Atölye Cookbook ve değişik bir Nisan...

Son 10 yıldır Nisan ayının ilk 3 haftasını çok az uyuyarak geçiriyorum. Kesiyorum, biçiyorum, boyuyorum, pişiriyorum, çocuklar için neşeli ve yaratıcı bir hayal dünyası yapmaya çalışıyorum.


Nisan oğlumun doğduğu ay.


Ablası gibi ona da her yıl doğum günü için ne düşlediğini sorarım.


Yaşına uygun bir tema belirleriz ve elimizden geldiğince tüm arkadaşlarının da mutlu olacağı farklı partiler organize ederiz.


Bu sene farklı, oğlum doğum gününde Marmaris’teki yüzme şampiyonasında yarışacak. Takım arkadaşlarıyla onları çok yormayacak ve konsantrasyonlarını azaltmayacak bir küçük kutlama yapacak.


Bunları konuşurken onun gözlerinin içine bakıyorum ve ‘Mutluyum’ derkenki samimiyeti hissediyorum.

İçime su serpiliyor ama yine de kendimi bir boşluğa düşmüş gibi hissediyorum Nisan ayının ilk gününden beri.


Boşluk benim için alışagelmedik bir durum. İmdadıma sevgili Burcu Pinto yetişiyor. Ferahevler’de ablası Burçak Öngör’le beraber açtıkları Atölye Cookbook’un Nisan ayı programını yolluyor.


Gözüme ilk çarpan sushi kursu oluyor. Neden mi?


Oğlum Mekin mimar olmak istiyor ve hayallerinin arasında kendi otelini yapıp aynı zamanda işletmek var. Şu andaki planına göre mutfağı da bana emanet ediyor.


Görevim önemli. Ben şimdiden mutfağın tasarımını, beyaz keten örtülü masaları, çok şık giyimli eğitimli garsonları ve çok özel sunumlarıyla, umarım o günlere geldiğimizde dünya mutfakları arasında hak ettiği yere ulaşacak olan, Türk mutfağının leziz tatlarından oluşmuş mönüyü düşünmeye başlıyorum.


Mekin’in hedefleri hep yüksek, mutfağın daha da zengin olmasından yana, Japon’un da, İtalyan’ın da, Fransız’ın da en güzelini sunmak istiyor otelinde eminim.


İşte burada beni bir düşünce alıyor. Öğrenme serüvenimin daha başında olduğunu hissediyorum ve önümdeki eminim göz açıp kapayıncaya kadar geçecek olan 15 seneyi daha çok çalışarak değerlendirmek istiyorum.


İlk iş Atölye Cookbook’un yolunu tutuyorum.


Şefimiz Pelin Zaimoğlu insanın sadece seyretmekten bile keyif alacağı kadar zarif çalışıyor.


Hikayesini duyduğumda bu mesleği seçebilme ayrıcalığına sahip olmuş bilinçli, kültürlü gençler için heyecanlanıyorum.


Pelin, New York’ta The French Culinary Institute’ta okumuş. Okulu bitirdikten sonra 3 sene New York’un en meşhur Japon restoranlarından olan EN JAPANESE BRASSERIE’de çalışmış.


Londra’dan bir günlüğüne Atölye Cookbook’un kursu için gelmiş. İşini çok severek ve bilerek yaptığı belli ve ben keyifle ondan sushi yapmayı öğreniyorum.


Türk ağız tadına ne kadar uyuyor bilmiyorum ama biz ailecek seviyoruz bu Uzakdoğu tadını. Şefimizle, küreselleşen dünyada Japon mutfağının da içinde bulundukları ülkelerin ağız tadına uyum sağlamak için yenilendiğinden bahsediyoruz.

Bu durumda ben Amerikan’laşmış ya da Avrupalı’laşmış bir sushiyi mi seviyorum yoksa gerçek bir Japon sushisini bilemiyorum.


Kursun sonunda emin olduğum birşey var ama; oğluma Marmaris dönüşü Pelin Zaimoğlu’nun tarifleriyle müthiş bir sürprizim olacak…








Sushi Pirinci'nin nasıl yapıldığını öğrenmek için tıklayın...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.