Görünenin ardındaki…

Hayranım bilinmezliğe. Eskiden belirsizlik durumlarından aşırı mutsuz olur, geçsin diye kendimi yerdim deyim yerindeyse, sıkıntıdan patlardım. İnsan zamanla nasıl değişiyor.


Çerçeveni değiştir, gerçekliğin değişir derler, doğruymuş. Olan biteni belirsizlik diye nitelemiyorum artık, bilinmezlik diyorum, içinde pek çok potansiyeli barındırıyor bilinmezlik, neye yorarsam öyle olduğunu da çok kez deneyimledim, o yüzden iyi ya da kötü diye nitelendirilebilecek bir durum gerçekleştiğinde “neye dönüşecek bakalım” deyip kendimi rahat bırakıyorum.


Bu bir anda olmuyor tabii. Bünye her duruma stres tepkisi verebiliyor ilkten, akıl paniğe kapılıyor, çaresizlik hissi gelip yapışıveriyor bazen. Sonra kalp devreye giriyor, ortalığı sakinleştiriyor, o yolu bildiği, her şeyin güzele vardığını önceden deneyimlediği için hatırlatıcı oluyor, ve artık bu his gitgide daha kısa sürede geliyor şükür ki.


Her şey yolunda.


Kendimi rahat bırakma, hiçbir şey yapmama hali değil, olanı olduğu yerde bırakıp işime gücüme devam etme hali. Hayattan öğrenmeye, geleni kabul etmeye ve sorumluluklarımla davranmaya devam ediyorum.


Hayat önüme türlü türlü güzellikler getiriyor. Var olan ve olası bağlantılarım en kıymetli hazinem. Öyle ilginç vesilelerle öyle güzel insanlarla karşılaşıyorum ki, ne kadar şükretsem az. Geçen gün üç öncü ve duyarlı kadınla görüntülü sohbetin içinde buldum kendimi, çok keyifli ve verimli bir sohbet oldu. Annem ve kız kardeşimle görüntülü konuşmanın dışında, zamane sistemleriyle haşır neşir olmuşluğum yoktu, iyi oldu.


Sonra Begüm’den Baykuş okulu oluşumu için davet geldi, birliğimizi hatırlamak ve karanlıkta görebilmek için yola çıkmış bu okul, sanaldan da olsa kalplere dokunmanın bir başka yolu, tereddütsüz kabul ettim, eskiden olsa mırın kırın yapar, bahaneler bulurdum, bahane mekanizmasını tanıyorum artık, kendimi hemen yakalıyorum.


Önce konu başlığını seçtim, içerik için eski notlarımı karıştırıp yeni notlar aldım, bulaşık yıkar, bahçede dolaşırken kendi kendime konuşup egzersizler yaptım, heyecanlı bi tipim ya ezelden, yine de heyecanımın ve kalabalıklara konuşma korkumun üzerine gitmemin iyi geleceğini biliyorum, içimdeki mükemmeliyetçi başak hata yapa yapa öğrenecek.


Nerede oturmalı, telefonu nasıl konumlandırmalıyım ki yayında ışık patlaması olmasın?


Kendime uygun yeri buldum, masayı taşıdım, masanın üzerine bir ayakkabı kutusu, üzerine kitap okumak için bir tür rahle, rahleyi biraz dikleştirmek için arkasına tahta parçaları ve üzerlerine sağlam durması için taş, rahlenin önüne başka bir ayakkabı kutusu kapağı ki telefon arkaya atlamasın, telefonu yükseltmek için bir başka tahta parçası, zamanı bilebilmem için tıktıklamayan dijital bir saat.


Bulutlar sardı etrafı sonra, masayı ve üzerindeki teşkilatı çardağın altına taşıdım, tam oldu derken bulutlar gidiverdi, güneş sırtımdan vurdu, en iyisi çardağın yanındaki çalıların altına doğru yerleşmek, bu son yer artık oldu galiba.


Hazırlıklar tamam, şimdi kendimi hazırlama zamanı.


Eve girip Seda’nın verdiği kendimi gevşetme egzersizlerini yaptım, derin nefesler alıp dua ettim, atalarımı ve rehber ruhlarımı yardıma çağırdım, Can’ın şaman davulunu çalıp kendimce bir şarkı tutturdum, gözlerimden yaşlar aktı, içimin titremesi sesimi de titretti, yine de devam ettim, Allahım güç ver, içimde biriktirdiklerimi güzelce aktarabileyim, anlattıklarım kalplere değsin, hayırlı olsun okulumuz.


Artık hazırım.


Zaman yaklaştı, birkaç dakika var, arının biri terliğimden içeri girip ayağımın üzerinden sokmaz mı! Dikkatimi başka yere vermek için daha güzel bir şey olamazdı herhalde. Vardır bir hayır bunda da, bereket olsun, şifa olsun dedim, üzerine ilkyardım babında çiş sürdüm, acısı hemen geçti, dönüp yerime oturdum ve anlatmaya başladım.


Seçil birinin gözlerine bakar gibi konuşmamı tavsiye etmişti, Seda da yanı başındayım farz et demişti, Baykuş okulundaki dostlarım yanımda olduklarını hissettirdiler, dinleyenleri gördükçe de içim rahatladı, konuştum, anlattım, elimden geleni yaptım, birkaç şeyi atladım ama olsun, ilkti bu yayın benim için, Baykuş okulu yayınlarına devam edeceğiz. Bir dahakine daha çok çalışacağım, inşallah daha deneyimli olacağım.


Konuşma sonrası öyle güzel geribildirimler geldi, öyle sürprizler oldu ki, bilinmezliğin içinden ne güneşler doğdu, cümlelerim kalplere değdi, cesaret verdi şükürler olsun. Bildiğim, ezelde tanıştıklarımla türlü yollarla bir araya geldiğim ve hayat yolculuğumda ebede kadar sürecek yoldaşlığımızın olduğu.





Teşekkürler Begüm, teşekkürler dostlarım, bana eşlik eden tüm canlar ve yayın boyunca ötüp duran büyük baştankara kuşları. İyi ki varsınız.


Baykuş okulu ve vesile olduğu tüm güzellikler hayırlı olsun.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.