Güven

Bugünlerde dostlarımla bol bol “güven” üstüne konuşur oldum nedense. Kişilere olan güvenden söz etmiyorum ama, bizden büyük bir güce, evrenin mükemmel bir şekilde işleyişine duyulan güven bahsettiğim şey. Analiz ederek, düşünerek, konuşarak, endişelenerek bir yere varamadığımız konularda, yerimizde donup kalmak yerine, her şeye rağmen harekete geçebilmemizi sağlayacak olan o hisse öylesine ihtiyacımız var ki…


Nerden nereye diyeceksiniz ama ilkokulda beden eğitimi dersini hiç sevmezdim. Çocuk ruhundan anlamayan, katı bir öğretmen yüzünden benim gibi bir çok çocuğun korkulu rüyası olmuştu adeta. Sonraları ortaokulda da zorlandım tabii haliyle ve “kasadan atlama” denilen şeyle tanıştığımda kabusum daha da büyüdü. Hem yapamazdım, hem de hemen her zaman sınıfın en uzunu olduğum için sırada ilk olurdum. Elim ayağıma dolaşırdı adeta.


O gün şansım varsa ve kasanın yanında duran yardımcı öğrenciler iyi yürekli çocuklarsa destek olurlardı da,hünerli itişleriyle bir şekilde atlardım sonuçta. Ama hani daha sırada beklerken, uzun ve düşünceli bakışlarla kasaya bakarken, öğretmenin bir sözüyle kasaya doğru koşmaya başlama anı vardı ya… Hiç unutamadım ömrümce. Koşup koşup tam önüne geldiğimde bacaklarımı yana savurup, çabucak ellerimle kasadan destek alıp kendimi ileri fırlattığım an… Hala içim bir tuhaf olur hatırladıkça. İyi ki büyüdüm de kimse zorlamıyor artık böyle şeylere diyorum şükrederek.


Nerden mi hatırladım bütün bunları? Annem “Sen bir adım at, gerisi gelir” derdi de bana moral vermek için. Bana güven verirdi böyle düşünmek. O sözü içimden tekrarlayıp gözümü karartır ve koşmaya başlardım o an. Sonrası gelirdi hakikaten. Düşmeden , kafamı kırmadan, ikmale kalmadan geçti o yıl. Şimdilerde hayatta gözümde büyüttüğüm, içimi daraltan, beni endişelendiren, korkutan konular hakkında da kendime işte bu şekilde telkinde bulunuyorum. Sen bir adım at, gerisi gelir diyorum. Meleklerin beni kollayacağına, iyi insanların karşıma çıkacağına, her şeyin yolunda gideceğine inanmayı seçiyorum.


Bunlardan bahsederken, evrenin bizi destekleyen gücünü çok güzel ifade eden gerçek bir hikaye geldi aklıma. Bir gün, Dalai Lama bir grup Budist ile oturmuş, büyük bir proje üstüne konuşuyormuş. O işle ilgili her detay konuşulmuş, planı yapılmış ve enine boyuna tartışılmış. Ne var ki, bu projenin hayata geçirilebilmesi için gereken para henüz ortada yokmuş. Bunu bilen bir Budist, Dalai Lama’ya dönüp “İyi ama bunun için gereken para nereden gelecek?” diye sormuş. Dalai Lama sakin bir şekilde gülümseyerek şöyle cevap vermiş: “Şu an her neredeyse, oradan.”


İşte böylesine inanarak, derinden ve yürek ferahlığıyla güvenmekten bahsediyorum. Bunu yapabilsek ne rahat ederiz değil mi? Elimizden gelenin en iyisini yapıp, sonra bizden çok öte büyüklükte bir güce teslim etsek her şeyi ve sakinlikle, iyimserlikle bekleyebilsek korkmadan. Biz bir adım atsak, gerisi gelse…


Mutlu bir hafta diliyorum hepinize.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.