Daha fazla yara doğurmayalım

Şimdi şu anda gizli bir anket yapsak. Gerçekten dürüst olabilseler, anne babaların çoğu, çocuklarını her şeyden çok sevdiklerini ama anne babalık yapmak istemediklerini itiraf ederler. Çocuklarda dijital ekran bağımlılığının tek nedeni aslında anne babaların, anne babalık yapmak istememesi ve hatta yapmamasıdır. Çoğumuz anne/babaymış gibi yapıyoruz ve çocuk doğurmak adına yeni yaralar doğuruyoruz. Bir kere daha söylemek isterim. Çocuğunu çok sevmek ve anne babalık yapmak istemek tamamen fraklı iki şeydir. Birinin varlığı diğerini de otomatik olarak ne yazık ki var etmiyor.


Kendi ıstırabı bir orman yangını gibi yanan insanların çocuk yapmaya giriştiğini görüyorum. Ve hepimiz gibi neyin içine adım attıklarını bilmeden bunu yapıyorlar. İşte başarılı oldukları gibi başarılı olacaklarını, kendi anne babalarının ya da arkadaşlarının yaptığı hataları yapmayacaklarını ve bir projeyi yönetir gibi çocuk yapmayı projelendirebileceklerini düşünüyorlar.


Çoğumuzun bir zamanlar umduğu gibi neokorteksten ( mantık) doğru bir anne babalık umudu var. Doğru olanı öğren ve uygula. Bir proje çiz ve bina yap. Oysa anne babalık neo korteksin yani bilinç düzeyinde düşünen ve eylem için planlar yapan beynin kifayetsiz kaldığı bir yer. Zaten bu nedenle uzaya roket fırlatmak insanoğlu için anne baba olmaktan çok daha kolay.


Anne/baba olduğunuzda sorular çalışmadığınız yerden çıkıyor. Neokorteks sık sık (mantık) devre dışı kalıyor ve duygusal beyinle ilkel beyin el ele verip kişisel cehenneminizin kapılarını açıyorlar.


Hepsi sizi bir taraftan çekmeye başlıyor. İlkel beyin “bu çocuğu canın pahasına hayatta tut” diye bastırıyor, duygusal beyinde bekleşen kendi bağlanma yaralarınız “kaç kendini kurtar” diye bağırıyor. Neokorteks ise “yapamıyorsun, doğrusu aslın söyle, kitaplarda böyle yazıyor” diye söyleniyor.


Çocuk doğurmak demek bakımı ertelenmiş bütün yaralarınızın su yüzüne çıkması ve artık geri dönülemeyecek şekilde hayatınızın ortasına yerleşmesi demek.


Uykusuz Anneler Kulübü geçtiğimiz günlerde harika bir paylaşımda bulundu: Size hiç doğumdan sonra tanımadığınız biri ile karşılaşacağınızı, söylediler mi? (Hayır bebeğinizi kast etmiyoruz)”


Çocuk yapmak isteyen herkese bunun söylenmesi gerekiyor. Tanımadığınız ve potansiyel olarak pek de hoşlanmayacağınız birini hayatınızın ortasına almayı istiyor musunuz?


Varlığını bilmediğiniz yaraların acısını günlük olarak ve kesintisiz hissetmeye ve bunları sarmak için muhtemelen bir ömür sürecek bir çabaya girmeye hazır mısınız?


Dünyada en çok korumak istediğiniz canlıya kendiniz varoluşunuzla zarar vereceğinizi ve bunun kaçınılmazlığının acısı ile yaşamaya hazır mısınız?


Bana göre; çocuk yapmadan önce bütün bu zorlukları çözmeniz değil ama çözümüne adanmanmış olmanız gerekiyor.


Tabii bir de bunu sadece annenin ya da babanın yapması yeterli değil. Çift olarak bu adanmaya girmiş, kendi aranızda güvenli destekler bir ilişki kurmuş olmak zorundasınız. Birbiriyle ilişki kuramamış, bir yakınlık değil tanıdıklık içine yerleşmiş iki insan gidip çocuk yapıyor. Buradan yeni yaralardan başka bir şey doğması mümkün mü?


İlkel beynininiz ve anneniz (kültür) “yap, yap” diye dırdır ediyor olabilir. Ama bizim sinir sistemimiz bu otomatik mekanizmaların üstesinden gelecek becerilere sahip. Hem anne hem baba iyileşme yoluna girmediyse, birbirine güven ve sevgi duymuyorsa, aralarında işbirliği yoksa lütfen çocuk yapmayınız. Sonuçta güzel bir cana kıyacaksınız. Dünyadan yeterince mutsuz çocuk yok mu? Daha fazla yara doğurmayalım.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.