Su farkındalığı
Tuhaf bir yıl olduğu derelerin hâlâ kuru olmasından belliydi. Normal şartlar altında sonbahar yağmurlarından bir süre sonra bize gelen yoldaki deremiz akmaya başlardı, bu yıl minik bir birikinti oldu, o da kurudu gitti.
On yıldan fazla bir zaman önce yine böyle olmuştu, üst üste iki yıl kuraklık yaşamıştık. Çıralı’daydık o zaman. Bulutları görünce sevinir, yollarını gözlerdik. Tüh! Yağmur bırakmadan uzaklara doğru giderlerdi. Çayırlardaki otların sarardığını, tepelerdeki ağaçların kuruduğunu gördük.
Bu yıl sonbahar yağmurları geç başladı biliyorsunuz. Uzun aralıklarla yağdığı için, toprak gelen suyu emdi, bitkiler kullandı, geriye bir şey kalmadı ve dereler de akamadı bu yüzden doğru dürüst. Yerli halkın dilinde “suların patlaması” denen bir kavram var, yağmurların toprağı doyurup su kaynaklarını, gözeleri coşturmasına deniyor. Sular patlayamadı a dostlar!
Bu yılın bir diğer ilginç tarafı hem çok soğuk havalar yapmış olması hem de oldukça ılık bir kış geçiriyor olmamız. Yılbaşından sonraki gün ısıyı patlatacak kadar dondurucu havalarda pırıl güneş olduğu halde ısınamazken, sonraki ayın güneşli havaları bizi gölgeye sığınmaya zorladı. Alışkınız, kat kat giyindiğimiz “lahana” modelinde gün içindeki ısı değişikliklerine karşı üzerimizdeki giysileri azaltıp çoğaltabiliyoruz. Ama bu kez sanki bahardaymışız gibi, yazlık giysilere başvurduğumuz oluyor. Çorapları bile çıkarıp parmak arası terliklere geçiş yaptık, düşünün siz artık.
Allah sonumuzu hayır etsin derler ya, bu yıl halimiz o hesap. Sevinelim mi üzülelim mi şaşırdık bir yeni güne daha güneşli bir havayla uyanınca.
Tahtalı dağımızda doğru dürüst kar yok, asıl onu n’apıcaz bilmiyoruz. Azıcık yağan kar da güneye bakan yüzde güneşli havaların ardından eriyiverdi. Karlar çok kıymetli, yazlık su stoklarımızın kaynağı onlar.
Bu ay yağmurlar aralıklarla yeniden başladı ama güneş de açısını değiştirip yükseldiği için her yeri çabucak kurutuyor. Allahtan gece nemi var da bitkiler biraz olsun sebepleniyor.
Bunlar bizim gözlemleyebildiklerimiz. Kimbilir ne hassas dengeler değişiyor da tahmin edemeyeceğimiz şeyler oluyor doğada, flora ve fauna nasıl etkileniyor bu durumlardan.
İnşallah bahar yağmurlarıyla durum biraz olsun telafi olur da yaz boyu sularımız yeterli miktarda akar. Biz şimdiden yaz için yedek bir su deposu kurmaya karar verdik. Dileğim, sizler de şehirde suları dikkatle, özenle kullanın ve küçük de olsa birer depo yaptırın evinize şimdiden. Aç-kapa muslukların başlı başına büyük bir su tüketicisi olduğunu düşünüyorum, bir hareketle foşşşş diye güçlü bir şekilde akıyor su ve ayarlamak için uğraşana kadar dünyanın suyu harcanıyor. Gelin vazgeçin o musluklardan, eski musluklara dönün. Hem ne güzel ince ayar yapabiliyoruz iki düğmeyi çevirerek.
Suya dikkatimizi verelim, bize şimdiye kadar can verdiği, arındırıp beslediği için kutsayıp onurlandıralım ve kullandığımız suya farkındalıkla davranalım. Yeterince kullanalım.
Yaşam kaynaklarımız yağmurlara, karlara bereket olsun.
YORUMLAR