Okulun ilk günü...

Anılar zamanla zihnimizde bulanıklaşabilir ama bazı anılar çok nettir. Okula başladığımız ilk gün unutulmaz mesela. Ben de ilkokula başladığım ilk günü çok net hatırlayabiliyorum. Kaygılıydım. Neydi o kaygı? Ayrılık kaygısı, yabancı bir ortamın kaygısı, tanımadığım insanların arasında olma kaygısı vs... Anneme “gitme” demiştim. Annem de bana gitmesi gerektiği, okul bitince tekrar eve döneceğimizle ilgili bir şeyler söylemişti. Ağlamamıştım. Etrafıma baktığımda ise ağlayan çocuklar görmüştüm. Annesi bırakıp gitmesin diye yalvaran çocuklar...


Bu sene kızım da ilkokula başlıyor. O alışkın tabii, zaten üç senedir bir anaokulu süreci yaşadı. Sadece yeni öğretmeninin nasıl biri olacağını düşünüyor. Ben ise acayip kaygılıyım. Anaokulunun o korunaklı ortamı gibi olur mu hiç ilkokul! Anne olmak böyle bir şey işte. Her yeni başlangıç, çocuğun yaşayacağı her yeni deneyim, biz anneleri de en az onlar kadar heyecanlandırıyor, aynı zamanda da kaygılandırıyor. Geçmiş deneyimlerimiz olduğu için, onların henüz yaşamadıklarını biz çoktan yaşadığımız için, onlar adına kaygılıyız. Herkes benim gibi pimpirikli olmayabilir tabii.


Bir psikolog olarak böyle kaygılarım var evet. Bu kaygıyla ne yaptığım önemli. Bir şeyleri önleme çabasında hissediyorum kendimi sürekli ama sonra diyorum ki kendi kendime, bırak yaşasın, yaşayarak öğrensin. Hayat böyledir. Acı-tatlı günler, birlikte anlam katacak hayatına. Deneyimler insanı güçlü kılar, insana bir şeyleri öğretir. Güçlü bir çocuğum olmasını isteyen ben, kızımın önüne çıkacak güçlükleri her seferinde önleyerek, ona yardım mı etmiş olurum acaba? Yoksa, öğrenmesine engel mi olmuş olurum? İşte bu sorgulama beni rahatlatıyor, kaygımı azaltıyor...


İşin, annelik kısmı böyle. Gelelim ilkokula yeni başlayacak olan kızım özelinde bütün çocuklara. Yazımın başında, okula başladığım ilk gün neler hissettiğimi söylemiştim. Bu duygular gayet normal. Eğer kızımda bu endişeyi görürsem, endişelenmesine ya da korkmasına gerek olmadığını söylemek yerine, ona diyeceğim ki “Seni çok iyi anlıyorum kızım. Ben de okula başladığım ilk gün biraz kaygılıydım. Annemin gitmesini hiç istememiştim ama sonra yeni arkadaşlar edindim, öğretmenimle tanıştım ve yavaş yavaş yeni okuluma alıştım”. Annesinin bile böyle hissetmiş olması, bu hislerin normal olduğunu anlamasına yardımcı olacaktır.


Bazı çocuklar ağlayabilir ve annesinden asla ayrılmak istemeyebilirler. Geçen sene kızımı anaokuluna bırakırken karşılaştığım bazı sahneleri hatırlıyorum. (Tabii okulun ilk haftasıydı, daha sonra çocuklar okula alışınca bu sahneler kayboldu). Bir çocuk, bir hafta boyunca ağladı ve annesinin tepkileri içimi burkmuştu. Çocuğu suçlayıcı bir tavrı vardı. “Senin yüzünden işe geç kaldım, senden başka kimse ağlamıyor” vb. çocuğun duymaya ihtiyacı olan en son şeylerdi bunlar, hatta duymaması gereken ilk şeylerdi. Neye ihtiyacı vardı? Kararlı bir duruş, sevecen bir tavır, anladığını gösteren cümleler... Onun anlaşılmaya ihtiyacı vardı.


Çocuklarımızın mutlu bir dönem geçirmesi dileğiyle...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ejif Eker
    CEVAPLA
  • Misafir Coiyiomanltasiyeederim
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.