Arkadaşlarımı neden kaybediyorum?

Zor olan arkadaş bulmak değil, edinilen arkadaşlarla kurulan ilişkileri kalıcı kılabilmek. Kimileri için bu hiç kolay değil. Söz konusu ilişkilerin kalıcı olmasını sağlamaya hizmet edecek adımlar atılabilir. Ancak önce durumun sebeplerini tespit etmek gerekiyor.


Arkadaşlığın sürmesine engel olan sebeplerin ilki alma-verme arasındaki dengesizlik. Bu dengesizliğin iki türü var: Çok verici olmak, çok alıcı olmak. Çok verici olan, aslında verdiğini almak istiyor, beklediğini alamayınca hayal kırıklığına uğruyor, genellikle uzak durarak ilişkiyi o bitiriyor. Vericilikten kasıt yardıma her an hazır olmak (“Hiç sorun değil, ben hallederim”), hediye verecek vesileler yaratmak (“Görünce aklıma sen geldin, içimden geldi aldım”), karşıdakini memnun edecek diğer davranışlar geliştirmek (“Senin en sevdiğim özelliğin ...”) . Çok alıcı olan ise, hep istiyor ancak vermeye yanaşmıyor, bu durumda ilişkiyi bitiren karşı taraf oluyor. Alıcılığa örnek sık yardım talep etmek (“Taşınıyorum, el atar mısın?”) ödünç almayı alışkanlık haline getirmek (“Arabanı bir saatliğine bana verir misin?”), ancak destek ve ödünç vermek söz konusu olduğunda işleri yavaştan almak (“Hımm... Ne yapabilirim bir bakayım”).


Bağımsızlığını kaybetme korkusu, arkadaşlığı bitiren ikinci önemli neden. Bu gruptakiler, genellikle aşırı korumacı anne-babaların çocukları arasından çıkıyor. Anne-babanın iyi niyetle de olsa her adımına eşlik etmesi, kendi kararlarını almasına izin vermeyip her noktada akıl vermesi çocuğu boğuyor. Anne-babanın “fedakârlık” ile açıkladığı bu müdahillik, zamanla şu düşüncenin uyanmasına sebep oluyor: “Kimseye hiçbir iyilik için borçlu kalmamalıyım.” Çünkü iyiliği kabul ederse, iyilik yapanın isteklerine uygun davranması gerekecek. Tıpkı iyiliklerine karşılık, anne-babasının isteklerine uygun davrandığı gibi! Anne-babası ile ilişkisini bitiremiyor, ama ona iyilik yapan veya yapma ihtimali bulunan arkadaşı ile ilişkisini bitiriyor.


Alma-verme dengesizliği veya bağımsızlığını kaybetme korkusu, arkadaşlıkları koruyamamanın iki temel sebebi. Peki bu ilişkileri kalıcı kılabilmek için ne yapmalı?


Öncelikler listesi yapmak, etkili bir yol. Anahtar soru: “Hayatta benim için en önemli olanlar neler?” İyi bir kariyer, çok para kazanmak, bir aile kurmak, ..., iyi arkadaşlar edinmek. Bu liste, iki açıdan yardımcı. İlk olarak, kişiye iyi arkadaşlar edinmenin onun için hangi sırada yer aldığını, yani ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Eğer listenin alt sıralarındaysa, üstlerde yer alanlarla değiştirmeye yanaşıyor mu yanaşmıyor mu ona bakması gerekiyor. İkinci faydası, alt alta sıraladığı her maddenin karşısına, ona ne kadar vakit ayırdığını yazarak, arkadaşlarına ne kadar vakit ayırdığını görmesi. Böylece listede yazanlar arasında bir denge kurabilir.


Arkadaşlara zaman ayırmak, ama nasıl? Ayaküstü aramak, buluşup acele acele kahve içmek, kapıdan uğramak, aklına esince iki satır mesaj yazmak vakit ayırmaya girmiyor. Gerçek vakit ayırma, “Nasılsın?” sorusunun samimiyetle sorulduğu, anlatacaklarının dinlendiği zaman aralığı. Hastalık, yakınını kaybetme gibi hayatî olaylar yaşadığı dönemlerde onu yalnız bırakmamak da vakit ayırmaya giriyor. Hatta bu sonuncusu, arkadaşlıkların seyrini tamamen değiştiriyor. Hiç kimse, zor zamanında yanında olmayanla ilişkisini iyi tutmak için çaba harcamıyor.


İnsanları bir arada tutan, birlikte yaptıkları şeyler ve birlikte geçirdikleri zamanlar. Arkadaşlarla birlikte bir aktivitede bulunmak (spor yapmak, yürümek), bir projenin parçası olmak da (daha çok iş arkadaşlıkları için geçerli) onlarla ilişkileri kalıcı kılan diğer önemli unsurlar. Kısa ismiyle: Paylaşmak.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.