Kızlarla Cote D’azur…
İşte kız kıza tatilin doya doya yaşanacağı bir destinasyon... Biz yine Nüket (Nuku), ben, Melike, üç bayan silahşorlar Londra’dan sonra Nice yollarında bulduk kendimizi... Her zamanki gibi havaalanından arabamızı kiraladık ve Cannes a doğru yol aldık. Otoyola çıktığınızda buram buram zenginliğin kokusunu alıyorsunuz. Üstü açık arabalarda son derece şık bayanlar ve baylar... Otelimize gelir gelmez kendimize bir hoş geldin içkisi ısmarladık barda...
Genelde Cannes da Martinez de kalıyoruz, bence sahildeki en güzel otel... Cannes aslında 2 caddeden ibaret... Sahil şeridi La Croisette Caddesi ve onun üst paraleli mağazalar... Cannes’de 2 gece kalacağız... İlk gece her zamanki gibi istiridyeleriyle meşhur Coquillages Brun da aksam yemeği yedik. Zavallı Nuku çiğ her şeyden nefret ede ede bize bütün gece tahammül etti ama biz Melike’yle Kazanova misali istiridyeleri götürdük.
Müthiş... Yanında rose bir şarap ve hatta Domaine ott Chateao de Selle... Kızlarla o kadar kıkırdıyoruz ki sanki 18 yaşındayız hâlâ... Kocaman tabağı ellerimizi yalıya yalıya bitirdik. Gece otelin barında canlı müzik vardı ve yemekten sonra kadife sesli sarkıcının sesiyle kendimizden geçtik.
Sabah kalktık ve harika bir açık büfede kahvaltı ettik. Bütün günümüzü tabii ki plajda geçireceğiz ama söylemeliyim ki deniz hiç güzel değil... Buraya zaten Türkiye’den deniz için gelmedik... Bizim denizlerimiz çok daha güzel...Plajda biz hariç en az 7-8 tane Türk vardı. Yaşlı ful makyajlı kadınlar, düğüne gidiyormuşçasına taktıkları mücevherler tam bir show... Yaşlı kadınların yanında genç adamlar, yaşlı adamların yanında genç kadınlar... Bize bütün gün konuşacak bol bol mevzu vardı plajda...
Akşam da Cannes’in en güzel gece kulübüne gittik, Baoli... Yemek ve sonrası gece kulübü oluyor. Cannes’a gidip buraya gitmemek olmaz. Kulüp sevmiyorsanız, restoranını görün derim. Geçen tatilde bizim kızların ikisi de bekârdı. Yormuşlardı beni... Melike bu arada nişanlandığı için fazla gecelere kadar beni sürüklemediler çok şükür... Enişte biraz kıskanç...
Ertesi sabah St. Tropez’e doğru yol aldık. Bir saatlik araba yolculuğumuzdan sonra otelimize vardık. Benkrai... Çok şirin ve merkeze çok yakın bir otel... St. Tropez’de yapılması gereken bence 4 önemli şey var. Birincisi 55’e gitmek, ikincisi Joseph’de akşam yemeği yemek, üçüncüsü Nikki Beach’de güneşlenmek ve eğlenmek ve dördüncüsü de Hotel Byblos’da şampanya içmek… Önce ilk gün 55’e gidiyoruz, öğlen yemeği için... Müthiş bir midye çorbası ve jumbo karides yiyoruz. Burası aynı zamanda beach ama biz St. Tropez denizini sevmediğimiz için sadece yemek yedik. Yine bir sürü Türk gördük içeride… Türklerin her yerde olması çok gurur verici bir şey...
Aksam St. Tropez’deki marinadaki tekneleri seyretmeye bayılıyorum. Gençler o kadar eğleniyor ki, her tekne farklı bir gece kulübü gibi oluyor akşamları... Biz de karşı kafede oturup onları seyrettik...
Sonrasında Byblos’a gittik. Gece kulübüne halimiz kalmadı ama rengârenk dekorasyonlu barında oturup bir şeyler içtik. Yine etrafı izleyip kıkırdadık.
Burada bir gece kaldıktan sonra sabah Monte Carlo ya geçiyoruz. Hotel Metropole’de kalıyoruz. Tam şehrin göbeğinde... İlk durak öğlen yemeği için Cafe De Paris... Muhteşem bir et yiyoruz. Hiçbirimiz kumarhane sevmediğimiz için sadece etrafa bakıp çıkıyoruz.
Beş çayı için Hotel De Paris’e gidiyoruz. Bir de ne görelim; üniversiteden sınıf arkadaşımız Ayça kocası ve 2 çocuğu ile oturuyor. Biz ise hala bekâr ve çocuksuz üstelik tek gelmişiz... Ayça bize imreniyor biz de ona... Aksam o eşiyle romantik bir yemek yiyecek biz de Jimmy’s de dans edeceğiz.
Dolu dolu bir tatildi... Yapılacak her şeyi yaptık kendimizce... Bütün bu tatildeki restoranların ve kulüplerin rezervasyonunu ben önceden yaptım... Size de önceden yapmanızı tavsiye ederim.
İlkinde ben nişanlanmıştım... Şimdi Melike nişanlı... Sanırım üçüncü de Nuku de nişanlanmış olur... Fakat biz birbirimize söz verdik, evlensek bile bu seyahatlerimiz sürecek.
Dolu dolu geçen seyahatten sonra uçakta hepimiz yorgunluktan horluyorduk. Sabırsızlıkla bekleyeceğim bir sonraki seyahatimizi...
Haftaya sevgilimle Capri ve Positano’ya gidiyorum.
Sizinle paylaşmak için de sabırsızlanıyorum.
YORUMLAR