Teyzem…

Çocukluğuma dair anılarım oldukça az. Mesela 5 yaş öncesini pek hatırlamıyorum. E doğal diyebilirsiniz ama 5 yaş öncelerini hatırlayanlar tanıyorum, ya da ben çok safım beni kandırıyorlar. Her neyse Alper Kamu’nun da dediği gibi 5 yaş insanın en olgun çağı, ardından çürüme başlıyor.


Küçükken sanırım 7-8 yaşlarındayken ya da daha geç, bir film izlemiştim televizyonda. Müjde Ar oynuyordu. Küçük bir çocuğun teyzesiydi, Umur Umur diye seslenip duruyordu. Ne ağlamıştım filmi izleyince, ne gelmişti aklıma ne hissetmiştim hatırlamıyorum ama çok sevmiştim filmi. Teyzemi özlemiştim sanırım. Annemin küçük kız kardeşi, canı, göz bebeği, güzel teyzem.


İnsan küçükken teyzesi, dayısı, babası, annesi çok büyük gelir. Bana öyle gelirdi mesela. Annem babam yaşlı değillerdi ama büyüklerdi, teyzem zaten kocamandı. Hâlbuki şimdi hesap edince yirmilerindeymiş. Bize gelirdi sık sık, bana dondurma alırdı, bir de bebek ve kitap.


Sonra teyzem bir gün ben evleniyorum dedi. Eniştemin saçları uzun, kulağında küpesi vardı. Amma da uyumlu bir çiftti, birbirleri içi yaratılmışlardı adeta. Gelinliğinin altına kırmızı ayakkabılar giydiğinde 11 yaşından daha büyük değildim. Ortaokul hazırlıktaydım, rüyamda İngilizce konuşuyordum. Biri uzak bir ülkeden bahsedince atlasları çıkarıp aha bu diyordum. Mevsim kıştı, kar yağıyordu, teyzemin gelin ayakkabıları kırmızıydı.


Sonra yine bir gün teyzem biz gidiyoruz dedi. Annem üzüldü, ağladı ama onlar için iyi olacak dedi. Uçağa bindiklerinde mevsim yine kıştı. Mektuplar yazıldı, telefonlar edildi, her konuştuğunda annemin gözleri kızarıyordu, kardeşini özlüyordu. Aradan 20 yıl geçti, teyzemin iki çocuğu oldu. Zaman değişti, facebook’tan arkadaş olarak eklenildi, fotoğraflar beğenildi, yorumlar yazıldı. Annem her fotoğrafa saatlerce baktı, gözleri kırmızı kırmızı.


Geçen hafta işten eve gelince annem teyzen geliyor dedi, ağzı kulaklarında. Günleri saydı. Sonra bu pazartesi mutfakta kendime yiyecek bir şeyler hazırlarken kapı açıldı, teyzem girdi içeri. Saçlar kısacık, bileğinde gümüş bilezikleri, kulağında küpeleri. Hiç mi değişmez bir insan? Zaman hiç mi değiştirmez? Değiştirmemiş işte. Kırmızı ayakkabılarını giydiği gün nasılsa bugün de öyle teyzem.


20 yıl.

Yaşım 11’di şimdi 31.

Niye gitmedim bunca yıl, orası bana kalsın. Niye gelmedi bunca yıl, orası bize kalsın.

Annemin yüzünde güller açıyor, gözleri kırmızı ama mutluluktan.

İnsanın kardeşi ile kucaklaşması dünyanın en güzel şeyi, bunu görmek en büyük mutluluk.

Müjde Ar’ın Umur’u geldi kapıdan çıkarken, tekrar girip içeri, yanına sokuldum teyzemin, öptüm.

Özlem tuhaf şey.

Teyzeler güzel şey.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.