Bayram ve evlilik
Birini seviyorsun, o da seni seviyor. Hayatında olsun yanında dursun istiyorsun, o da aynısını istiyor. Sonra evlenmeye karar veriyorsunuz. Bir süre heyecan, ayaklarının yerden kesilmesi, yuva yapma telaşı ile geçiyor. O arada çıkmaya başlayan sesleri tam algılamıyorsun, algıladıklarına da sinir olmamaya çalışıyorsun. Bu sizin hayatınız, elbette sen ve o nasıl isterseniz öyle olacak.
Fakat öyle olmuyor. Biriyle evlenirken yeni bir hayat kuruyorsun ve hayatına onunla birlikte başkaları da giriyor. Hiç tanımadığın, bazısı tanımak istemeyeceğin kişiler ve sen onlarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyorsun.
Biriyle evlendiğinde onun ailesi ile de evleniyorsun. Bunun çeşitli anlamları var. Evlenmek, çalışmadığın günleri evde dinlenerek geçiremeyeceksin demek. Akşam telefon çaldığında canın istemese de konuşacaksın demek. Cumartesi akşamı kanepede ya da pazar sabahı yatağında kıvrılmak yerine bir yerlerde olacaksın demek. Ve bütün bunları sanki çok mutluymuşsun gibi yapacaksın demek.
Evlenmek, memnun etmen gereken kişi sayısının artması demek. Kalabalıklaşmak, yorulmak demek. Sana sorulan soruların artması ve senin “Sana ne?”, “Kime ne?”, “Ama bu benim özel hayatım” diyememen demek.
Biriyle evlendiğinde onun ailesiyle de evleniyorsun. Bu hepten berbat bir durum mu? Hayattan, evlilikten ne beklediğine, toleranslarını ne kadar açabildiğine bağlı. Evlenmek ailenin genişlemesi demek, eğer aile olmayı seviyorsan.
Evlendiğini, büyük bir ailenin bir dilimi haline geldiğini en çok bayramlarda anlıyorsun. Seni doğal hayatına bıraksalar evden burnunu dışarı çıkarmayacaksın. Kapı çalacak açmayacaksın. Telefonu sessize alacaksın, kimseye bayram mânisi yazmayacaksın, gönderilenlere cevap vermeyeceksin. Belki yemek yapıp sofra bile toplamayacağın bir tatile kaçacaksın. Biraz yavaşlayacak, duracaksın.
Ama evlisin ve bayramdan önce paklanması gereken bir ev var. Günlere bölüştürülmüş çalınması gereken kapılar, öpülmesi gereken ellerle yanaklar, oturulması gereken koltuklar, yenmesi gereken tatlılar var. Kurulması ve toplanması gereken sofralar, edilmesi gereken muhabbetler, illa ki yutulması gereken laflar var.
Bayram günleri, bir evliliğin aynasıdır. Bayram günü hisleri, bir evliliğin temel hisleridir. Evlenirken doğal hayatını yaşama hakkını rafa kaldırdığını idrak ettiğin günlerdir.
Biriyle değil, bir ordu insanla evlenirsin. Bu hepten berbat bir şey olmayabilir. Aile olma, ait olma, sahip olma ihtiyaçların ağır basıyorsa seveceğin bir yaşam biçimi olabilir. Ama ihtiyaçların, hayattan beklentilerin, hayallerin farklıysa evlenirken çok iyi düşünmelisin.
Evleneceksin ve bazen hiç seçme hakkın olmayacak. Seçme hakkından vazgeçebilir misin? Kendine belki de ilk sorman gereken soru bu.
YORUMLAR