Erkekler renkten anlamaz!

Elime nerden geldiğini bilmediğim mini mini bir çakmak geçti. Pastel boyalarda ten rengi için kullandığımız renk. Pudra rengi desem daha net olacak sanırım.


Çakmağın rengini belirlemekte ben birkaç saniye düşündüysem bir erkek bu rengi nasıl bulabilir diye aklımdan geçirdim ve bu mini çakmak üzerinden minimal bir teste çıktım.


Yaşları 24 – 37 arasında değişen erkeklere sadece çakmağı gösterdim ve “Sence bu ne renk?” diye sordum. Sonuçlar şahane!


Birisi “Hımmm…. (çakmağa bakıyor o sırada sanat eserine bakar gibi) bayağı 'GRİ' bu…” Tamam şekerim. Oldu. Bir diğeri hiç düşünmeden SARI’yı yapıştırdı. Öbürüyse düz erkek mantığının timsali olarak kendinden emin bir şekilde “PEMBE!” dedi.


Billahi evlere şenlik bu çocuklar. Ömürsünüz yeminle…


Son deney kurbanımı, sokak muhabbetinde bir iş toplantısının arasında yakaladım. Kendisi hemen her şeye bilimsellikle karışık absürt cevaplar verebilen bir insan kişisidir.


“Ya bu arada sana bir şey sormam lazım. (o sırada değerli çakmağı cebimden çıkarmaya uğraşıyordum. Çeviklikle sigaramı yakmaya uzandı.) Yok, teşekkür ederim benim çakmağım var. Fakat bu çakmak ne renk?” diye olağanüstü bir ciddiyetle sorumu sordum.


Gözlüklerini düzeltti, içkisinden bir yudum aldı, çakmağı avucunun içinde dolaştırdı ve sakince “pudra rengi” dedi…. Şaşkınlığım ikiye katlandı. Ona durumu izah ettim. Çakmağın rengini sorduğum erkeklerin verdiği cevapları anlattım. "Tamam o zaman" diyip deneyime dahil oldu. Soruma mantıklı bir cevap aramaya başladık. Uzun bir yolculuk oldu. (Sanıyorum çakmağın rengini bilmesinin tek nedeni endüstriyel tasarımcı olması. Mesleki bilgi mecburiyetinden kaynaklanıyor yani.)


E peki erkekler neden renkleri anlamıyor? Neden ara renkler yok erkekler için? Çünküsü çoookkk eski zamanlara dayanıyor (bizce). Şimdi erkek kişisi mağara zamanlarında avcılık işiyle meşguldü. Kadın kişisi ise kurda kuşa, dinozora yem olmamak için mağaranın etrafında minno minno dolaşıyordu.


Erkeğin tüm gün yaptığı “Ha evet… Geyik! Büyük! Mama! Yenir mi? Yenir.” İşte bu kadar. Net.


Kadıncığım ise mağaranın etrafında yabani otlar, meyvemsi böcekler, rengârenk böğürtlenler arasında kaybolmuş. Topluyor, inceliyor, kokluyor. Akşam oluyor, elinde iki renkli böğürtlen var. Birisi vişneçürüğü diğeri kırmızı. Veriyor kırmızıyı adama. Hoop sakallının nallar baybay…. E kadın anlıyor haliyle kırmızı olan zehirli. (Dikkatini çekerim gül yüzlüm, kadın kendisi yemedi. Erkeğe yedirdi. Hep çakallık, çukallık.)


İşten bunlardan mütevellit kadınlar erkeklere göre renklere daha hakimdir. Erkekse; ana renkleri bilir. Yani gidip sormayın "kırmızı ojemi sürsem, vişneçürüğü mü?" diye. Ona göre hepsi kırmızı. Ha bir de saçın ucunu kestirip adamın anlamasını bekliyoruz ya, ona bayılıyorum. Sanırsın Süpermen, sanırsın gözü mezura. Ne bilsin senin “yarım parmak uçlarından” hesabını… Hadi madem, kardeş kardeş oynayın, ben baybayım…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.