Eski porno yıldızı gibisin
Her mahallede bulunan lanetli dükkânlar vardır ya hani, İstanbul öyle işte. Kim tutarsa tutsun yeri çok güzel olmasına rağmen iş yapmaz ve el değiştirir. Mahalle sakinleri de nasıl olsa elden çıkacak diye açılan yeni yeri benimsemez ve dükkânın hazin çöküşünü izlerler. Diğer dükkânlar sabitken bir tek dükkânın kaderi kapanmaktır. Olmaz işte, ne yaparsan olmaz.
İstanbul, kadersiz bir mahalle dükkanı gibi. Sürekli el değiştiriyor. Tutunamıyor, batıyor, yeniden başlıyor… Peki mahalle sakinleri? İstanbul’da yaşayanlar ne olacak? Anıları yok şehirde…
Sevgilinizi ilk öptüğünüz cafe şuanda Simit Sarayı’na dönüştüyse kim bahsedebilir ilk öpücüğün acemiliğinden. Ya da ilk gittiğiniz konser alanı şu anda otopark olmuşsa nasıl tazeleyebilirsiniz o geceyi? Önce mekanın dönüşümünü sorgulayıp o anıyı es geçersiniz. Sığ, gündelik yaşayan, bir diğer insanın öbüründen farkı olmadığı bir zaman diliminde kim bahsedebilir içsellikten?
Yeni her zaman iyi değildir işte… Dünyadaki tüm turistlik şehirlere baktığınızda buram buram tarih koktuğunu görürsünüz. Alışveriş merkezleriyle kaplı sokaklar para basmaya yararken, sevgi zamanını satın almaya uğraşan sevgilisinin elinin terini, klima serinliğinden hissetmeyen bir nesil var önümüzde...
Şehir içinde şehir kurmak bizimki. Bunu anladım sokaklarda dolaştıkça. Eski bir sinemayı yerle bir edip üzerine bol mermerli, bol ışıklı çakma Dubai rezidansları kurmaksa yenilik, oturup bir düşünmek gerek. Şu anda yeşil içinde bir yerlerde oturmak için kiraya ya da eve servet ödemeniz gerekiyor. Ama yok anlayamıyoruz. Otoban manzaralı bin katlı Avrupa gettolarına bayılıp, alışveriş merkezlerine kapatıyoruz kendimizi. Sonra başla tüketmeye… Ne yediğin yemeğin keyfi kalır, ne tuttuğun elin.
Kapanmış bir dükkan, "eski bir porno yıldızı gibi" benzetmeleri İstanbul’a şak diye yapıştırıyorum bu nedenle. Çocukluğuma ait minimal bir detay gördüğümde içimdeki heyecanı en son ne zaman hissettim bilemiyorum. Bu nedenle sürekli gitmek isteği var içimde, içimizde… Bunu da sorguluyorum acaba göçebelikten ötürü mü böyleyiz? Mekanlara alışamıyor mu bilinçaltımız? Bu nedenle sahiplenemiyor, umursamıyor olabiliriz.
Ve ben bunları sorgularken bir park talan edildi ve bir diğer sokaktaki evler yıkılıp yerine “ferforje, Fransız balkonlu” modern apartmanlar yapıldı. İş hayatına devam etmeye çalışan eski bir porno yıldızı gibisin İstanbul. Bu nedenle artık işi bırakman gerektiğini düşünüyorum. Estetik kaygılara düşmek hissizleştiriyor artık seni...
YORUMLAR