Düşüncelerinde sadeleş

Sadeleşmenin birçok alanında zaman içinde beraber baktık ve bakmaya devam ediyoruz. İstiyorum ki bugün "Düşüncelerde Sadeleşme” kavramını konuşalım.


Önce size bir soru:


Bir günde aklımızdan kaç düşünce geçtiğini biliyor musunuz?


20.000?

20.000 – 40.000?

40.000 – 60.000?

60.000’dan bile fazla?


Evet, her gün aklımızdan 60.000’i aşkın düşünce geçiyor ve bunların çoğunluğu olumsuz ve her gün birbirini tekrar eden düşünceler.


İyi haber şu ki, bu düşüncelere takılıp kalmamak elimizde. Yani ilk aşamada kötü düşünceler ve endişelerden arınıyoruz.


Bunun için yapabileceklerimize bakalım:


Kontrol edebildiklerine odaklanmak

Kontrolümüz dışındaki şeyler için endişelenmek bizim için faydası ve sonu olmayan bir şey. Adı üzerinde; kontrol bizde değil. Kontrol edebildiklerimiz neler ve kontrol edemediklerimiz neler diye bir ön değerlendirme yapabiliriz.


Kendinle ilgilenme rutinlerin

Gün içinde her şeye yetişiyoruz ya da yetişmeye çalışıyoruz. Peki gün içinde sadece kendimiz için ayırdığımız zaman ne kadar? Bu yürümek olabilir, cilt bakımı olabilir, okumak olabilir. Hiçbir şey yapmadan sakince oturmak bile olabilir. Hayat ne kadar yoğun olursa olsun tek başınıza sakince bir bardak su içecek bile zamanı ayırmayanlarımız var. Bunu değiştirme zamanı.


Olanları kişisel alıp almamak

Her şey bizimle ilgili değil. Bilmiyorum, çocukluğumuzda herkesi ifadelerinden okumaya çalışmaktan ve buna alışmaktan mıdır ama büyüsek de herkesin yüzündeki ifadeyi anlamaya ve bunun bizimle ilgisi var mı diye düşünmeye devam edebiliyoruz. Oysa her şey bizimle ilgili değil. Hatta çoğu şey değil. Size söylenen sözlerin çoğunda karşınızdaki kişi aslında kendi tecrübeleri, yaraları, değer yargıları üzerinden konuşuyor. Bu yüzden aklınızdan her gün geçen “elalem ne der?” düşüncelerini de bir kenara bırakabilirsiniz.


Şikayetimi dile getirirken eleştirmemek

"Karşımızdakilerin fikirlerine göre hareket etmeyelim" diyoruz ancak biz de kendimize şu anlamda dikkat etmeliyiz. Bir şeyi eleştirirken bu eleştiriyi konuda tutmayı bilmeliyiz. Örneğin bir şey bozulduysa “sen de zaten çok sakarsın, her şeyi bozarsın” gibi bir yaklaşım yerine elimizdeki duruma odaklanmalıyız.


Olumlu bakış açısında kalmak

"Her gün olumsuz düşüncelerle boğuşurken nasıl yapacağız?" diyebilirsiniz. Farkındalıkla. Düşüncelerinizi fark edip kendinizi aşağıya doğru çektiğinizi hissettiğinizde o düşünce gerçek mi diye bakın. Bir sınava gireceksiniz. İçinizdeki ses diyor ki, "sen zaten hep başarısız olursun”. Peki bu gerçek mi? Gerçekten bugüne kadar yaptığınız her şeyde başarısız mı oldunuz? Tabii ki hayır. Sadece o anda aklınıza kötü senaryolar geldiği için anılarda da seçici davranıyorsunuz ama olumsuz yönde. Bunu olumlu yöne de çekebilirsiniz. Kendinize bakın ve başardığınız şeyleri düşünün. İlla ki çok büyük şeyler olmasına gerek yok. Küçük başarıların da hakkını vermeyi unutmayın.


Buna biraz daha eğilelim.


Böyle durumlarda düşüncelerinizi doğrulayın demiştik

Düşünceleriniz bilimsel gerçek değil, onlara inanmak zorunda değilsiniz. Düşüncelerinizi abarttığınızı kabul edin. Kaptırıp gitmek çok kolay, bu alışkanlığa kapılıp gitmeyin.


Geçmişte uzun uzun takılmak yerine odağınızı problemi çözmekte tutun

Yanlış giden her şeyin üzerinde durmanın faydası yok. Beyninizi çözüm odaklı düşünmeye odaklayın. Kendinize “Buna nasıl farklı yaklaşırım?" diye sorun.


Düşünce sürecinin kontrolünü elinize alın

Aklınızın dağılıp gitmesine izin vermektense kendinize düşünceye dalmak için bir süre belirleyin ve buna sadık kalın. Mesela bir 20 dakika içinde kendinize endişelenmek için izin verin. Zaman dolduğunda normal hayatınıza devam edin.


Farkındalık çalışmalarını günlük hayatınızın bir parçası haline getirin

Var olma halimize bilinçle yaklaştığımızda zihnimiz aşırı düşünmeyi bırakır. Anda kalmaya niyet edin. Meditasyon bunun için güzel bir araç ama su içerken sadece su içmek, yemek yerken sadece yemek yemek (aynı anda televizyon izlememek) yürürken adımlarınıza yere başınıza odaklanmak bile önemli.


Olumsuz düşüneleri boşaltmak için güzel bir yöntem yazarak beyninizi boşaltmak

Bu eylem aynı zamanda yaratıcılığınızı da tetikliyor. Önereceğim yöntemin bir adı da var: “Morning Pages”, sabah kalktığınızda yazdığınız yazılar anlamına gelir. Yazar Julia Cameron'un 1992'de yazdığı “Sanatçının Yolu” adlı kitapta ortaya çıkmıştır.


Amaç sabah kalkınca temiz bir zihinle en az 6 dakika elinizi kağıttan kaldırmadan o anda aklınıza gelenleri yazıya dökerek zihnini boşaltmaktır ve çoğu zaman zihninin kenarda köşede kalmış düşüncelerine alan açmak için harikadır.


Sabah yazmak size çekici gelmezse her akşam bir gün sonu raporu da çıkarabilirsiniz. Her akşam defteri kalemi elinize alıp kendinize bu 4 soruyu sorarak serbestçe yazmaya başlayın:


Bugün minnettar olduğum şeyler neler?

Yarın günüme bana fayda sağlayacak neler ekleyebilirim?

Bu hafta sonuna kadar tamamlamak istediğim tek şey ne?

Bu haftanın şimdiye kadarki en iyi kısmı neydi?


Unutmayın; kötü bir gün geçirmek, kötü bir hayatınız olduğunu göstermez.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.