Büyülü an…
Yine bir imece için bir aradayız.
Sümeyraların evi için geçen sonbahar başlayan çalışma şimdi tamamlanıyor. İnşaata ve mutfağa yardım çağrısını duyan, destek olmak için ses veren Birsen, Ebru, Kübra, Elif, Görkem, Görkem’in can oğluşu Kürşat, Halil, Mehmet, Gizem geldiler. Uzun süredir burada olan Deniz ve bizle birlikte neşeli bir kalabalık var flora’da, daha da gelecekler var. Birlikte yemekler pişiyor, Çağım eşliğinde çekiçler sallanıyor, boş vakitlerde evde, akşamları ateş başında müzikler yapılıyor, şarkılar söyleniyor yine.
Ev içinde Sümeyra, Kübra ve Ebru
Buraya taşındığımızda, bahçenin kıyısında güneşi güzel gören küçük bir tepeyi gözümüze kestirmiş, burada kaktüs bahçesi ne güzel olur diye hayal kurmaya başlamıştık, yıllardır gelip geçerken hayalimizi hatırlıyorduk. İşlerin önceliği her an değişiyor, onca işin arasında hayal hep ötelendi, bunca yıldır bekleyen bahçe hayalini Selahattin geçen yıl ateşledi, arkadaşlarımız ve gönüllülerimizin yardımıyla tepecik yeni misafirlerine hazırlanmaya başladı, kaktüs ve sukulentlerin sevdiği topraktan taşınıp serildi üzerine. Bu yıla az bir işi kalmıştı; Özge, Yıldız ve Kerem son dokunuşları yaptılar, her şey hazırdı. Meğer bir meleğin daha elinin şefkatli dokunuşları eksikmiş.
Deniz’le sosyal medyada tanıdık birbirimizi, tohum bekçiliği yapıyordu, büyük bir emekle atalık tohumları çoğaltıp dağıtıyordu, toprakla kurduğu ilişkiyi ruhani yolculuğuyla bütünleştirdiği her halinden belliydi. Aramızda gönülden gönüle bir yol açıldı, yıllar içinde o yoldan güzellikler akıp geldi birbirimize, kucaklaşmadan sevdik birbirimizi.
Deniz’in bahçeye varışı doğum gününe denk geldi, onun varlığını kutlarken kavuşmamızı da kutladık. O his nasıl tarif edilir bilmem, uzundur beklenen sevgiliye kavuşmak gibi, sarıldık ve ohh! Yılların hasreti dindi sanki.
Bahçede uzundur niyetlenip başlayamadığımız ya da tamamlansa iyi olacak dediğimiz bir iş varsa onu yapmak istediğini söyleyince Deniz, aklımıza ilk kaktüs bahçesi geldi tabii. Bir isteği de vardı, yaptığı iş gelip geçenlerin bir süre durup sessiz kalmalarına, sessizliği dinlemelerine ve şu anın içine kendini bırakmalarına vesile olsun.
Yıllardır küçük saksılarda büyüyüp kabına sığamayan, dayanamayıp toprağa kök salan, toprağına kavuşmayı bekleyen pek çok kaktüs ve sukulenti öbek öbek taşıdı Deniz ve önce yerlerini belirleyip saksıları dizdi, sonra da tek tek dikti. Ellerine dikenler bata bata, günler boyunca sabahın erken ve akşamüstü saatlerinden güneşi bedenine çala çala. Ve işini huzurla bitirmiş insanların mutlu gülümseyişiyle bizi ertesi sabah açılış törenine davet etti, ertesi gün sabah ışığının güzelliğiyle bahçeyi görmeliydiniz, ve bizim halimizi. Birlikte sessizce durduk. Gözlerimi bahçede gezdirirken kendimi o büyülü biçimlerdeki güzelliklerin büyümüş hallerini hayal etmekten alamadım.
Kaktüs bahçesi
flora’da her karışında pek çok canın emeği var, herkesin eli her yere değiyor, o ellerin hepsine şükran doluyum. Ellerinize sağlık canlar, sevgi emeğin görünür hali diye dedikleri buymuş, özen ve adanmışlığınız flora’nın kalbinde ışıldıyor.
Ne mutlu ki yaptığımız her yardım çağrısı yeni tanışmalara vesile oluyor. Sümeyra ve Kemal Temmuz’da yeni evlerine taşınıyorlar, onların da bu topraklara kök salışı kutlu olsun. Bir yuvaya emek emek can vermeyi kutlamak için yapacağımız çağrıya şimdiden hazırlanın.
Bayramlarımız kutlu olsun.
Kaktüs bahçesinde bir kayanın üzerine yazdı Deniz, kalplerimize işlesin:
“bu an… ne büyülü bir an…”
Her can yuvasına, toprağına kavuşsun.
Şükran gözyaşlarıyla da sulanıyor bu toprak.
Meleklerimize bereket olsun.
YORUMLAR