Dans konuşalım
Ülkece yorgunuz, artık çok kızgınız… İnsanlık, duyarlılık bekledikçe şiddet ve sivrilikle karşılaşıyoruz. Anneyiz; yüreğimiz kaldırmıyor. Dokunmak istiyor, sarılmak istiyoruz. Evdeki yas havası orta yolu bulamıyor; bu güvensiz ortamda çocukları da alıp denizlere açılmak, havayı koklamak, en baştan odaklanmak istiyorum. Farkındalığı olan, sorumluluk sahibi çocuklar yetiştirmek için çırpınırken, bütün ümitlerimiz tükeniyor…
Oysa karamsarlığın içinde boğulunca, elimizdeki malzemeyi en iyi neye dönüştürebiliriz diye düşünmek dipten çıkmanın ilk ışıklarıdır. Bu ay sonunda o ışığı mı göreceğiz? Bu şekilde sayılı gün, bir türlü geçmiyor…
Biz ev ahalisi olarak dans ediyoruz. Çocuklara ülkedeki, içimdeki fırtınaları bir şekle sokup anlatacağıma, fazla konuşmadan direk müziği açıyorum... İçimizden geldiği gibi bas bas şarkı söylüyoruz, rakçılar gibi kafa sallıyor, dansözler gibi göbek atıyoruz. Eğer deliler evi diye bir kavram varsa, bu ara tam bunu yaşıyoruz...
Yaklaşık 5 ay önce üç kişi 'pole dance' yani boru dansına başladık. Başlama kararı aldığımızda tek bildiğim, işin içinde tırmanma olduğuydu. İnternette biraz dolaşınca, boruyla dansın nerdeyse seksapellik simgesi haline geldiğini görülüyor. Biz kız kıza dans edip eğlenmek için başladık ama, bedenimizde var olduğunu bilmediğimiz bir sürü kasımız bu sayede uyandı. Dans stüdyosuna giderken, yeşilliklerden geçmek, şehir hayatının kalabalığından dansın büyülü dünyasına geçiş gibi bir his veriyor bize… Öğretmenimiz Burcu'nun bizi bıcır bıcır karşılaması, kız kıza bir ortamın sıcaklığını yaşatıyor. Kıkırdaya kıkırdaya içeri geçip şortlarımızı giyiyoruz.
Hafif bir muzurluk var içimizde, kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün, kimseye bir gösteri yapmayacak olsak da, bu bizim dansımız!.. Borularımıza isim koyduk; ablamla paylaşamadığımız bir boru var; bir hafta o onda , bir hafta ben onda dans ediyorum. İlk başlarda yapamayacağımızı düşündüğümüz bir sürü akrobatik hareketin üstesinden geliyoruz, dönüp tırmanıp müziğe kaptırıyoruz kendimizi.
Bazen yoruluyoruz, motive olmak için hayali bir sahne kuruyoruz önümüzde; o sahnede dört kadın olmanın verdiği enerjiyle, hiç var olduğunu bilmediğimiz bir eğlence kapısından giriyoruz. Yaşadığımız bu şehir hayatında, bu gergin ülke ortamında kız kardeşle eğlence haftalık rutinimize girdi.
Seçimlere kadar, nefesler tutulup geri sayılırken; bir çeşit meditasyon olarak hayatınızda bol dans diliyorum!..
YORUMLAR