Çemberin büyüsü

Yaşananların hızına ayak uydurmakta zorlanıyorum bazen. Ne yana bakacağımı şaşırıyorum. Her yanımdan dallanmalar görüyorum; gördüklerime bakakalıyorum. Şaşırdığımdan değil, güzelliklerine hayran olduğumdan…


Büyülenmiş gibiyim. Olacak olanları hissetmişiz onca insan. Bu heyecan dalgasının gelmekte, yaklaşmakta olduğunu haber almış yüreklerimiz de ondanmış bu kıpır kıpır halimiz. Birbirimize değdiğimiz noktalarda kök salan tohumlar çiçekleniyor birer birer. Rengârenk bir bahçeye dönüşüyoruz.


Hayatımıza “armağan” kavramı girdiğinden beri başımıza gelmeyen güzel şey kalmadı zaten. Topluluk halinde yaşamamızın hayallerini kurmaya devam ederken birdenbire içinde buluverdik kendimizi. Şu an beş kişilik bir topluluk halinde yaşıyoruz. “Küçük topluluğumuz” diyor bir üyemiz. Büyüyeceğini hissediyoruz hepimiz.


Mucizeler çoğalıyor hayatlarımızda. Kök salıp artık o noktadan büyümeyi ve yayılmayı seçenlerin, bunu yapmayı düşünebileceklerin, hayalini kuranların, artık “yeter” noktasına gelenlerin ve yola çıkanların öyküleriyle donanıyoruz parıldayan mücevherlerce…


Bir araya geliyoruz arkadaşlarımızla. Çemberler oluyoruz. Çember adabını öğreniyoruz önce, kolaylaştırıcı kılığında gelen meleğimizin sözlerinden… Yüreklerimizle konuşup yüreklerimizle dinliyoruz; ben diliyle konuşuyoruz ve ortaya konuşuyoruz. Sırayla konuşuyoruz konuşma nesnesi ile. Bu bir daldan kristal bir taşa, kuş tüyünden kozalağa kadar değişik biçimlerde olabiliyor.


Bir arada yaşama niyetlerimizi, kendimizi ortaya döküyoruz da denebilir kelimenin tam anlamıyla. Kendimiz olmamıza izin veriyor herkes. İçimizden özgürce ve kolaylıkla akıyor sözcükler… Korkmadan, çekinmeden, önce kendimize dürüst olarak çıkıyorlar tek tek. İhtiyaçlarımızı ve bunlara eşlik eden duygularımızı da belirtiyoruz. Akış halindeyiz; akıyoruz.


Bazen gözyaşı eşlik edebiliyor bir konuşmaya. Acısını yüreğimizde hissediyoruz konuşan arkadaşımızın. Biz de ağlıyoruz; kimi zamanlar da mutluluktan.


Şükür hali ve yarattığı hisler içimizi dolduruyor. Herkese ve her şeye duyduğumuz bu şükran evrene yayılıyor oradan; hissediyoruz. Bizi ağırlayan mekân, yeryüzü tapınağı haline geliyor. Cennette buluyoruz kendimizi.


Topluluk halinde yaşamayı istiyor muyuz? Ne zaman bunu yapabileceğiz? Bir topluluk nasıl sürdürülebilir olur? Fiziksel/coğrafi beklentilerimiz neler? Topluluğu bir arada tutan değerler neler olmalı? Ve tüm bunların bir arada sağlıklı şekilde var olması için nasıl bir iletişim olmalı aramızda?


Tüm bu konuşmalar ve dinlemeler yürekten yapılınca, ortama yayılan o büyülü ruh hali hepimizi sarmalıyor. Huzur ve mutluluk kaplıyor hücrelerimizi tek tek. Bir arada olmanın büyüsü bu. Halk oyunları oynarken ilkokulda hissettiğim duyguya benziyor. Kalbim heyecanla çarpıyor böyle zamanlarda. Ya da bir başka deyişle: Yüreğim kabarıyor!


Şifalı bu çemberler, alışkanlık yapıyor.


Can kulağıyla duyuyoruz dile gelenleri. Çok şey öğreniyoruz çemberlerden. Çemberlerle büyüyoruz sanki. Çemberler iyileştiriyor, temizleyip akışı rahatlatıyor. Takıldığımız konular varsa ya da bizi üzen bir durum, bunları çemberin ortasına, nötr alana ve denge noktasına konuşmak herkese çok iyi geliyor. Darılmak, alınmak, küsmek gibi kelimeleri çoktan geride bırakmışız. Toltek atalarımızın dediği gibi: Kişisel algılamıyoruz arkadaş!


Birlikte yaşamı paylaşma niyetlerimizi yolladık evrene. O alsın, kabul etsin hayırlıysa. Kesiştirsin yollarımızı kolayca, eğer bütünün hayrınaysa. Topluluk olma yolundaki nice toplaşmalara selam olsun.


Belki bu da bizlerin armağanıdır hayata… İçimizden geliyor, doğmasına izin veriyoruz ne zamandır tekmeleyen çocuğun. Haydi bakalım ömürlerine bereket… Nice güzelliklere vesile olsun topluluklarımız.


Şu hayatın bizden istediği başka ne var acaba?


“Eğer bir amaç için bir araya gelmişseniz orada gerçek bir işbirliği yoktur. Eğer bir aradayken mutluysanız işte o zaman gerçek bir işbirliğinden söz edilebilir. Çünkü eğer bir fikir sizi birleştirebiliyorsa bir başka fikir de bölebilir” diyor Krişnamurti…


Biz olma deneyimi, bir arada yaşam deneyimi, deneysel yaşam…


Ne güzel, ne mutlu!


Çemberlerimiz geniş, topluluklarımız bereketli olsun…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.