Yaşadıklarım çok ağır geliyor
Merhaba, 49 yaşındayım 3 yıl önce eşimi kaybettim. 2 kızım var. Yaşadıklarımız hiç kolay değildi. Eşim2 buçuk yıl felç kaldı, kızlarımın psikolojileri çok bozuldu. Çok zor dönemden geçtim, onları çok zor toparladım ama ben şimdi çok yalnız kaldım. Çalışıyorum çok şükür, güçlü olmam lazım ama ben de bir boşluktayım. Bazen nefes alamıyorum, ilaç da kullanıyorum. Ne yapmam lazım? Yaşadıklarım çok ağır geliyor. Büyük kızım 29 yaşında, küçük kızım 18 yaşında. Büyük kızım tam 6 yıl sözlü kaldı, ben onaylamadım. Bizi hep oyaladılar, ben bitir kızım dedim o bitirmedi, görüşmeye devam etti. Daha sonra eşimi kaybedince küçük kızım adını anmak istemediğim kişi beni taciz etti dedi ablasına ve bana. Ben de çocuğun evine gittim, kızım geldi bize inanmadı. Ben bir şey yapamadım sonra kızım benim hiç hak etmediğim şeyler söyledi, bir anneye söylenecek en acı şey ve ben o yüzden tansiyon ilacı kullanmaya başladım. Olaydan sonra büyük kızım evi terk etti küçük kızıma sakinleştirici yaptırdım. "Ablam bana inanmadı dedi ben de hiçbir şey yapamadım", şikayetçi bile olamadım çünkü sıcağı sıcağına olması lazımdı. Bu olay eşim evde hastayken oluyor aylar sonra öğrendim. Zaten çocuğun da kızım sözlüyken bir taciz olayı vardı, içeri girdi. Bu olaylar yaşanırken ben tek başına hem çalışıyor hem de hastalanan eşimle uğraşıyordum. Büyük kızım benden nefret ediyor, biz ayırmışız onu sevdiğinden ve benden intikam aldı ama kendisine zarar verdi hala da kendisine zarar veriyor neyse şimdi başka şehirde, benimle yaşamıyor. Küçük kızım üniversite okuyor, burada değil. Büyük kızımla görüşüyorum ara sıra görüntülü. Böyle zor dönemler atlatırken kendimi yalnız hissediyorum. Çalıştığım ortamda takıntılı biri var onunla nasıl baş edeceğimi çözemedim. O da üstüme üstüme geliyor anlamadım ama sanki platonik olabilir bu değişik bir şey ben bile çözemedim. Ne o bana açılıyor ne de ben ya da ben öyle hissediyorum.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar, bugünkü soruda en çok yaşanan acılar anlatılsa da küçücük birkaç cümlede saklanmış bir yalnızlık öyküsü var. Çünkü en çok dile getirilmekte zorlanılan duygu kadın için de erkek için de ilerki yaşlarda yaşanan yalnızlık olmalı. İnsan bunu saklamak istese de bedeni saklamaz, ruhu saklamasına izin vermez. Başlar dürtüler. İşte o yalnızlığınızın sesi dürtüleriniz olur ve sonunda duymamazlıktan geldiklerinizi duymaya başlarsınız. Bazen yanılsamalar içine bile düşersiniz. Bu da yalnızlığınızın artık size bağırmasıdır. Sizin içinde bulunduğunuz psikoloji şu anda budur sevgili okurum. Yalnızlık Allah'a mahsus derler, insanın her yaşta bir desteğe ihtiyacı vardır tabi ki sizde bir gün bu yalnızlığınızı son bulduracaksınız ama sizin yaşamınızda zamanlama o kadar önemli ki problemler yaşadığınız kızlarınıza hayatınıza yeni birini sokarak başka problemlerin açılmasına göz yumamazsınız. İş yerinizdeki birinin size karşı ilgili olduğunu düşünüyorsunuz, belki de öyle sanıyorum diyorsunuz sizin gibi zor bir dönem içinden geçerken zannetmekten daha fazlasına ihtiyacınız olduğunun bilinciyle hareket etmelisiniz. Birinin sizinle ilgili bir beğenisi, ilgisi olduğunu seziyorsanız bu psikolojik durumunuzun bir yanılsaması olmamalı, gerçekten bir ilgi var ise kişinin size net bir şekilde gelmesini beklemeli, yüreğinizde boş yere ümit yükseltmemelisiniz. Bir gün mutlaka yeniden sevecek, sevileceksiniz. İkinci bahar diye birçok insanın keyifle yaşadığı bir gerçek var. Bu güzel dönem için hiç aceleye gerek yok, çünkü sizin hayatınızda şu dönemde çok iyi biri olduğuna inandığınız biri olursa yer var, yoksa yeni bir sıkıntıya mahal verecek bir erkeğe hiç yer yok. Kızlarınızla yeterince sorun yaşamışsınız, yaşamaya da devam ediyorsunuz. 49 yaşındasınız, hiçbir şeye geç kalmış değilsiniz. Hayat asıl şimdiden sonra güzelleşecektir çünkü artık siz daha olgunlaşmış, ne istediğini bilen bir kadınsınız. Hayata bu şekilde umutla bakarak önce çocuklarınızla olan ilişkilerinizi düzeltmelisiniz, onların hayatının yoluna girdiğini gördükçe kendinizle ilgili huzur içinde adım atabilirsiniz.
Yaşadıklarınıza dönüp bir göz atarsak hiç kolay şeyler yaşamamışsınız. Güzel güzel yaşarken kader evinizin kapısından paldır küldür girmiş gözüküyor. Evet yaşam sizin oluşturduğunuz bir şey onu güzel de çirkin de yapacak olan sizsiniz diyerek insanın omuzlarına büyük bir yük bindirilse de bu her zaman o kadar kolay olmayabiliyor. İnsanın hayatında baş rolü oynayan kader hepimizce unutuluyor. O kader bazen ölümle bizleri yüz yüze getirebiliyor. Sizin de hayatınıza kader işte böyle sinsice girmiş. Eşinizin felç olması, ona bakmanız, çocuklarınızı toparlamaya çalışmanız ardından eşinizin ölümüyle çelmesini takmış ve kaçmış sanki size ayıkla pirincin taşını diyerek sıkıntılarla baş başa bırakmış. Bütün bu zorluklara rağmen bir anneye yakışan davranış içinde olmuşsunuz, çocuklarınıza kol kanat germişsiniz. Bu da tabi onların ve yaşananların size izin verdiği kadar olabilmiş. Büyük kızınızın 6 yıl sözlü kalması, onun sözlüsünün diğer kızınıza tacizi, sözlü olan kızınızın bunu kabul etmeyişi, evden ayrılışı, her iki kızınız ve sizin için peş peşe yaşanan başka travmalar... İnsan düşünenen ve sorgulayan bir varlıkken kızınız küçük de değil, gerçekleri kabul etmekte niye bu kadar zorlanabiliyor? Büyük kızınızın bu tutumu körü körüne birini sevmek, gerçeklerden kaçmak başka ne olabilir derseniz bir de ailesi veya kızkardeşiyle iletişimine bakmak, bu kısmı inceden düşünmek gerekli gibi gözüküyor. Bir erkeğin hakkında başka bir taciz olayı olduğu halde bu durum nedeniyle ailesini suçlayıp aileden uzaklaşıp bir nevi kaçmak sorunu çözer mi? Çözmez. O bir yerde kozları paylaşmayı bekler. Bu kopuş sizin şimdi neyse benimle yaşamıyor diyerek rahat hissedebileceğiniz bir durum değil ne yazık ki. Burada maksadım sizi kınamak değil uyarmak. Çözümlemediğiniz her düğüm daha çok sertleşecek çözülmesi daha zorlaşacaktır. Bunu siz de kızınızla iletişiminizde az çok hissediyorsunuzdur. Kızınız uzaktayken bu aranızdaki soğukluk nasıl aşılabilir?Sizin ona daha çok vakit ayırmanız, ona sevildiğini değerli olduğunu hissettirmenizle zamanla aşılabilir diye ummak istiyorum. Bu tabi tamamen kişilerin geçmiş iletişimine ve bugünkü çabalarına bağlı olarak gelişim gösteren bir durumdur. Yaşı 29 da olsa içinde bulunduğu psikolojiyle yanlışlara düşmemesi ve ilerde başka başka sorunlarla karşılaşmamak adına onu yaşadığı yere gidip görerek hayatı hakkında bir gözlem yapmak zorundasınız. Diğer kızınızın ablasının sözlüsünün tacizine uğraması sonrası ilaç kullanıyor olması sizi mutlu etmese de iyileşmesi için gerekliyse ilaç kullanacak, kendini iyi hissetmeye başlayınca kullandığı ilacı bırakacaktır. Bu bir süreç geçecektir. Bence küçük kızınız bu iyileşme sürecine girmeye başlamış, okuluna konsantre olmuş olması onun adına güzel bir gelişme. Bunca karışık durumlar içinde en güçlü durmak zorunda olan sizsiniz. Onların hayatında örneksiniz, güçlü hissetmeseniz bile güçlüyü oynayarak enerji ve umut vereceksiniz. Yalnızken ağlayın, isyan edin, deşarj olun ama onlara geleceğe ümitle bakan bir anne olarak yaşamlarından umut etmeleri için örnek olmaya gayret edin. Size de umudu kızınızın derslerine konsantre olması, diğer kızınızın sizinle hala konuşuyor olmasıyla verdiklerini görmenizi isterim. Zaten insan her şeyi yitirebilir ama umudunu asla yitirmemeli, en büyük yaşam kaynağı kaç yaşında olursa olsun umuttur. Bu umudu dağıtabilmek için sizin kendi ruhunuzu besleyecek tavır ve düşünceler içinde olmalısınız. Bunu da pozitif bakış açısıyla hayata bakmakla, olabilecek hayaller kurmakla, kendine güvenmek, inanmak, kendini yenileyebilmekle mümkün kılabilirsiniz. Yani yaşam çabala diyor, asla benden vazgeçme. Kendinden vazgeçememek için de aynada gördüğünüz kadını güzel, bakımlı görmeniz dolaysıyla ondan ümitli olmanız gerekiyor. Görüyor musunuz sevgili okurum, ümit bir ışık, biz insanlarda onun etrafındaki pervaneler gibiyiz. Yoksa nasıl yaşama meydan okuyabiliriz? Siz de yaşadıklarınıza zaman zaman yorulsanız da ayağa kalkabilmeyi başararak meydan okumalısınız çünkü hayattan bir alacağınız var. O da en doğru kişi olsun istiyorsanız acele etmemeli, önce çocuklarınızı yola koyarak emin adımlarla ilerlemelisiniz. İkinci baharınızı çocuklarınızın sevgisi, mutluluğuyla birlikte yaşayabilmeniz dileğiyle...
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR