Vücudunuz yaza hazır mı?
Yaz gelirken neredeyse her yerden karşımıza çıkan, adımızdan bile çok duyduğumuz bu meşhur cümle yine kulaklarımızda çınlamaya başladı. Herkes harıl harıl yaz telaşına girip sanki daha önce baldırlarından habersizmiş gibi onları sıkıp portakal desenine bakarak bu soruya “hayır” diye cevap veriyor genelde. Çünkü ülkecek, sadece yazları zayıf olmamız gerekiyor gibi bir düşüncemiz var…
Geçen sene herkesten aynı şeyi duyuyordum “bu sene manasızca kilo aldım” diyordu millet, işin garip tarafı ben de böyle düşünüyordum. Bu sene ise herkes birden zayıflamaya başladı… Hani bazı dönemler etrafınızdaki herkes hamile olur veya etraftan hep ölüm haberi alırsınız ya, bu da onun gibi bir şey herhalde diye düşünmeye başladım. Aynı yerde yaşayan kadınların periyodlarının birbirine benzemesi gibi, beraber kilo alıp beraber veriyoruz galiba.
Benim ise hayatımda neredeyse bir ilk gerçekleşti ve bu kış ideal kilomdan da düşük bir kiloyla gezdim, üstelik çılgınca bir kontrolüm de yoktu. Akşamları erken yiyip birçok zararlı şeyden uzak durdum ve hiç zorlanmadım. Hayatımda ilk kez yaza düşük kiloyla başlayacağım diye sevinirken Mart ayında birden işler kopmaya başladı… Resmen vücudum tüm kış senin istediğini yaptım, şimdi sıra bende der gibi tüm yiyeceklere saldırdı. Üstelik normalde sadece tatlı düşkünü olan ben, hamburgerlere, böreklere, çöreklere sardım. Yedikçe yiyesim geldi ve şu son 2 ayda 4 kilo aldım. İşin ilginç yanı ise burada başlıyor, ilk kez bu beni rahatsız etmedi. Normalde moralim bozulması gerekirken ben günden güne tartıda yükselirken pişkin pişkin gülmeye devam ettim. Kışın günde iki kez tartılıp 100 gr alsa uykuları kaçan ben, şimdi o kilomdan gayet uzaktayken mışıl mışıl uyur duruma geldim. Tabii ki bu rahatlığımda sadece 4 kilo almış olmam gerçeği de var ama ben 1 kilo bile alsa anında fark edilen bir insanımdır. Selena Gomez’in tombul yanakları ve Rihanna’nın dolgun baldırları sayesinde içime serin sular serpildiği oluyor hani… 1 kilo bile versem o işgüzar arkadaş beni yolda görünce bağırır “ayy ne kadar kilo vermişsin” diye. Hani etraftan duyan herkes eskiden 100 kilo olduğunuzu düşünsün hesabıyla verilen o selamlar vardır ya, ondan bahsediyorum… Bu yüzden hep şu örneği veriyorum, kafanızda 4 kilo portakalı düşünün, evet ne kadar çok gözüküyor değil mi? İşte bunun gibi bir şey kilo almak, başkasının söylediğinden çok sizin ne hissettiğiniz ile ilgili.
Daha önce de aslında bildiğim bir şeyi bu sene daha iyi kavradım. Kendinizi nasıl hissediyorsanız öylesinizdir, tek kaygılanmanız gereken şey de sağlığınızdır. Eğer kilonuz sağlıklıysa başkasının ve aynaların ne dediğinin hiçbir önemi yok. Bilmeniz gereken en önemli şey, fit olmakla zayıf olmanın aynı şey olmadığıdır. Formda bir vücuda sahipseniz zaten zayıf değilsinizdir, sağlıklı bir görünüşünüz vardır. Eğer bedeninizi dinleyip gerçekten sizden ne istediğini öğrenirseniz o da sizi mutlu ediyor emin olun. Canınız bir şeyi deli gibi istiyorsa onu yemediğiniz sürece bedeniniz de size o kotu giydiğinizdeki aynada görmek istediğiniz şeyi vermeyecek, benden söylemesi. Bedeninizle inatlaşmayın, çok fazla da yüz vermeyin… Siz yaza hazır olduğunuz sürece vücudunuz da hazır olacaktır, bunu unutmayın.
Ek olarak; 22-23 Mayıs’da City’s Avm’de “Diyet Şenliği” var… Diyetin şenliği mi olurmuş demeyin, Diyet Aktif’ten Güneş ve Seren Aksüs sizi hem yedirip hem de nasıl forma sokacaklarını iyi biliyor. Bir sürü şey deneyip kilo kontrolü ile ilgili sağlıklı bilgiler elde edebilirsiniz. Ben de orada olup tüm tatlı çeşitlerini deneyeceğim, şüphesiz…
YORUMLAR