Mercan kırmızısı kadar güzel Amalfi sahilleri…
Son dönemin parlayan yıldızı Amalfi sahilleri...
Her sene muhakkak 5 gün gittiğimiz bu sahiller tatil anlamında dolu dolu zaman geçirdiğiniz ve güzel yemekler yiyebildiğiniz bir lezzet noktası...
Biz bu sahilde hep Positano ve Capri’ye gidiyoruz. İlk olarak Positano’ya gidiyoruz.
Birinci sene Positano’nun imzası diye adlandırılan II. Pietro Otelde kaldık. Manzarası konumu muhteşem bu otelde yaz aylarında yer bulmak çok zor. Ama kalınmasa bile görülmesi gereken bir otel…
Daha sonraki kalışlarımız için size de tavsiye edebileceğim sekiz odalı denizin önünde çok tatlı bir ailenin işlettiği butik oteli keşfettik ve 3 senedir burada kalıyoruz.
Kendinizi evinizde hissettiğiniz bu otel, Le Sirene kendi teknesiyle merkeze 5 dakika, Postano Meydanına ve meşhur II. Pietro Oteli’nin hemen yanında...
Kendine ait plajı hatta koyu var. Yanında Adolfo adli balık restoranı tüm Positano’ya gelenlerin öğlen yemeği için birinci lezzet durağı...
Akşam yemeklerinde ilk olarak lüks bir yere gitmek istiyorsanız şehrin merkezinde bulunun en iyi otellerinden biri olan Le Sirenuse otelin terasındaki restoran muhakkak uğramanız gereken bir yer. Müthiş yemek, harika manzara, eğlenceli ve kaliteli servis ve servis ekibi...
Yukarıdan belki sizi şaşırtıp arya söyleyecek bir müşteri bile çıkabilir.
Sevgilimle 4 senedir yediğimiz en romantik yemeği bu otelde yemiştik. Siz de giderseniz bu satırlarımı hatırlayacaksınız.
Daha rahat bir atmosfer istiyorsanız size Le Tre Sorella... Çok sıcak ve ilgili bir patronu var, yemeklere de bayılacaksınız. Hem de tam da meydanda...
Positano’da çok meşhur bir kilise var, insanlar özellikle o kiliseye evlenmeye gidiyorlar. Yani sokakta bol gelin görürseniz şaşmayın yaz sıcağında...
Denizi muhteşem o yüzden deniz kenarında bir otel tercih edin keza Capri de öyle bir şansınız olmuyor.
Capri’ye gitmek için iki alternatifiniz var. Ya özel bir tekne ile gidiyorsunuz ya da feribotla geçiyorsunuz.
Biz genelde sahilleri de gezmek için özel tekne tutuyoruz ama aslında çok gerekli değil çünkü zaten Capri’ye gittiğinizde bir gün adanın etrafını gezmek için onların geleneksel teknesini tutuyorsunuz. Günlük 300 Euro’ya komple bütün gün adanın çevresini geziyorsunuz. Zaten size anlatırken Capri’ye geçtim bile...
Tek kaldığımız otel Hotel La Palma...
Yeri muhteşem aksam hiçbir şey yapmak istemeseniz bile bahçesinde oturup, insanları ve şıklıklarını izleyebilirsiniz. Yemekten önce tam Capri’nin ortasında Grand Hotel Quisisana da muhakkak bir kadeh şampanya içip, etrafı seyretmelisiniz.
En son gittiğimizde tam yanımda modacı Valentino oturuyordu. O kadar yakındım ki kulağına eğilip “dip boyanızın zamanı gelmiş” demek istedim.
Evet, Capri’nin gündüzleri de çok eğlenceli...
Mercanlarla dolu deniz muhteşem...
Saat sabah 11 civarı tekneyle açılıyorsunuz. Tüm koyları ve hikâyelerini dinliyorsunuz çat pat İngilizcesi olan kaptandan.
Size öğlen yemeği için çok güzel yer tavsiyem var. Burası aynı zamanda bir plaj, tekne tutmak yerine taksiyle de gelebilirsiniz. Çok keyifli bir yer. La Fontelina. Rose şarabınız ve harika deniz mahsullerinizi yedikten sonra tekneyle adanın arka tarafına geçiyorsunuz.
Akşam için size Capri Palace’daki l’Olivo restoranı şiddetle tavsiye ederim. Üstelik iki Michelin yıldızı var. Ama buraya lütfen otele rezervasyon yaptırdığınızda hemen yer ayırtın aksi takdirde yer bulmanız çok zor... Daha salaş yerler için adanın içinde zaten yürüme mesafesinde birçok yer var ve hepsi de birbirinden lezzetli...
Bu güzel tatil yerinde ne isterseniz var güzel yemek ve harika deniz...
Görülmeye değer yerler listesinde ilk beşte olabilecek bir yaz alternatifi...
Bizim artık Atina zamanımız geldi...
Haftaya Atina’dayız...
Yine lezzet durakları ama bu sefer eğlenceyi de içine alan bir seyahat bizi bekliyor...
Sevgiyle kalın!
YORUMLAR