Bencil olun!
Evet, yanlış duymadınız, bencil olun diyorum! Başka türlü söylersem belki anlamazsınız beni diye korkuyorum da o yüzden size tanıdık kelimeler kullanıyorum. Kendinizi sevin desem ‘iyi de nasıl?’ diyeceksiniz ama bencil olmak nedir desem bunun cevabını bilirsiniz. Çoğumuza yanlış öğrettiler ve biz öz sevgiyi bencillik olarak öğrendik ne yazık ki. Bu yüzden de, suçluluk duymaksızın kendini sevmeyi hak bilmeyi bşaramadık.
Aileler de eksik kaldı, okullar da bunu bize öğretmekte... Ortaokulda ahlak dersi ya da hayat bilgisi dersi bu konuyu da işlemeliydi mesela. Birileri bize uzun uzun anlatmalıydı öz sevginin her şeyin temeli olduğunu, temeli sağlam olmayan bir binaya kat çıkmanın yanlış bir hareket olduğunu... Pusulamız iç huzuru göstermiyorsa kaybolacağımızı... Anlatmadılar. İlişkilerde yanlış yapa yapa öğrendik çoğumuz. Yorularak, yıpranarak, her şeyleri sıfırlayarak anladık her şeyi.
Zamanla öğrendim ki, insanın kendi hayallerini, doğrularını, değerlerlerini bir başkasının hatırı, mutluluğu veya rahatı için askıya almasının, çiğnemesinin, hiçe saymasının sevgi dolu, düşünceli veya iyi insan olmakla hiç bir ilgisi yokmuş.
İnsan kendini öz evladını sever gibi sevmeli, saymalıymış. Kıyamadan, el üstünde tutarak, överek, koruyarak, kollayarak, incitmeden, kırmadan, her zaman ona en iyi şeyleri layık görerek...Ve tabii evladını maruz bırakmayacağı ortamlara ve durumlara kendini de maruz bırakmamalıymış.
O yüzden de bir annenin yapabileceği en iyi şeylerden biri kendini sevmek ve bunu öğretmekmiş. Yani davranışlarıyla, seçimleriyle, inançlarıyla çocuğuna örnek olmakmış. Gerektiğinde hayır demeyi ve sonrasında suçluluk duymamayı öğretmek gerekirmiş. Yanlış anlaşılır diye, hatır için ya da ayıp olur diye kendine ters düşmenin insanın kendine ayıp etmesi demek olduğunu anlatmak da önemliymiş. Kendi doğrularında ve hayallerinde diretmenin egoistilk olmadığını göstermek, tüm sevdikleri tarafından onaylanma ve anlaşılma ihtiyacının kişiyi yoran bir beklenti olduğunu anlatmak da gerekirmiş. Bunları öğrenmeden büyüyenler de elbet yetişkin olurmuş ama içlerindeki çocuk her zaman biraz tedirgin,biraz güvensiz, biraz suçlu hissedermiş.
Öz sevgi bencillik demek değilmiş. Günün sonunda kendiyle başbaşa kalırmış insan ve en önce kendine hesap verebilmeliymiş. Yaşanmamış hayatlar başkalarının suçu değil de başkalarına endeksli yaşayan kişilerin suçuymuş. Önce kendi gelmeliymiş insanın çünkü kendini çiğneyen insanı çiğneyen çok olurmuş.
İşte bu yüzden diyorum, bencil olun! Bizim neslin en yanlış öğrendiği kavramlardan birini yeniden keşfedin, tanımlayın. Gerektiğinde içinizdeki o çocuğu usulca kenara çekip sorun ‘ne istersin canım?’ diye. ‘’Emin misin?’ diye. ‘Mutlu musun burda?’ diye. Değilse de yine usulca kolundan tutup çıkarın onu alışamadığı ya da yadırgadığı sohbetlerden,ortamlardan, sevmediği seçimlerden ve hayatlardan.
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR