Boşanmış çiftlerin mutlu çocukları
Halk arasında yaygın bir görüş var. Eğer bir çift boşanırsa ve bu çiftin çocukları varsa, çocuklar mutlaka bu süreçten olumsuz etkilenir ve ileride psikolojik problemler yaşar, iyi evlilikler yapamazlar diye. Bu ifadeyi düzeltmemiz gerekiyor. Evet, boşanmanın çocuk üzerinde olumsuz etkileri olabilir ama “iyi yönetilmemiş” boşanmaların!
Boşanma yaşantısı literatürde halen çocukların hayatındaki en önemli çevresel stres faktörlerinden biri olarak geçmektedir. Özellikle boşanmanın, beraberinde karmaşık bir geçiş ve adaptasyon sürecini getirmesi, ebeveynlerin biri ya da her ikisinin yoğun olumsuz duygular hissetmesi ve boşanmanın aniden ve bazı travmatik olaylar eşliğinde ortaya çıkması söz konusu olduğunda… Dolayısıyla özellikle üç alanda boşanma süreci mutlaka iyi şekilde yönetilmelidir:
1. Geçiş ve adaptasyonun çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun şekilde düzenlenmesi,
2. Ebeveynlerin kendi duyguları ile başa çıkma ve birbirlerine yönelik duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol etme becerilerinin geliştirilmesi,
3. Çocuğa boşanmayı anlama ve anlamlandırma için yeterince zaman verilmesi, yaşına uygun gerekli açıklamaların yapılması, sözlü ya da fiziksel tartışma ortamlarından mutlak şekilde uzak tutulması.
Boşanma konusunda farklı ülkelerde benzer veriler söz konusu. Evet, dünyanın hemen her yerinde boşanmaların sayısında son 20 yıl içinde bir artış var. Bunun pek çok sosyolojik nedeni olabilir ve bu başlı başına bir yazı konusudur. Bu nedenle bu yazıda bunlara değinmeyeceğim. Bununla birlikte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre boşanmaların yaklaşık % 35-40’ı evliliğin ilk 5 yılı içerisinde, % 20-25’i ise 6-10 yıl içerisinde gerçekleşiyor. Bu bilgi doğrultusunda şöyle bir varsayımda bulunabiliriz; çocukların pek çoğu erken çocukluk dediğimiz 0-6 yaş arasında ya da ilkokul döneminde boşanma ile tanışıyor. Yani güven, sevgi ve aynı zamanda ayrışma ve öğrenme ihtiyaçlarının ön planda olduğu yaşlarda. Dolayısıyla boşanma ile beliren geçiş döneminde çocuklarda en çok bu alanlara ilişkin zorluklar ve sorgulamalar görülüyor. Kendini mutsuz ve yalnız hissetme, endişeli olma, akademik alanda zorluklar gibi. Bir de sorular soruyorlar tabii içten içe kendilerine ve bazen çevrelerine:
“Eğer anne ve babam birbirlerini sevmekten vazgeçtilerse beni sevmekten de bir gün vazgeçerler mi?”
“Yaşamım boyunca sahip olduğum her şeyin bir gün benden alınmayacağına güvenebilir miyim?”
“Acaba anne/babamın yanından ayrılırsam beni bırakıp giderler mi?”
“Daha iyi bir çocuk olsaydım anne ve babam ayrılmamış olur muydu?”
Dolayısıyla tüm bu sorularla duygu dünyası altüst olmuş çocuğa karşı ciddi sorumluluklarınız var sayın anne ve baba. Derhal karşılıklı hesap defterini kaldırıp ebeveynlik rolünüze dönmelisiniz. Çocuğunuzun hemen şimdi her ikinizin de koşulsuz desteğine ihtiyacı var. Bazen ebeveynler “Bizim çocuğumuz hiç etkilenmedi, hiç ağlamadı ya da tepki vermedi” dediklerinde diyorum ki:
- Her çocuk her olaydan aynı oranda etkilenmez!
- Olayın etkileri eşit olsa bile tepkiler ve tepkinin zamanı farklı olabilir!
O halde boşanan anne-babaya öneriler:
- Bu bir eş sorunudur, anne-babalık bakidir. Çocuk bunu her iki ebeveynden aynı anda duymalı, dahası hissetmelidir. Anne babanın kendisini her zaman seveceği ve ayrı ayrı da olsa yanında olacağı garantisini almalıdır.
- Çocuk yaşına uygun şekilde boşanma öncesinde bilgilendirilmeli, hazırlanmalıdır. Problemler olduğunu bilmek, aniden boşanma kararını öğrenmekten daha kolay baş edilebilir bir durumdur.
- Çocuğa yapılacak açıklamayı, anne-baba birlikte ve mümkünse evden ayrılacak ebeveyn evden ayrılmadan en az birkaç hafta önce yapmalıdır. Bu konuşma kısa, öz, boşanmanın sorumluluğunu asla tek bir ebeveyne yüklemeden, anne-babaların eşit oranda konuştuğu ve sorumluluk aldığı yapıda olmalıdır.
- Çocuklar somut bilgilere ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla çocuklara boşanma ile hayatlarında nasıl değişiklikler (okul, ev değişimi vb.) olacağı anlatılmalıdır. Ancak bu değişikliklerin hepsinin aynı anda olmaması, kademeli geçişler şeklinde planlanmasına özen gösterilmelidir.
- Süreç boyunca çocuklar asla taraf tutmak, çözüm bulmak zorunda bırakılmamalıdır. Arada mesaj taşıyan kişi konumunda kalmamalıdır. Her iki ebeveyn ile de ilişki kurması desteklenmeli, diğer ebeveyn ile ilgili olumsuz konuşmalara şahit olmamalıdır.
- Mümkün olduğunca çocuğun hayatının bu büyük değişiminde bazı rutinler oluşturulmalı ve ona bağlı kalınmalıdır. Çocuk dünyasında rutin, güven inşa eder!
- Süreç boyunca çocukların duygularını ifade etmelerine, soru sormalarına izin verilmeli, ancak her seferinde benzer ve tutarlı cevaplar verilmelidir. Çocuk dünyasında tekrar etme, öğrenme ve kabul etmenin yolunu açar!
- Son olarak boşanma sonrasında her iki ebeveyn çocuk için gerektiğinde bir araya gelebilmeli, medeni bir iletişim düzeyini korumalı, ortak kurallar oluşturarak maksimum düzeyde tutarlı bir yapı oluşturmalıdır.
Kim ne derse desin çocuk sahibi bir çiftin boşanması, çocuksuz bir çiftin boşanmasından daha hassas bir süreci içerir. Çiftler kendi duyguları ile baş etmeye çalışırken bir de çocukları için endişelenirler. Ancak uygulamada gördüğümüz; çoğu kez çocuk sahibi olmanın, çifti birbirleriyle daha konuşabilir kıldığı, değişim sürecine adapte olabilmek için motive ettiği, hatta sıklıkla uzmanlarla görüşmeye yönlendirdiği olmaktadır. Ve pek çok kez gördüğümüz üzere iyi bir partner ilişkisi kuramamış çoğu kişi, yeterli ebeveynlik becerilerine sahip olabilirler.
Son olarak mutlu bir ebeveyn, mutlu bir çocukluğun öncülüdür. Bu süreçte kendinizi asla ihmal etmemelisiniz. Çocuklar ayrı fakat mutlu olan ebeveynleri, bir arada ama mutsuz olan ebeveynlere tercih ederler.
YORUMLAR