Deneme yanılma altındır
Arılar kara sineklerden daha zekidir. Bir arı bir pet şişenin içine girerse ışığa doğru uçar ve şişenin ağzını bulup kolayca dışarı çıkar. Kara sineğin böyle bir zekâsı yoktur. Şişenin sağına soluna vurarak rastgele uçmaya devam eder ve belki tesadüfen şişenin ağzını bulur ve dışarı çıkar. Şişeyi ters çevirirseniz işler değişir. Arı gün ışığına doğru uçtuğu için şişenin şimdi altta kalan ağzını asla bulamaz. Ama çok daha az zeki olan kara sinek deneyip yanıldığı için şişenin ağzını bulma ve dışarı çıkma ihtimali hala vardır. Deneyip yanılmak altın değerindedir. Size kendi sınırlarınızın ve ezberinizin ötesindeki bilme hallerini açar. Meditasyon ve yoga pratiğini bilme üzerine değil, deneyip yanılma üzerine kurun.
Bugün sessizce oturmak yerine yatmayı, yatmak yerine yürümeyi deneyebilirsin. Sessizce yemek hazırlamak ve kokulara tatlara odaklanmak nasıl olurdu? Denemeden bilemezsin. Dene, yanıl, bir daha dene, bir daha yanıl.
Bu anlamda Mindfulness pratikleri kendi iç dünyanızın Netfilix’i gibidir.
Ben pratiklere hocam Godfrey Devereux’un tutumu ile yaklaşıyorum: Kişisel araştırma. Kendinizi tek kişilik bir deney olarak düşünebilirsiniz. Yoga ve meditasyon yaparken olan her şeye, merak duyabilirsiniz. Sıkılmak dâhil! Merakla duyarak yaklaştığınızda iç deneyiminiz devamını heyecanla beklediğiniz bir dizi haline gelecek. Kendi iç dünyanızda dönen dolapları fark etmek, tekrar edip duran yorucu faydasız paternleri görmek mindfulness pratiklerini iç dünyanızın Netfilix’i haline döndürür. Pratiğinize bugün araştırma ve merak tutumlarını eklemeyi deneyin, bakalım neler olacak?
Bu tutumları eklemeyi de hep deniyoruz. Unutmayın bu bir araştırma ve araştırmaya girişen bilim insanları ne bulacaklarını bilmezler, açıklık ve sonucu bilmemek araştırmanın doğasında vardır. Siz de eğer meditayon pratiğine elde edeceğiniz sonuç konusunda açık yaklaşırsanız, gerçek bir araştırmaya girişmiş olursunuz. Beklenti ile oturmanın sonu genelde hüsrandır. Meditasyonun bize öğrettiği bir şey varsa deneyimin üzerindeki tek kontrol noktamızın onunla kurduğumuz ilişki olduğudur.
Gelin biraz arı biraz kara sinek olalım. Deneyip yanılalım. Kendi paradigmamızın ötesinde bambaşka var olma şekillerine doğru yönelmenin daha güzel bir yöntemi olmaz. Üstelik bu yöntem bizi hata yapma korkusundan da özgürleştirir çünkü yanılma yöntemin iki ana motorundan biridir.
YORUMLAR