyin, sevmeye ve güvenmeye devam edin hayırlısıyla gitsin, hayırlısıyla gelsin inşallah... Sevgiler...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR