Çocuklarda ağlama krizi ve başa çıkma yöntemleri
Anne-babalar için zorlayıcı durumlardan biri olan ancak gelişim evresinin normal bir parçası olan ağlama krizleri, daha büyük yaşlarda da görülmekle birlikte, 1-3 yaş arası çocuklarda daha sık görülen bir davranıştır. Bu davranışın nedeni, çocukların, sosyal ve duygusal becerilerinin yeni gelişmeye başlaması, duygularıyla nasıl baş edeceklerini ya da duygularını nasıl ifade edeceklerini bilememeleriyle ilgilidir. Çocuk, o an yaşadığı zorluğu, duygusal sıkıntıyı ancak ağlayarak ifade edebilmektedir ve bu çok normaldir. Çocuklar, kendilerinin ayrı bir birey olduğunu ve çevreleri üzerinde etkileri olduğunu, bir şeyleri değiştirebildiklerini keşfetmeye başladıkları dönemden itibaren, bunu kullanmak isterler. İstedikleri olmadığında ise yoğun bir hayal kırıklığı, engellenmişlik hissi yaşarlar ve bu duygular karşısında ağlamaktan başka bir başa çıkma mekanizmasına henüz sahip değildirler. Bazı çocuklar ağlama krizlerine daha fazla eğilim gösteriyor olabilirler. Bu noktada ise kişiler arası farklılıklar, yani mizaç devreye girmektedir (çevresel faktörleri, anne-baba tutumlarını devre dışı bırakırsak).
Ne kadarı normal? Ne kadarı anormal?
Eğer bir çocuğun ağlama krizi, 1-4 yaş arasında gözleniyorsa, 15 dakikadan az sürüyorsa, kendisine ya da yakınındakine zarar vermiyorsa, günde 5 seferden az oluyorsa, iki kriz arasındaki ruh hali normal, yani pozitifse, bu durumu normal karşılayabiliriz. Bu sınırların aşılması durumunda ise bir çocuk sağlığı uzmanından yardım almak doğru olacaktır.
Hangi durumlar daha tetikleyicidir?
Uykusuzluk, karnının aç olması, hasta olması tetikleyici olabilmektedir. Yetişkinler bile aç olduklarında kan şekerlerinin düştüğünü ve bu yüzden agresifleştiklerini söylemektedirler. Çok tartıştıklarını söyleyen çiftlere, aç karnına önemli meseleleri gündeme getirmemeleri konusunda tavsiye bile veriyoruz. Yetişkinlerin de yönetmekte zorlandığı bir durumdur bu. Bu açıdan bakıldığında, çocuğun uyku ve beslenme rutinine dikkat edilmesi, önleyici bir yöntem olabilir.
İstediği bir şeyin yerine getirilmemesi de en sık karşılaşılan tetikleyici faktördür. İstediği bir şeyi elde edemediğinde engellenmiş hissi yaşayacaktır. Bunu önlemek için, özellikle küçük çocuklarda, ellememesi ya da oynamaması gereken şeyleri mümkün olduğunca göz önünde tutmamak yardımcı olabilir. Bu şekilde, her şeye hayır diyen bir ebeveyn pozisyonuna da düşmemiş olursunuz. Eğer, bu durum ev dışında bir yerde gerçekleşiyorsa, ortamdan uzaklaşmak, çocuğun dikkatini dağıtmak yardımcı olabilir.
Bir diğer tetikleyici, dikkat çekmek olabilir. Çocuk normal zamanlarda dikkat çekemiyor, ancak ağladığında annesi onunla ilgileniyorsa, bu durum çocuk için bir pekiştireç olacaktır doğal olarak. Bazen çocuklar o kadar dikkat çekemezler ki annesinin ona bağırması bile çocuk için bir şeydir. Annesinin dikkatini çekmeyi başarmıştır. O yüzden, normal zamanlarda, çocuğun olumlu davranışlarını gördüğünüzü ona hissettirirseniz, olumlular pekişecektir.
Başka bir faktör ise öğrenilmiş bir davranış olarak bunu tekrar etmesidir. Şöyle ki: Çocuk bir şeyi istediğinde vermiyorsanız fakat ağlayınca veriyorsanız, çocuk ağlamayı araç olarak kullanmayı öğrenecektir. Burada da çocuğun sizi kullandığını düşünmeyin, insanın doğası bu. Ödüllendirilen davranışın tekrar edilme olasılığı artar.
Ağlama krizi esnasında ne yapılmalı?
Öncelikle sakinliğinizi korumaya çalışın. Çocuk nasıl tepki vermesi gerektiğini sizden öğrenecek, bu yüzden ona örnek olmanız önemli. Sizin de öfkeli davranmanız, işleri daha da zorlaştırır.
Çocuğun ihtiyacının ne olduğunu anlamaya çalışın. Uykusuz mu, yorgun mu, karnı mı aç, hasta mı? Giderilmesi gereken bir ihtiyacı varsa gidermeye çalışın. Eğer bu tarz bir ihtiyacı yoksa ağlaması bitene kadar bekleyin, bir şey söylemeyin, sakinleştirmeye çalışmak pek işe yaramayacaktır. O yüzden siz sakince bekleyin. İstediği bir şeyi vermediniz, hayır dediniz diye ağlıyorsa, susturmak için istediği şeyi verirseniz, bunu tekrarlama ihtimalini artırıyorsunuz demektir. Ya hayır demeden önce düşünün, karşılanabilir bir istekse karşılayın ya da bir kez hayır dediyseniz geri dönmemeye çalışın.
Ağlaması bittiğinde, sakinleştiğinde ona sarılın, sevginizi gösterin ve her fırsatta olumlu davranışlarını onaylayın. Ağladı diye onu cezalandırmayın. Ona dikkatinizi verdiğinizi hissetsin ki dikkatinizi çekmek için ağlamaya ihtiyaç duymasın.
Bu durumla baş etmenin ebeveynler için çok zorlayıcı olabildiğini biliyorum, hepimizin az çok yaşadığı bir şey bu. Bazen, belki de çoğu zaman, ebeveynler, çocuğa güvenli bir ortam sunmaları gerekirken, bir öfke krizi de kendileri geçirebiliyorlar. Bu noktada bilmeniz gereken şey, bazen bizim için bile yönetmesi zor olan yoğun duygular, bu küçük bedenlere ağır geliyor, nasıl baş edeceklerini bilmiyorlar ve sizin desteğinize ve soğukkanlılığınıza ihtiyaçları var.
Lütfen onlara yardımcı olun, sevgili anne babalar. Her çocuğun bu tür davranışları olduğunu, bunun çocukluğun bir parçası olduğunu unutmayın. Çocuğun ne kadar ağladığından ziyade, buna neden olan tetikleyicilerin neler olduğuna, sizin bu davranışa nasıl tepki verdiğinize ve bununla başa çıkmak için nasıl bir strateji geliştirmeniz gerektiğine odaklanın.
YORUMLAR