Kadınlar mı enayi, erkekler mi beceriksiz?

Bu konuda yazmak için çok düşündüm. Çok kadınla konuştum, erkeklere de sordum.


İnanın araştırmacı gazeteciliğimin hakkını verdim.


Ve yine anlayamadım: Biz kadınlar mı enayiyiz, yoksa erkekler mi beceriksiz?


Yıllardır kendim ve benim gibi zeki, enerjisi yüksek, cesur, imkânlarını en iyi şekilde kullanmayı bilen, deli kız arkadaşlarımın yaptıklarını düşündün dün gece birden bire…


Adamlar uğruna hazırladıkları sürprizleri…


Yaptıkları hediyeleri…


Aldıkları yolları…


Evet, neler neler gördü bu yorgun gözlerim, neler neler dinledi bu yorgun kulaklarım!


Kişiye özel, onun bütün özelliklerinin resmedildiği dev kolâjlar…


Yine kişiye özel 3 formalık (yaklaşık 50 sayfa) dergiler: Hediye sayfasından moda çekimine, tatil önerisinden, “onun için ne dediler” konularına kadar…


3 gün için hiç tanımadığı bir adamla tanışmak uğruna buradan New York’a uçanlar…


Sabah kahvaltı için kalkıp Trabzon’a gidenler…


Hatta sadece bir öpücük vermek için Antalya’ya gidip gelenler…


Ve bunları karşı mahalleye gidiyormuş gibi hissedenler…


Sevdiği için yüzlerce insanla görüşüp kaydederek video hazırlayanlar…


Seyir halindeki donanmaya ulaşanlar (Ki bunun 20 sene önce olduğunu söyleyeyim; sanmayın ki kolay bir şey!)


5 dakika için sevgilisini görmek için evden kaçanlar, ordayım deyip buraya gidenler…


10. yılında on özel hediye verenler…


40 yaşına 40 hediye yapanlar…


Ve sanmayın ki bu 40 hediye sıradan şeyler: Oradan DVD, buradan çok satan kitap, bir çift kol düğmesi, bir parfüm değil bu hediyeler...


Tamamen o kişinin en karakteristik özelliklerine dayanıyor. Boru değil yani…


Hatta sadece sevgilisi istiyor diye yataklarına ikinci bir kadını alanlar da var aldığım cevaplar arasında...


Erkekleri de dinledim. Biraz internetten baktım…


Bizim tanışamadıklarımız arasında neler var diye…


Gerçi çok ilginç cevaplar vardı: İstiklal Caddesi’nin ortasında abuda kalkmak, evinin önüne bir kamyon gül dökmek ya da kışın buz gibi denize girmek gibi!


Yahu biz bütün kış incecik topukluların üzerinde, minicik eteklerle, askılı elbiselerle dolaşıyoruz da gıkımız çıkıyor mu? Ayda bir yolunuyoruz da bir gün ahh ettik mi?


Tamam, erkekler için olduğu kadar kendimiz için de bunları yapıyoruz, kabul. Ama bana soğuk denize girmeyi örnek saymayın artık.


Hah, bir bildiğim adamların klasik numarası vardır: Seyahate götürmek! Bir de evlenme teklif edecekleri zaman uğraşanları bilirim. Ki onlar da daha çok kız kankalarından fikir sorar!


Biz bu kadar şey yapalım, bunun karşılığında adamlar 20 kilometre yol yapamasın, kıçlarını kaldırıp gelemesin ya da bir program organize edemesin.


Diyeceksiniz ki “bütün bunları aşk mı yaptırdı size?” İnanın hayır. Heyecan, tutku, keyif, eğlence…


Bir sürü şey…


Diyeceksiniz ki, “Kusura bakma güzelim, o adamlar size karşı bir şey hissetmiyorlar. Hisseden adamlar yaparlar!”


Ben de diyeceğim ki “Aman sanki biz her seferinde çok mu hissediyoruz?”


Yoo, sadece yapabilmeyi biliyoruz. Fikir bulacak zekamız, uğraşacak zamanımız, yapabilecek gücümüz ve enerjimiz var. Doğrusunu itiraf etmem gerekirse iyi bir fikri birkaç kişiye uyguladığımız, ya da birbirimizin fikirlerini paslaştığımız da vardır.


Açıkçası adamların böyle şeylerle uğraşmadıklarını düşünüyorum daha çok.


Kafalarını böyle şeyler için çalıştırmıyorlar. Belki de zekâlarını çok kıymetli buluyorlar.


Zaten bizim yaptığımız kadar özel ve zor şeyleri yapsın derdinde değiliz. Ama biraz hareket bekliyoruz yahu! Bizim de moodumuz düşüyor sonrasında…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.