Sosyal medyada #cocukkullanma
Bu ara hem kafamı meşgul eden hem de –belki de sürekli düşündüğümden çağırdığım- sıkça karşılaştığım konu; sosyal medyada çocuklarımızın resimlerinin paylaşımı...
Sevgili Sena’nın son blog yazısından sonra tekrar kendi içimde konuyu irdeledim. Neresinden bakarsam bakayım, bünyeme kabul ettiremedim.
Biz eskiden yani Twitter bu kadar yoğun kullanılmazken “Facebook“ta reklam vermek diye bir şey yokken, Instagram daha anasının karnından doğmamışken, bir grup blogger/internette birbirini bulmuş anne sosyal medyada da paylaşımlar yapmaya, birbirimizle iletişime başladık. O zamanlar bu ortamlarda “anne güruhları” yokken, ilk girenler olduğumuz için muhtemelen “anne” konularında aramalarda hep biz insanların karşısına çıktık. Bugün, sanıyorum ki bu geçmişimiz yüzünden zaten belli bir takipçi, izleyici kitlesi oluştu. Fakat bunu yaparken şahsi hesaplarda bir strateji, bir ticari bakış açısı yoktu kaldı ki o zaman sosyal medyadan para kazanmak diye bir şey de henüz icat edilmemişti.
Son 2 yılda ise durum çok değişti. Artık takipçisi çok olanlar ciddi paralar kazanmaya dolayısıyla sosyal medyada var olmak bir profesyonel araca dönüştü.
4-5 sene önce “ ay bak Ayşe’nin kızı yürümeye başlamış” diyerek saf ve temiz duygularla yorumda bulunup “like” ladığımız çocuklarımız, hepimizin çocukları, artık yaptığımız paylaşımlarla aile bütçesine katkı sağlayan bir ticari araç haline geldi. Ağır bir cümle mi oldu? Hayır, bence gerçek bu.
Bu noktada içimi kemiren durum; geçmişte benim de çokça paylaştığım çocuklarımın resimleri, videoları... Artık beni germeye, rahatsız etmeye başladı. Kendi hesaplarımda bir temizlik yaptım, çocuklarımın resimlerini daha az paylaşmaya başladım. Ben “like”lanmak, takipçi kazanmak için çocukların resimlerinin paylaşılıp sonra o hesaptan reklam ya da başka bir gelir elde edilmesini doğru bulmuyorum. Daha doğrusu ben bir çocuğun ticari amaç uğruna “kendi rızası olmadan” ya da “sadece velisinin izni” ile görsellerinin paylaşılmasını doğru bulmuyorum. Bunu yaparken evrensel bir kural olan “başkalarının haklarına saygı kuralı”nı daha kendi çocuğumuzda bile uygulamaya geçirmediğimizi düşünüyorum.
Öte yandan kurucularından olduğum Uykusuz Anneler Kulübü’nde, hem sitemizde hem sosyal medya hesaplarımızda her gün defalarca başka çocukların resimlerini paylaşıyoruz. Bunlar internette görsel satan sitelerden parasını ödeyerek aldığımız, özel çekim ile hazırlanmış görseller. "Eh be kadın kendi çocuğuna saygı duyarken başkalarının çocuğunun hakkına niye duymuyorsun?" dedim tabii içimden...
Böylece bir karar aldım artık Uykusuz Anneler Kulübü’nün sosyal medya hesaplarında da “bebek ve çocuk” görselleri paylaşmayacağız. Bugüne kadar yapılanları silme şansımız yok ama bundan sonra dikkat edeceğiz. Maalesef sitemizde durum daha zor yüzlerce yazımız dolayısıyla yüzlerce görselimiz var ve şu anda bunları değiştirmeye ayıracak bir zamanımız yok. Ama bundan sonrası için kullanmamanın da bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
“Ticari amaçla kullanmak” lafının sınırları nedir diye soranlar olacaktır. Yani “ne var canım ben sadece eğlenmek, paylaşmak için paylaşıyorum, para için değil” diyen... Bence bir anne bunu çok iyi ayırt edebilir, ediyordur da. Bu noktada herkes zaten kendi çocuğu için en doğrusunu ister ve yapar demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Herkesin kendi çocuğu, kendi kararı (maalesef çocuklarımız benim bedenim beni kararım diyemedikleri için…)
Sosyal medyadaki herkesi, özellikle anne ve babaları bir de bu açıdan düşünmeye davet ediyorum ve sosyal medyada #cocukkullanma diyorum.
YORUMLAR