Pazar keyfi…
Bugün gözünüzü açar açmaz mutlu düşünceler üşüşse aklınıza. Önce derin bir nefes alıp çocuklar gibi gerinseniz keyifle ve yumuşacık yastığa birkaç dakika daha gömülseniz tembel tembel. Özenle mutlu düşünceleri seçmeye devam etseniz içinizde. Her şeyden önce şükretseniz sağlıkla uyandığınıza, yataktan çıkmaya enerjiniz ve haliniz olduğuna.
Ve hemen sonra özgürlüğünüze sevinseniz için için. Önünüzde koskoca bir 24 saat olmasının ve aslında o 24 saate istediğiniz gibi sahip çıkabileceğinizi bilmenin lüksünün farkına varsanız. İşten güçten arta kalan her dakikayı gönlünüzce değerlendirmeye karar verseniz.
Kalkıp soğuk suları yüzünüze çarparak bir güzel ferahlasanız. Ama öyle telaş içinde, yalapşap değil, suyun rahatlatıcılığını, gözünüzü açıcı canlılığını hissederek ve bir çocuk gibi suyla oynayarak yıkasanız yüzünüzü bu defa... Saçlarınızı keyifle tarasanız sonra, hiç aceleniz yokmuş gibi. Aynanın karşısına geçip gülümseseniz sizi en iyi tanıyan, bilen dostunuza.
Sonra bir koşu pencereleri açsanız ve mis gibi temiz hava girse odanıza. Şehrin pis havası falan demeyin şimdi bana, tül perdeler arasından evinize süzülüverecek olan yeni bir günün havasından söz ediyorum benJ. Eviniz havalanadursun, çayın altını yakıp bir güzel giyinmeye koyulsanız hemen. En sevdiğiniz kıyafetlerden birini çıkarsanız dolabınızdan. Siyahları, bejleri bir yana bırakıp sizi açan, içinize neşe veren renkleri seçseniz. ‘Bayram çocuğu gibi sevinerek’ giyinip kuşansanız. Küçük detaylara özenseniz; kemerinizmiş, takınızmış, mükemmel bir şekilde uydursanız her şeyi. Sanki bugün ‘çok özel ve önemli’ bir günmüş gibi…
Ve kendinizden hoşnut bir edayla geçseniz yine aynanın karşısına. Gözünüzün ta içine bakıp söz verseniz kendinize:
‘Sana her şeyin en iyisini vereceğim bugün. Hüzünlerden, mutsuz insanlardan ve ortamlardan sakınacağım seni. Hep ışığa, neşeye çevireceğim yüzünü.
Her düşünceni özenle seçeceğim. Geçmişin baskın gürültüsüne, düşünce kalabalıklarına kaptırmayacağım aklını. Affedeceğim küçük ve büyük hatalarını. Dinlediğin müzik de, konuştuğun söz de, içinde bulunduğun ortam da güzel ve huzurlu olsun diye uğraşacağım. Sen bana benden emanetsin. Bazen unutup ihmal ettiğim, kırdığım, yargıladığım, haksızlık ettiğim, dinlemediğimsin. Vefa borcum olan, her şeye rağmen zorluklarla büyüttüğüm saf çocuksun. Hayallerine de, ihtiyaçlarına da sahip çıkacağım artık. Seni kollayıp koruyacağım bugün ve her gün!’ deseniz.
En iyi versiyonunu yaratsanız gününüzün. Mutlu bir gün hediye etseniz kendinize. Daha fazla ertelemeden…
YORUMLAR