Burdayız Aşkım!

Geçen sabah uyanıp Twitter'a girdiğimde Norveç'li bir vatandaş olduğumu falan sandım şu tweeti görünce.

Beşiktaş Belediyesi'nin resmi hesabından, Onur Haftası'nı destekleyen bir tweet atılmıştı. Hesap sahte mi değil mi diye tekrar kontrol etme ihtiyacı duydum. Mizah desen var, tercihlere saygı desen var, gündemi takip etmek desen var. Gerçek olamayacak kadar medenice bir davranış olduğundan bünyem inanmayı reddetti.

Zaten birkaç saat sonra da tweet silindi, belediye başkanı o tweetin kontrolü dışında atıldığını belirtip "muhafazakar" kesimden özür dileyip gerekli kişinin işine son verildiğini falan açıkladı.

O tweeti görür görmez hemcinsimin dudaklarına yapışmıştım, silinince doğru yolu buldum, teşekkürler başkanım!

O çok korktuğunuz eşcinsellikten çok bu tavırların mide bulandırıcılığının farkında değil misiniz? Renklerden, farklılıklardan, çeşitlilikten bu kadar korkarak nasıl her kesimi kucaklıyorsunuz? Hani hepimizin devletiydiniz?

Arkasında duramayacaksan savunduğun fikrin hiçbir önemi yok. Yenilenmeye gereği olmayan kaldırım taşlarıyla uğraşın, bunlara bulaşıp hiç sıvama yapmayın. Biz kendi hakkımızı, özgürlüğümüzü ararız merak etmeyin.

25 Haziran'da Onur Yürüyüşü gerçekleşecek. Kiminle konuşsam "Olaysız geçmez, korkuyoruz çıkmaya." diyorlar. Bir yanım bunlarla dişe diş savaşmazsan, hakkını aramazsan sinidirlir gidersin diyor, diğer yanım "Canını sokakta mı buldun, bi çomar saldırısında ezilip ölmek mi istiyorsun?" diyor. Fikirlerini adam gibi belirtseler canım feda. Her cehalet dolu toplum gibi bunlarda da taş sopa, döner bıçağı...

Aynı cinsten iki insanı öpüşürken görmekten bu kadar korkacağınıza 6 yaşındaki çocuğun başını kapatıp kapatmamayı tartışmanızın vehametini bir sorgulasanıza?

Dünyanın en büyük şirketleri, markaları dikkat çekmek, destek olmak için profil fotoğraflarını rengarenk yapmaktan tut, filtreler, kampanyalar, showlar falan düzenliyor. Bizde bit tweet atılınca kıyamet kopar, neden? Çünkü burası %99.9'u Müslüman bir ülkedir de ondan.

Bizlere sorulmadan doldurulmuş din hanesiyle kendi bağnazlığını bir tutarlar. Şort giyemezsin, istediğinle öpüşemezsin, gece sokakta yalnız yürüyemezsin, ama mal bölünmesin diye akrabana satılabilirsin, regl olduysan deden yaşında adamla evlendirilebilirsin.

Önce o içinizin kirini pisliğini bir temizleyin de, bizim renklerimize sonra laf edin.