Yarına kalsa da yanına kalmaz
Gündeme bomba gibi düşen İbrahim Kutluay - Demet Şener boşanması haberinden sonra bir çok insanın mırıldandığı melodi bu oldu.
Aslında pek bomba gibi de denemez, bundan 15 yıl önce sevgili oldukları ortaya çıktığı günden, bugüne kadar belirli aralıklarla ayrılıyorlar, boşanıyorlar haberleri çıktı, aynı hızda da yalanlandı haberler.
Evlilik yolundaki bir ilişki daha sona ermeden başlayan bir ilişkiydi onlarınki.
Biri dönemin en ünlü basketbolcusu, diğeri en ünlü modellerinden biri. Geride kalan ise henüz küllerinden bir star doğacağını bilmeyen gözü yaşlı sevgili...
Çocukluğum, ergenliğim, şimdiki yılanlığım bu magazin bombasıyla şekillendi.
Ben bittim, onlar bitmedi.
"Ulan evlenip barklandı bütün taraflar, artık neyin intikamı, neyin laf sokması." derken seneler sonra gelen boşanma haberiyle hoop eski defterler açılıverdi.
Evlilik devam ederken tutulan bekar evleri, sosyetik güzelle basılma haberleri.. Hepsini hatırlıyorum lakin hepsi ustaca manevralarla yalanlanmıştı. İki kişi dışında da kimseyi ilgilendiren şeyler değil zaten bunlar.
Olayın magazinsel olması bir yana, ben karmaya inanıyorum arkadaş. Hadi diyelim malum taraf affetti, unuttu, umrunda değil ama 70 milyonun ahı vardı o evlilikte.
"Kocam da kocam, yuvam da yuvam" diye düşman çatlatırken her şey iyi güzel ama işler değişince "Ay çok zor bir süreçten geçiyorum, biraz saygı..."
Ülkenin yarısı açken, işsizlikten kırılırken, hak hukuk yerine yeller eserken milyarlık çantaları gözümüze sokup, trilyonluk evlerinizin kapılarını magazin dünyasına açarken iyiydi ama.
Biz normal hayatlar yaşayanlar için her geçen gün hayat daha da zorlaşsa da, bu 2000'ler ve sonrasında magazin figürleri için işler daha da kolaylaşıyor.
Git popüler mekanın kapısına 15 yerde habersin, laykla eski sevgilini 10 gün gündemden düşme.
Yediğin şeyi, gittiğin yeri, arkadaşlarını, yaşadıklarını milletin gözüne sokmayıp, kendi halinde yaşamaya çalışmanın imkansız hale geldiği bu dönemde yıllardır hayatımızda olan tipler kendi hayatları ve dramalarıyla daha da dahil oluyorlar hayatımıza.
Bütün bunlardan beslenip özel hayatlarına saygı, zor dönemlerinde destek istiyorlar.
Dünya standartlarında işler yaptıklarını iddia ederler, onlarınki kadar paralarla çalışırlar ama ben Jennifer Garner'ın program program gezip "Nasıl da aldatılmışım, hiç görememişim gerçeği" diye ağladığını görmedim.
Bi bizimkiler mağdur, bi bizimkiler şok içinde. Bi onlar kocalarına sonsuz güvenirken sarsılıveriyorlar!
Kocacım kocacım diye gezip, "Bana kocamın soyadıyla hitap edeceksiniz" diye gazeteci fırçalayan hanımefendi şimdi mesleğime geri dönmek istiyorum diye atılacak ortalıklara, ona yanıyorum.
Ünlülerin topluma örnek olmak gibi bir zorunlulukları yok da, koca bulunca her şeyi yok sayıp, sonra "ayaklarının üzerinde duran güçlü kadın" hikayelerini kimse yemiyor artık.
Kim kimin sevgilisini çalarsa çalsın, kim kimin karısı kocasıyla yatarsa yatsın da, canımızı dişimize takıp eğitimdi, özgürlüktü derken böyle tiplerin zaten yerlerde olan kadın ve toplum algısının içine etmesine dayanamıyorum.
E hani çocuk da yapıyorduk kariyer de? Senelerce kadının iş hayatındaki yeri için çırpınmadık mı?
Sen iyi bir üniversiteye girebilmek için kıçını yırt, mezun olabilmek için daha da yırtın, hadi mezun oldun iş bulabilmek için sinir hastası ol, evli milyonerin kendinden 25 yaş küçük sevgilisi 25 yıl çalışsan alamayacağın tektaşını gözüne soksun.
Kadın daha kendini kadın yerine koymazken, kendi çapımızda ruh hastası olduğumuzla kalıyoruz en fazla.
YORUMLAR