Havva

Işıkları söndür. Pencereyi aç. Kışın ayazı odana dolsun. Ezanın sesine kuşların çığlığı katılsın ve uyanmaya davet etsin seni. Göğün ve yerin birleştiği yerde işitmeye ve ifadeye davet etsin seni yaşamın uyanışı. Göğsünün duvarına yaslanan kalbinin atışını kulaklarına duyursun bedenin. Kaburga kemiğinden dirilen insanlığın bilgisini fısıldasın ruhuna anaların anası Havva. Sen Havva'nın soyundansın; doğdun, yaşadın, doğurdun, büyüttün, öldün. Doğdun, yaşadın, doğurdun, büyüttün, öldün. Ezan bitmesin... Havva konuşmaya devam etsin seninle, kuşlar kanatlarını çırpsın, kışın ayazı ve ısınan şakakların birbirine sarılsın. Sonlu nefesinden bir tane daha al, ver. Al, ver. Bu idrâkle başla güne. Sonlu olmanın bilgisiyle. Ezan bitti.


Senin soyun Havva'dan... Her doğuran kendinden bir başkasına dönüşür, ölümün sofrasından kalkıp güne yeniden başlar doğurduğuyla birlikte. Korkunun ötesine geç. Kışı hisset, yazı hisset, güzü hisset. Bir günün mevsimlerini ruhunla anla. İnsanı anlamak için seherle uyan, yatsıyla uyu. Bazen uyuma. Bazen koş, bazen koşma. Üşü, sev, kork, titre, ağla, kaybet, yapraklarını toprağa bırakıp ayazı karşılayacak kadar güven çıplaklığına ve izin ver yağmur yıkasın; kar, beyaz örtüsüyle giydirsin bedenini. Gönlünü bahar tut sen, bedeninde var tüm mevsimleri yaşamanın bilgisi.


Senin soyun Havva'dan, Adem'in de.


Evin ışıklarını söndür. Karanlığın ve uyanan günün alacalı laciverti yeterince aydınlık. Aydınlığın uyanışına alıştır gözlerini; ruhun karanlığını tanıyan sen, göğün uyanışına eşlik eder hâldesin. Burun deliklerini acı acı yakan soğuğun üşütemeyeceği kadar üşüdü ruhun. Üşümenin bilgisini bilen sen, soğuğun derinliğine bırak kendini. Yaşamak işte, iliklerine işleyen soğuk, içeride uyuyan oğlunun terleten battaniyesi, cezvede kaynayan suda haşlanan yumurta, buharıyla kokusunu mutfağa ikrâm eden çayın demi.


Gecedir bardağında bekleyen suyu pencereden dışarı tut. Sabahın çiği dolsun içine, kuşların yeni açılan sesleri, yeniye açılan kanatlarının rüzgarı dolsun. Üşüyen parmaklarını hisseden ellerin için şükret. Suyu dudaklarına götür ve seherin canlılığını yudumla. Sen Havva'nın soyundansın, her damlada dirilmenin idrâkıyla sütlenir bedenin. Ve o süt zehrin ve şifanın kaynağıdır. Zehrin ve şifanın...


Vakit öğlen. Bir ağırlık duruyor başımın üzerinde. Gölge bir bulut. "Kendin olursan günahkâr olursun." "Senin varlığın günah, bir acuzesin sen." diyen bir gölge. Gölgeyi başımdan giyiyorum, boğazıma dolanıyor gölgenin saçları. Dudaklarımın arasından soluk boruma akıyor saçlar. Derisi nemli yılanlara benziyor gölgenin saçları. Siyah yılanlar sesimi kesiyor, nefesimi alacak yer bırakmıyor soluk borumda. Saçlar, yılanlar, günahlar... Neydi o ayetler... Hatırlamaya çalışırken içimden konuşuyorum: "düğümleri üfleyen büyücülerin şerrinden, karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden..."


"Ben Havva" diyor kalbim. "Ben günahkâr değilim".


"Ben Havva" diyor ellerim. "Ben günahkâr değilim".


Kendi saçlarım bağırıyor avaz avaz: Üzerimdeki ve üzerinizdeki laneti kaldırıyorum evlatlarım. Hiçbir Havva, Havva olduğundan sebep günah işlememiştir. Ellerimle tutuyorum boğazıma salınan yılanları ve bileğime dolaya dolaya çıkarıyorum ses tellerimin, soluk borumun ve dudaklarımın arasından. Avucumdaki yılanlar gölgenin saçlarına dönüşüyor önce, ben dönüşümü izliyorum. Sonra gölgenin gözleriyle karşılaşıyor gözlerim. Sen mağarasına sürülen, sen kuyusuna atılan, sen rüyalarda beliren, sen bir kör noktanın sonsuzluğuna bürünüp kalbin görünmezliğine sırlanan... Senin düğümünü çözüyorum. Lanetini kaldırıyorum.


Gölge, ellerini ellerime uzatıyor. Öfkem yerini şefkate bırakıyor. Elimle yüzünü tutuyorum gölgenin, sureti avuçlarımda diriliyor. Gözleri buğulu. Gözlerim buğulanıyor...


"Görüyorum seni" diyorum. "Görüyorum seni Havva. Sen günahkâr değilsin. Artık yaşayabilirsin..."

De ki: "Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı bilir." (Yasin / 79)


Gece ve gündüz, gökyüzü ve yeryüzü, ölüm ve yaşam, önce ve sonra, şimdi ve içindeki şimdiler. Artık birleştiniz, dirilin!






YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir İnanılmaz ötesi bir yazı. Sanki bu yazıyı bekliyordum harikasın harika
    CEVAPLA
  • Misafir Havva olduğunu anlayanlara selam olsun ????
    CEVAPLA
  • Misafir Kaleminden değil ruhundan akıyor kelimeleri Necibe Hocamın. Kalem tutan ellerine sağlık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.