Aile olmak
Aile kelimesi bile insanın kalbinde bir sıcaklık oluşturur. Ailenin, bize güzel şeyleri hatırlatan bir anlamı vardır çünkü. Biz daha doğmadan başlayan ve sonsuza kadar sürecek olan bir sevgiye sahip olmaktır aile. Aile çeşitliliktir, renkliliktir, koşulsuz sevgidir. Aileyi oluşturan bireyler birbirinden çok farklıdır ama bu farklılıklar renk katar hayata. Herkesin aynı olduğu bir dünyanın sıkıcı olacağı gibi, aile fertlerinin de aynı olması sıkıcı olmaz mıydı? O ailenin mutlaka bir delisi, akıllısı, pimpiriklisi, ağır başlısı, hiç büyümeyeni vardır. Hepsi olduğu haliyle o aileyi, o aile yapan fertlerdir. Hepsi oldukları haliyle sevilir.
Aile güven demektir. Ne olursa olsun dönüp dolaşıp sığınabileceğiniz bir çatıdır orası. Bir çatının altında olmak, birlik duygusunu hissetmek, insana güç verir.
Aile güç demektir. Zor günler gelir ve geçer. Dayanışma, birlik olma, birbirine güç verme, bu zor günleri atlamada en büyük yardımcıdır insana. Yalnız olmadığını, birilerinin seni gördüğünü ve duyduğunu bilmek iyi gelir her zaman.
Aile olmak, bir aileye sahip olmak güzeldir. Güzel olduğu kadar önemlidir de. Hem bireyin hayatını şekillendirdiği için hem de toplumun yapısını belirlediği için önemlidir. Aile yapısındaki bozulmalar, çözülmeler, toplumsal yapıda bozulmalara dönüşmektedir. Gelecek nesiller için, çocuklarımızın daha sağlıklı ve güvenli bir topluma sahip olması için her ferde sorumluluk düşüyor bu anlamda.
Hazır bayram yaklaşmışken ve 15 Mayıs’ın Birleşmiş Milletler kararıyla Aile Günü olarak kutlanmasına istinaden, aile olmanın önemine değinmek istedim. Bu vesileyle herkes kendi ailesi içerisindeki durumu gözden geçirebilir. Ailemiz bizim için neden önemli? Bir ailede olması gereken sevgi, saygı, hoşgörü, etkili iletişim, mahremiyet bilinci, sorumluluk bilinci gibi faktörler bizim ailemizde ne derece etkin? Bunları daha işlevsel hale getirebilmek için nelere dikkat etmeliyiz? Nerelerden yardım alabiliriz? Bunlar üzerinde düşünmek, bizi bir şeyler yapmak için harekete de geçirecektir.
Aileden bahsedince aklıma gelen bir reklam var. Son yıllarda, bayramlar yaklaştığında yayınlanan çikolata-şeker reklamlarına dikkat ettiyseniz, ailenin bir arada olmasının önemine vurgu yapıyorlar. Ziyaretçi “beklemeyen” iki yaşlı insanın birden kapısı çalınıyor ve bu yaşlı çift çok şaşırıp seviniyorlar. Çoluk- çocuk, torun- torba ziyarete gelmişler kendilerini. “Bu bayram birlikteyiz” gibi bir sloganı vardı sanırım. İzlerken içim burkulmuştu. Bu reklamı neden yaptılar? Çünkü, bayramlar artık tüm ailenin bir araya geldiği anlar değil, tatile gitmek için fırsat olarak görülen zaman dilimleri olmaya başladı. Sistemin “tatil yapmalısın, tatile gitmelisin”, “önemli olan SENSİN” vb. mesajı, aile geleneklerinin unutulmasında, büyük küçük bir arada yaşanan ritüellerin hayatımızdan çıkmasında payı var gibi.
Bizim bugün uyguladıklarımız, yarın çocuklarımızın uygulamalarına dönüşecek. Bu yüzden aile ritüelleri önemlidir. Mesela akşam yemeklerinin hep birlikte yenmesi, telefonların bir kenara bırakılıp sofrada güzel şeylerden bahsedilmesi bir ailenin ritüeli haline gelmişse, o ailedeki herkes akşam yemeklerini iple çekecek, o akşam yemeklerinde geçirilen güzel vakitler aile fertlerinin zihinlerinde güzel izler bırakacak, aile olma, ait olma bilincini canlı tutacak; yavru kuşlar yuvadan uçup giteseler bile her fırsatta o sofrada olmaya çalışacaklardır…
YORUMLAR