Bir hayalim var
Lisedeyken münazara yapardık sınıfta... Hocanın yönlendirmesiyle gruplara ayrılır, bir konu seçer, seçtiğimiz konuları tartışırdık.
Tabii gençlik kafasıyla daha çok ‘mavra’yla geçerdi tartışma... Zaten konu da bizim seçtiğimiz, ilgimizi çeken bir konu olmadığından çok fazla yatırım yapmazdık konuya... Görev icabı tartışırdık işte...
Türkiye’de her şey geriye gidiyor. Bunların başında da eğitim geliyor. Gönül isterdi ki ebeveyn olarak daha iyi şartlar sunalım çocuklarımıza... Evet, fiziksel imkanlar dahilinde daha iyi imkanlar sunuyoruz belki –özellikle de özel okulda okuyorsa çocuklarımız- ama içerik olarak, nitelik olarak bir arpa boyundan fazla yol aldık mı?
Bir ebeveynlik kitabı okuyorum son zamanlarda...‘Devletin verdiği eğitimi almaktansa eğitimsiz kalmak daha iyi’ diyor kitabın bir yerinde, ve ekliyor: ‘Kim devletin okullarına güvenir ki?’
Hakikaten, kim güvenir? Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez derler ya hani, kaçımız geçmişimizi gerçekten biliyoruz? Hangimiz yakın geçmişimizdeki toplumsal olayları okulda öğrendik? 1915 olaylarından tut, Maraş katliamına, 1980 darbesinden Sivas katliamına, gerçekten olduğu gibi anlatılıyor mu olaylar? Ya da şöyle sorayım: Hiç anlatılıyor mu?
Hadi bugünün gerileyen, her gün gittikçe daha fazla siyasi İslam eksenine oturtulan Türkiye’sini de bir kenara bırakalım. Tüm dünyada, devlet eliyle verilen eğitimin amacı, kendi istediği gibi insanlar yetiştirmek... İşgücü, vatandaş... Uyumlu, verimli, üretken bireyler...
Hal böyle olunca, ‘değerler’ pek yer bulmuyor eğitimin içeriğinde, hele de bizimki gibi gelişmekte olan (ama geriye giden!) ülkelerde... Türkiye’de değerler eğitimi kapsamında, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adı altında verilen, Sünni inancı pekiştiren, ibadetin öğretildiği bir –zorunlu- din dersinin ötesine geçemiyoruz.
‘Bir hayalim var’ demiş Martin Luther King. Benim de bir hayalim var.
Çocuk haklarıyla başlayan, insan haklarıyla devam eden, farklılıklara saygı, düşünce ve düşündüğünü ifade özgürlüğü gibi değerlerin okullarda öğretilebildiği, münazara derslerinde tartışılabildiği bir dünya hayal ediyorum.
Belki o zaman, insanların, bize hoş gelmeyen, hatta ‘kutsal’ dediğimiz değerlerimizi bile aşağıladıkları durumları sadece eleştirmek, yeri gelince protesto etmekle kalabiliriz. Belki o zaman ‘Terörü lanetliyorum ama onlar da hakaret ettiler’ cümlesinde noktayı Ama’dan önce koyabiliriz.
#JeSuisCharlie.
YORUMLAR