Baba olmanın dayanılmaz hafifliği
Kimse üstüne alınmasın, kimseye özellikle kendi kocama değil yazdıklarım, ne bir sitem ne bir serzeniş... Sadece erkek olmanın dayanılmaz hafifliği gerçeğinin haksızlığına benim sitemim. Evet bu dünyada erkek olmak kadın olmaya göre çok çok daha kolay, basit, rahat değil mi? Değil diyenler varsa sebeplerini, sonuçlarını duymak isterim.
Erkek olmak kadın olmaya göre rahat olduğu gibi baba olmak da anne olmaya göre daha rahat, daha kolay bence. Bir kere bizde bir içgüdü var; annelik içgüdüsü, naparsan yap, en güzelini yaptığını düşündüğün anda da en berbat anne olduğunu sandığında da yakanı bırakmayan..Hep sana acaba dedirten, yanlış mı yaptım dedirten... Kaç baba bu duyguları aklından geçirmiştir, geçiriyor ve ne sıklıkta merak ediyorum. Sonrasında o içgüdülerin vücudunuzda vuku bulması var. Yani kulakların anten, gözlerin radar, ellerin-kolların gerekirse bir ahtapot uzunluğunda gerekirse bir hattat inceliğinde çalışması durumu. Hatta burnunuzun da 10 metre kapsamındaki herhangi bir bebeğin kaka kokusunu alması gibi gereksiz bir özellik daha (bilmiyorum belki de gerekli bebekler pişik olmasın diye). Engel olamadığımız bu özelliklerimiz anne olmanın rahat, ferah bir şey olması durumunu da imkansız kılıyor.
Ama ya babalar öyle mi? Şimdi nedir benim baba olmanın dayanılmaz hafifliğine imrendiğim anlar bakalım:
- TV karşısında sızma hatta sabahlara kadar sızma özgürlüğü
- Gece top atılsa da duymama yeteneği (anne ve bebek saat başı kalkarken)
- Kakanın hiç babaya denk gelmeme ama hep annedeyken zortlama durumu
- Bebeklerin annede sakinleşmesi, annede huzura kavuşması (süt kokusu etkisi)
- Memelerinin olmaması
- Fanatik bir adamsa dünya yıkılsa maça gitmesi gerektiği gerçeğinin ailecek kayıtsız şartsız kabul edilmesi (sıkıysa anne her hafta gitsin bakalım düzenli olarak bir eğlenceye-bunu baba izin vermez, laf eder diye demiyorum annenin gönlü razı gelmez diye diyorum, ama babanın gönlü maşallah)
- Kızsal dertlerinin olmaması (yok muayyen gündür, yok manikür-pedikür-boya, yok kaş,bıyık, ağda, falan fişman..)
- İşe gitme ve işte rahatsız edilmeme rahatlığı (çalışmayan anneyseniz zaten haftasonu bitince bir oh deme durumunuz yok, oysa beyiniz bunun farkındadır ve pazartesi koşarak ve mutlulukla gider -çocuk yapın beyler pazartesi sendromunuz kalmasın-, çalışan anne iseniz aklınız, kalbiniz hep evde ve çocuklardadır ve bir sorun olduğunda önce sizin işinizden izin almanız, afra tafra, laflara boyun bükmeniz beklenir, ne de olsa erkeğin işi daha önemli ve yücedir!)
- Doğum ve hamileliği yaşamamaları (bir yandan kaçırdıkları bir mucize iken bir yandan da yaşamadıkları bir travma olabilir)
- Vücudun deforme olmaması, olup da eski haline dönmeye çabalamaması
- Tuvalette saatler geçirip gazete, dergi okuma hakkı ve şansının olması
-Keza şarkı söyleyip ıslık çalarak aheste aheste duş alması
- Akşam evde ne pişecek, bu çocuk bugün ne yemeli sorularının ya da ütü de birikti, ay çamaşır da koyayım sabaha asarım derdinin olmaması
- Bir annenin problem çözücü, aşçı, temizlikçi, ütücü, arabulucu, şoför, oyuncu, uykusuz yaşayabilen bir varlık, polyanna, sabır küpü bir süper güç olması doğal ve olağan görülürken, bir babanın bunlardan bir veya ikisini bile yapıyor olmasının lütuf ve olağanüstü sayılması, yapan babaların el üstünde tutulup, tarihi eser niteliğinde koruma altına alınması
Der tüm babaları sevgi ve saygıyla selamlarım..
YORUMLAR