Türkiye’den umut veren 4 sosyal girişim
Yeni yıla girerken dünyadan 3 umut verici uygulamaya bakmıştık. Bugün sizi kendi topraklarımızda umutlarımızı yeşerten 4 sosyal girişimle tanıştıracağım.
Öncelikle sosyal girişim nedir ona bakalım; sosyal girişimcilik, toplumsal sorunları önceliklendiren ve onları ortadan kaldırmaya ve sistemleri dönüştürmeye yönelik yapılan girişimcilik faaliyetleri.
Peki neden bu 4 girişim? Çünkü bu girişimler 2021 yılında 5.’si düzenlenen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik ödüllerinin kazananları oldular.
1. Kadınların elinden: Anadolu’daki kadınların ürettiği doğal, katkısız ve organik ürünleri Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırmayı hedefliyorlar.
2. Nivogo : Tekstil üretiminde bir şekilde döngü dışına çıkmış ürünlere gerekli düzenlemeleri bazen tadilat ve yıkama yaparak bu ürünlerin atık olmasını engelliyorlar. Buna birazdan ayrıntılı değineceğim.
3. Erişilebilir Her Şey: İşyerlerinin daha kapsayıcı hale getirmeyi, farklılıklara neden olabilecek başta fiziki koşullar iyileştirmeye odaklanıyorlar. Hem konuşmaları hem projeleriyle tüm konukları derinden etkileyen ekip sözlerini “Umarım gelecekte bizim işimize gerek kalmaz çünkü her işyeri bu koşulları sağlar” diyerek bitirdi.
4. Son ödül ise bir iş birliğine gitti: Fazla Gıda ve Gıdanı Kurtar Derneği’nin ortak çalışmasıyla oteller ve restoranlardaki gıda israfına karşı yola çıkmışlar. Farklı yöntemler ve geliştirmelerle fark yaratmayı başarmışlar.
16 finalist vardı, finalistler arasında yeni duyduğum isimler kadar This is mana, Moritoys ve Onaranlar Kulübü gibi işlerini severek takip ettiğim girişimler de vardı.
Bugün Nivogo’ya özellikle değinmek istiyorum çünkü ödül töreni sonrasında bizzat Kocaeli’deki yenileme merkezlerini ziyaret ettim ve çok etkilendim.
Moda endüstrisinin fark etmediğimiz bir yanı var. Bize ulaşmayan ürünler. Kimisi üzerinde bir minik lekesi olduğu için, kimisi her şeyi tam olsa da barkodunda yer alan bir hata yüzünden, kimi ise satılıp bir süre sonra hatası ya da bedeninin uymaması sebebiyle geri yollandığı için.
Tek bir pamuklu t-shirtün bile üretiminde ortalama 2700 lt su tüketildiği göz önünde tutulduğunda bize ulaşmayan bu ürünler, hele ki bir de aslında tekrar döngüye katılma şansları varsa boşuna atık oluşturmanın yanı sıra kaynaklarımızı da boşa harcamış oluyorlar.
Bu ürünler ne oluyor peki? Bir kısmı yakılıyor ya da gömülüyor. Bu en acı yok etme şekli sanırım. Bir kısmı (eğer marka buna açıksa) daha küçük ilçelerde, pazarlarda kendine yer buluyor bir kısmı da depolarda kendi kaderlerine terk ediliyor.
İşte bu noktada Nivogo devreye giriyor. Daha 8 aylık genç bir sosyal girişim olan Nivogo şimdiden her hafta binlerce ürüne 2. bir şans veriyor.
Perakende firmalarından aldıkları ürünleri tek tek inceleyen, hasarı varsa gideren ve son haline geldiğinde tekrar mağazada ya da başka bir pazarda satılabilir mi diye fiyatıyla önerebilen girişim Türkiye'de bir ilk. Dünyada da bir elin parmakları kadar benzerleri var.
Ziyaretimde gördüm ki müthiş bir ekipleri var. Her şeyden önce yaptıkları işe müthiş bir hevesleri var ve bu oldukça bulaşıcı.
Sürdürülebilirlik kelimesinin altının dolduğu anlar gerçekten çok değerli.
Böyle girişimleri daha sık paylaşmak dileğiyle...
YORUMLAR