Unutsam kalbim razı değil kalsam mantığım...
Merhaba Yeşim Abla. Ben 23 yaşında genç bir kızım. Bundan bir sene önce kursta genç bir çocukla tanıştım. Ben doğudan biriyim ve Kürdüm, o ise Türk. Benim peşimden çok koştu, iki buçuk ay uğraştı, sonunda teklifini kabul ettim. Eve dönecektim okulum bitince, ama gitmeme izin vermedi. Benim memur olmamı çok istiyordu. Ben de onun için dershaneye yazıldım ve azimle çalışmaya başladım, netlerim çok iyiydi ama bundan iki ay önce ayrıldık. Onu çok yorduğumu söylüyordu ama ben onu ilişki boyunca hiç sıkmadım. Ne gezmesine karıştım ne tozmasına. Beni çok sevdiğini söylüyor ama seninle olmaz diyor. Bir ay boyunca sürekli peşinden koştum, yalvardım ona bu ilişki bitmesin diye. Onu çok seviyorum, yakın bir arkadaşımızdan şunu öğrendim, benimle ciddi bir ilişkisinin olduğunu ve Kürt olduğum için ailesinin bunu kabul etmeyeceğini ve bunu kendisinin söyleyemeyeceğini öğrendim. Onunla son konuştuğumda, bana çok mutlu olduğunu, memlekette olduğunu ve beni unuttuğunu söyledi. Akrabalarından birini hayatına almayı planladığını dile getirdi. Ben de arkadaşına ulaştım, öyle bir şeyin olmadığını ve beni çok sevdiğini söyledi ama bu iş artık olmaz dedi. Aynı şehirdeyiz ve çok az bir zamanım kaldı sınav için. Sınavı kaybetmek istemiyorum, ama duygusal olarak çok yoğun yaşıyorum her şeyi. Kendimi kandırılmış hissediyorum. Ben onun ilkiyim ve dolu dolu vakit geçirdik hep. Günler sonra, dün, bana “İyi misin?” diye mesaj attı. Ben ne yapayım Yeşim Abla? Değiştiremeyeceğim şeyler varken ne yapayım? Unutsam kalbim razı değil, kalsam mantığım razı gelmiyor. Bu insan döner mi?
Yeşim Tijen'in cevabı:
Zoruna gidiyor insanın, adeta kendini kandırılmış hissediyor, biliyorum. Ve ben de şimdi tutup size bunlar bahane diyeceğim. Sevgi engel tanımaz, etnik kimlik falan hiiiç anlamaz diyeceğim daha da çok canınız acıyacak. Sevdi mi insanın gözü bir şey görür mü? Biliyoruz ki görmez. Tabii ki sevmedi diyemem ama evlenmeyi düşünecek kadar sevmemiş ki bu noktaya gelmişsiniz. Siz nasıl kaybetmemek için bir ay boyunca çaba sarf etmişsiniz, onun da böyle sahip çıkan bir tavır içinde olması gerekmez miydi? Biz bu kadar mı ayrıştık birbirimizden? Bahane olarak öne sürülüyor etnik kimlikler, söylemesi bile garip geliyor etnik kimlik diye. Biz doğuluyduk, Trakyalıydık, Karadenizliydik ama birdik. Birlik ve beraberlik duygularını kaybedip insan olmaktan da mı uzaklaştık? Evet, ülkece Kürt sorunu diyerek önümüze konan Kürt açılımı mevzusu var. Aç aç bitmiyor, tatmin edilemiyor, Kürt halkını kışkırtarak Kürt-Türk kavgası çıkarmaya çalışanların ekmeğine yağ sürmememiz gerekiyor. Eskiden hepimize Türk deniyordu, evet bölgesel ayrılıklar vardı. Hatırlıyor musunuz yakın zamana kadar hepimiz Türk değil miydik? Nasıl ayrıştırdılar farkında bile olmadan. Kendimizi toplayalım, sevgili okurlarım, birbirimizi ötekileştirmeden yaşamalıyız inadına.
“Acımamışlar hiç acımamışlar,
Ne bulut bırakmışlar, ne çocuk.
Ne bahar bırakmışlar, ne de yolculuk
Zulmü yurdumda unutmuşlar.”
Yılmaz odabaşı
Kürt olmak, Laz olmak, Çerkez vs olmayı bizler seçmiyoruz. Yaşadığımız, doğduğumuz yerleri sevmekten doğal ne olabilir? Ülkemizin bir parçası değil mi oralar? Kimse diğerinden daha üstün değil. Hiç birimiz yöresel kimliğimizden utanmamalı, bu durumu yaratmak isteyene de fırsat vermemeliyiz. Her yörenin iyisi de kötüsü de var. İnsanca şartları var veya yok, bunları da baz alarak bakacağımız tek şey insanın kalbi olmalı. Bu değeri yitirmeyelim ruhlarımızda olur mu? Sizde bu yaşadığınız olayla sakın içinize dönmeyin. Yazdıklarınızı okuyunca duygulandım. Bu kadar başarılı, akıllı, iyi niyetli bir genç kız umarım ideallerinden vazgeçmez. Böyle düşünüp endişelendim elimde olmadan, sonra da kendi kendimi teselli ettim. O akıllı bir genç kız. Başaracak, duygularının altında kalmayacak dedim kendime. Sizinle bir senedir beraber olan bu gencin yeni mi aklına geldi Kürt olduğunuz? Neden ilişkinizin başında vazgeçmedi, sürdürdü? Genç kızların evlilik düşüncesiyle arkadaşlık yaptığını bildiği halde size ümit verdi. Ben bu tip söylemleri bahane olarak görüyorum. Sevgili okurum, siz elinizden geleni yapmışsınız, daha yapacak bir şey kalmamış. Bundan sonra sessiz kalın. Ne arayın ne de sorun.
“Pek rengine aldanma,
Felek, eski felektir.
Zira feleğin meşreb-i na-sazı dönektir. “
Ziya paşa
Her kötülük feleğe yüklense de dönek olan felek değil, insanlardır görmek istemesek de sevgili okurlarım. Biliyorum siz ufacık bir umut arıyorsunuz. Mesaj yazması ümitlendirmesin sizi, cevap vermeyin. Daha fazlasını yapması lazım. Onun acımasına ihtiyacınız yok. Kendi yolunuza bakın. İstiyorsa, sizi illaki bulur. Sizin gayretinizle hiç kimseyi kendinizde tutamazsınız. Eğitiminize, başarıya odaklanın. Bazı insanların değeri kaybedilince daha iyi anlaşılır. O şehirden ayrılmaktan da korkmayın, inanın üzülecek pişman olacak, ama siz de unutacaksınız. Hayatın sizi böyle üzgün bırakacağını mı sanıyorsunuz? Başarılarınızla mutlu olup daha da çok güveneceksiniz kendinize ve bir gün de sevginize layık biri çıkacak karşınıza. İyi ki de olmamış diyeceksiniz, iyi ki. Çünkü tanıdığınız ilk erkek o, daha iyisini, karakterlisini bekleyin. Siz daha iyilerine layıksınız, onu orda olduğu yerde bırakın. İsteyen arar, peşinizden gittiğiniz yerlere de gelir. Tereddüt etmeyin gitmekten yana ve korkmayın acı çekmekten. Sonunda unutacaksınız. Sizin duyduğunuz sevgiye layık olmayanı daha kolay unutursunuz inanın. Mantığınızı kullanın sadece, sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR