Bedelini ödedik, hala ödüyoruz

Son günlerde cadı avının muhatabı olmuş Melike Şahin’in “bedelini ödedim” şarkısını çok seviyorum:


“Bedelini ödedim ben de, sustuğumuz her şeyin” mısrası çok şey anlatıyor. Bedelini ödedim, ödedik ve hala ödüyoruz.


Cumhuriyet tarihinin belki de en kritik seçiminin ardından kadınların oy hakkı üzerine düşünelim. Süfrajetleri bilirsiniz. 20. yüzyılın başlarında İngiltere’de kadınların seçme ve seçilme hakkını savunan, ağırlıklı olarak orta sınıftan gelen kadınların yürüttüğü kadın örgütlenmesi. Bir süfrajet olan Emily Davison 1913’te hareketin sesini duyurmak için düzenlenen bir at yarışında kendini İngiltere hükümdarının atının önüne atar ve ölür. Sesi duyulur. Kadınlar oy hakkını elde eder. Bedelini ödedik.


Osmanlı feministlerinden Nezihe Muhiddin ve arkadaşları mecliste kadınların temsili için Kadınlar Halk Fırkası'nı kurmak ister. Henüz CHP dahi kurulmamıştır. Kadınlar Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi partisini kurma girişiminde bulunur, başvuru reddedilir. Nezihe Muhiddin, Halk Fırkasını Türk Kadınlar Birliği isimli derneğe dönüştürür. 1927 seçimlerinde Kadınlar Birliği tarafından kamuoyuna adaylığı açıklanan dört adaydan birisi olur. Muhaliflerin yolsuzluk iddiaları ile ihraç edilir. Kocasından boşanır. Yolsuzluk iddiaları, parti kapatmalar, ihraçlar, tecritler devam eder. Yaşamına 20 roman, 300 öykü ve sayısız örgütlenme pratiği sığdıran Nezihe Muhittin’in hayatı bir akıl hastanesinde sona erer. Bedelini ödedik.


Konca Kuriş Allah' ulaşmanın yolunun tarikat ile olmayacağını savunarak Kur'ancılık akımını benimser. İslamı, çağın aklıyla yeniden yorumlamak gerektiğine inanır. Örtülüdür ancak Kuran’da başörtüsü zorunluluğu olmadığını savunur. Çok kadınla evlilikleri eleştirir. Kadınla erkeğin yan yana namaz kılabileceğini söyler. Kadınların erkekler tarafından yorumlanan dogmalar dahilinde din kisvesi altında baskılandığını, gerçekte dini emirlerin erkeklerin iddia ettiği gibi olmadığını ileri sürer. Müslüman feministlerin öncüsüdür. Hizbullah tarafından kaçılırıp işkence edilir ve öldürülür. Bedelini ödedik.


6284 sayılı Kanun’dan önce yürürlükte olan 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun “evlilik içi” şiddet karşısında kadının korunmasını öngörür. Ayşe Paşalı evliliği boyunca kendisini şiddete maruz bırakan eşinden boşanır. Boşanmadan iki ay sonra kapısına dayanan eski eşi Ayşe Paşalı’yı bıçak zoruyla ıssız bir yere götürür; öldürmekle tehdit eder. Birkaç gün sonra da arkadaşları ile Ayşe Paşalı'nın kapısına gelerek, tehditlerini yineler. Ayşe Paşalı’nın koruma talebi “aralarında evlilik birliği kalmadığı” gerekçesiyle reddedilir. Boşandıktan 1,5 yıl sonra eski eşi Ayşe Paşalı’yı 11 yerinden bıçaklayarak öldürür. Bugün yürürlükte olan 6284 sayılı Kanun’da koruma tedbiri alınması için evli olma şartı yoktur. Bedelini ödedik.


TCK madde 438 uyarınca ırza geçme suçunun fuhuşu meslek edinen kadınlara işlenmesi halinde sanıklara verilen ceza üçte iki oranında indirilir. N.T. isimli kadın dört erkek tarafından kaçırılıp tecavüze uğrar. Mahkemede kadının seks işçisi olduğu iddiasıyla faillere indirim uygulanması talep edilir. Kadınlar ayağa kalkar. Iffetli kadın/iffetsiz kadın ayrımına itiraz eden bildiriler yayınlarlar. Kanun maddesi Anayasa Mahkemesi’ne taşınır. TCK 438, 1990 ylında iptal edilir. Bedelini ödedik.


Akrabası tarafından tecavüze uğrayıp hamile kaldığı için aile kararıyla öldürülen Güldünya, töre/namus saikiyle işlenen cinayetlerde neden haksız tahrik indirimi uygulanmaması gerektiğinin sembolü haline gelir. Bedelini ödedik.


Okulundan dönen, seks işçisi olmayan, mini etek giymemiş, gece eğlencesinden değil gündüz vakti evine dönen Özgecan; bindiği dolmuşun şoförünün tecavüzüne uğrar ve öldürülür. Kadın cinayetleri karşısında mağdur suçlayıcılığa savunup faili aklayanları mazeretsiz bırakır. Bedelini ödedik.


Defalarca koruma istemesine rağmen kocasının şiddetinden kurtulamayan, en sonunda annesi ile birlikte kaçmak isterken annesi kocası tarafından öldürülen, üstelik kocası “karımı geneleve satacaktı” demesi üzerine haksız tahrik indirimi alan Nahide Opuz’un; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurması ve Türkiye aleyhine yaşam hakkı ihlalinden tazminata hükmedilmesi üzerine Türkiye; uluslararası arenadaki itibarını düzeltme için ilk imzacısı olarak İstanbul Sözleşmesi’ni imzalar. Bedelini ödedik.


Bu örnekler bitmez. Sayfalarca yazabiliriz. Ekonomik özgürlüğümüzü elde etmek istediğimiz için bedel ödüyoruz. Anne olmak istersek işyerinde bedel ödüyoruz. Anne olmak istemezsek sosyal yaşamda bedel ödüyoruz. Istediğimiz şekilde giyinmek için bedel ödüyoruz. Miras hakkımızdan vazgeçmezsek aileden dışlanma bedeli ödüyoruz. Erkeklerin ödemediği bedelleri ödedik, ödüyoruz. Mücadeleden asla vazgeçmiyoruz çünkü “bedelini ödedik her milimini bu dik gülüşün.” Melike Şahin’e ve bedel ödeyen tüm kadınlara selam olsun.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.