Armağanın bereketi…

Zamanda yolculuk yapmaya devam ediyoruz. Yıl 2012, güneş panelleriyle elektriğimiz oldu ya, internetimiz de bir yıl önceden olmuştu, açalım bakalım bilgisayarı ne var ne yok. Sağolsun Facebook hatırlatıyor: “Filiz’in doğum günü.” Henüz tanışmadık ama herkes onunla tanışmamızı söylüyor. Ona bir kutlama mesajı yolluyorum, “senin doğum gününde Flora’ya ışık geldi” diyorum ve güneş panellerinin armağan öyküsünü anlatıyorum. Yazımın altına da not düşüyorum:


“Yayıncılık işlerine de ucundan bucağından bulaştık, Flora dizimiz oldu, bir de şöyle söylemimiz:

‘Flora dizisi ile yeryüzü bilgeliğine bir kapı aralıyoruz. Bu kapıdan şu an itibarıyla görünen, yeryüzünün canını hissedenlerin –dünyanın neresinde olursa olsunlar- onu kollamak ve gözetmek için türlü yollar buldukları…Biz onlara tanıklık ediyor ve geçmişin izlerini sürüp yarınlara taşıyoruz. Yaşamı kutlayarak ve çoğalarak… Yolumuz açık olsun…’

Dizinin söylemine uygun olan, dilimize çevrilse iyi olur dediğin kitaplar varsa, önerirsen çok sevinirim,” diyorum.


Filiz’den hemen cevap geliyor:


“Ah Ayşecim, tam da sizin yaşadığınız gibi, armağanı ve armağan öykülerini anlatan bir kitap var, Kutsal Ekonomi!”


Seviniyoruz tabii bu güzel “tesadüf”e ve kitabı yayınevine öneriyoruz, hemen pdf geliyor, heyecanla okuyorum ve yine, hayırlara vesile olsun dualarıyla yayınlanması için karar veriliyor. Çevirmen arkadaşımız Sinem’le konuşuyoruz, o da çeviri için tamam diyor, Ekim ayında yayınlanacak kitap. Yeni kitap kendi öyküsüyle gelmiş meğer, nefis bir armağan öyküsüyle!


Filiz o zaman yurtdışında, yazışıyoruz, kitapla ilgili durumları bildiriyorum ona. O da baharda bizi ziyaret etmek istediğini söylüyor. Yaşasın, sonunda kavuşacağız!


Baharın güzel günlerinden birinde Flora’ya geliyor Filiz. Flora Pansiyon zamanı hayal kurardık, bir gün kendi yerimiz olduğunda sevdiğimiz ve hayatımızda önemli yeri olan insanlara tatil armağan edelim derdik, işte şimdi o günler geldi. Filiz’e de tatil armağanı vermek istediğimizi söylüyoruz; çok yetenekli bir arkadaşımız; şiir yazan, çizen, video çeken, insanları “yeni” olanla ve birbiriyle tanıştıran, ilham dolu ve ilham veren bir insan o; çalışmalarına biz de böyle bir katkı sağlayalım istiyoruz. Filiz teşekkür ediyor ve birkaç gün sonra o da bize bir armağan vermek istiyor: “Seni ekmek yaparken çekeyim, bir video hazırlayayım, bir yerlerde kullanırsınız, bir işinize yarar bir gün” diyor. Ne güzel! Armağanı alan kadar veren de mutlu oluyor, güzel dilekler ve niyetlerle besleniyor armağanlar…


Filiz videoyu çekip montajını da yapıyor, güzel de bir müzik eşliğinde tamamlıyor. “Bereket” koyuyor videonun adını ve blogunda güzel bir yazı ile yayınlıyor.


İlk kitabımızın gerçek adı “Kutsal Bitki Şifası” idi, yalnızca bir şifalı bitki tanıma kitabı olmadığı, Yeryüzü ile başka türden bir ilişkiyi anlattığı için “Yeryüzü ile Konuşma Sanatı” adıyla yayınlandı. Yeni kitabımız da “Kutsal Ekonomi”, o da sadece bir ekonomi kitabı değil, başka bir hayatın mümkün olduğunu, paraya kutsal anlamını yeniden aşılamanın yollarını anlatıyor, çok da güzel ve anlamlı bir alt başlığı var: “Geçiş Çağında Para, Armağan ve Toplum”


Bir kutsaldır gidiyor hayatımızda. Sahi şu kutsal dediğimiz ne ola ki? Bir kitabın doğumuna ebelik yapmak da kutsalmış mesela benim için…


Yeni kitap da yolda. Bakalım yol bizi nereye götürecek? Haydi hayırlısı…


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.