Gurursuzca davrandım
“Yeşim Hanım, üniversitede okuyorum biriyle bir ilişkim vardı ama bana öyle bir oyun oynadı ki size anlatamam, ben de inandım. Size anlatacağım bu kısmı yayınlamazsanız sevinirim. (Okurumuzun arzusu üzerine entrikayı anlatan kısım yayınlanmamıştır.) Hiç aklıma bana yaşattıklarının bir oyun olduğu gelmedi. Seviyordum, sevdiğim için ne söylediği, sözlerin yalan olabileceğini düşündüm ne de başka bir kız olduğu. Bunlar aklıma gelmedi. Meğer bir kızla berabermiş, kız ondan büyük. Bunları bir şekilde öğrendim, sevgilime söyledim, tabii ki inkar etti. Ben de ikna oldum ama ben her şey yoluna girdi sanarken hala sorunlar devam etti. O kıza ulaştım, kızla benimle beraberken birlikteymiş. Kıza benimle ilgili bir sürü şey anlatmış. Bana acıdığını söylemiş. Yıllar önce 17 yaşındayken biriyle birlikte olmuştum. Bakire olmadığımı filan, hepsini anlatmış. Ailem onu istemiyor demiş, inanamadım bunları duyunca, annesini aradım, konuştuk, ona her şeyi anlattım. Kadının bir şeyden haberi yok. Sevgilim bu konuda da yalan söylemiş, her şeyi annesi de biliyordu artık. Ertesi gün her şeyi itiraf etti sevgilim, aldattım dedi, dünyam başıma bir kere daha yıkıldı. Bana şans ver dedi, vermedim ama duramadım da tabii aradım, ona ağzıma geleni saydım, patladım. Çünkü çok kötü oldum yediğimden, içtiğimden anlamıyordum. Yediğimi çıkarıyordum, uykumdan sıçrayarak uyanıyordum, derstte gözümden yaşlar akarak not tutuyordum. Sınav dönemime denk geldi bir de bütün bunlar. Doktorluk oldum, psikoloğa gittim, bunu da sevgilime söyledim, senin yüzünden bu durumdayım diye. Sen git bunu da kıza söyle, doktorluk olduğumu da söylemiş ya, kendimi bir türlü durduramadım, çareyi ona patlamakta buldum. Sürekli sürekli rahatsız ettim, durmam gerekiyordu, duramadım, yapamadım. Tası tarağı toplayıp gidemedim. En sonunda uzun uzadıya mesaj yazdım, tamam dedim bir daha seni aramayacağım, rahatsız da etmeyeceğim dedim, sonra lütfen bana şans ver dedi her şeyi düzelteyim, toparlayayım dedi. O kız hayatımda değil, o bana yazmıyor, onu sevmiyorum, seni seviyorum, annemin, doğmamış yeğenlerimin üzerine yemin ederim ki onunla değilim dedi. Defalarca konuştum, onu seviyorsan onunla git, üzülürüm, elimden bir şey gelmez ama lütfen öyleyse git dedim. Hayır seni seviyorum dedi. Tamam dedim ben de, deneyelim... Sonra ben her şey düzelecek sanırken ona hattını değiştirmesini, o kızı takibi bırakması gerektiğini söyledim ama yapmadı, bırakmadı. Ertesi gün kızı beni hesabımdan biri takip ediyordu ve bunun üzerine kız beni aradı niye beni takip ediyorsun diye, ben yapmadım dedim, bana sevgilime şans verip vermediğimi sordu, evet verdim dedim. Bana sen ona şans veriyorsun ama o hala bana yazıyor dedi, ki öyleydi de, fotoğraflarını da atmıştı. Kıza ben o kızı sevmiyorum, seni seviyorum ne olur cevap ver gibi bir şeyler yazmış, kaçıncı kez öldüğümü hatırlamıyordum artık.
O gün sevgilimle konuştum ve bana açıklaması şuydu; bu kadar şeye rağmen beni terk etmedi, amacını anlamaya çalışıyordum dedi. Buna rağmen ona yalvardım, çok kötü bir şey, her şeye rağmen ona yalvardım, gitme dedim, sensiz yapamam dedim, o da mesaj attı her şeyi düzeltelim dedi. Ertesi gün sınavıma girmeyeceğimi söylemiştim. Bunu da kıza sınavına girmeyecekti, vicdan yaptım tekrar yazdım demiş. 19 Mayıs günü hattını değiştirdi ve beni aradı, ailem ilişkimizi onaylamıyor, annem kızım gibi seviyorum, onu üzülmesini istemem, sen onu sevseydin aldatmazdın falan demişler. Kendinden emin bir şekilde ona git demişler. Bu da yalandı tabii, böyle bir konuşma hiç olmamıştı. Sevgilim annesinin üzerine ve benim ölüm üzerine yemin etmişti onunla olmadığına halbu ki onun yanındaymış. O gün onun yanına gitmiş bana ailesi ile bir yere gideceğini söylemişti ama onun yanındaymış. Ben kendimden emin bir şekilde sana gelmek istiyorum ama sana geleceğim, bunu da biliyorum demişti bana resmen açık kapı bıraktı. Kürkçü dükkanıydım onun, öyle olmuştum, ben de yine tamam dedim. Siz bunları okurken belki bana çok kızacaksınız…
Ertesi gün her şeyden vazgeçtim. Artık bir daha beni aramasın diye haber saldım, o da tamam demiş dünden razı bir şekilde ama içim içimi yiyordu. Duramadım acaba beraberler miydi diye ve ona da kıza da yazdım birlikte misiniz diye evet dediler. Furkan bana onu sevdiğini söyledi bir daha bizi rahatsız etme dedi ve whatsappdan engelledi beni, kaç bin defa öldüğümü hatırlamıyordum, sonra her şeyden vazgeçtim onu sevdiğini söylediği anda, oysaki onunla defalarca, saatlerce konuşmuştum, dil döktüm, onu sevmişsin, sen sevmesen yapmazdın bu kadar uzatmazdın dedim. Bak seviyorsan eğer söyle dedim eğer söyleseydi ondan vazgeçerdim gönlümden azad ederdim onu ağlardım, sızlardım ama bu kadar düşmezdim. Her yaptığım beni seviyordur diyeydi ki kıza gitti beni sevmediğini söyledi, bana geldi onu sevmiyorum dedi…
O gün artık her şey bitmişti. Ben artık bir şekilde hayatıma devam ediyordum. Memleketime gittim, vakit geçiyordum, öldüm der durursun da gene yaşarsın derler ya öyleydi, yaşıyordum... Ölmemiştim, yaşıyordum. Hayatımı devam ettiriyordum. O dönem de sevgilim yeni hesaplar açmış, kızla fotoğraflarını koymuş, hiç bir şey olmamış gibi gayet mutluydu. O kadar can acıtıcı ki, benim için böyle bir şeyi hiçbir zaman yapmadı ve her zaman bir bahanesi vardı. Askerim, ondan koyamıyorum derdi hep. Bu sefer ablam duramadı, kıza da, sevgilime de yazmış. Benim haberim yoktu. Sonra kız bana ulaştı, birbirimize saydırdık artık, o bana gurursuz dedi, ben ona bağırdım. En nihayetinde beni hayatından çıkardı. Ben ona yalansız bir hayat vermek istediğim için her şeyimi paylaştım. O beni değil kendisinden büyük birini seçti, çok perişanım, üzgünüm. Bir kadın bir kadına bunu yapar mı? Onun mutsuz olmasını isteyemem ama o kızla birlikte olmamasını isteyebilirim. Gurursuzca bir sürü şey yaptım beni yadırgamayın. Yardımınıza gerçekten çok ihtiyacım var, çok uzun oldu biliyorum. Cevabınızı bekliyorum.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Daha küçücük bir kızken arkadaşlarımın ve benim birer hatıra defterimiz vardı. Herkes kendince bir şeyler yazardı. En çok yazılan şey neydi biliyor musunuz? Hayatın sarp ve dikenli yollarında başarılar dilerim. Defteri geri alıp yazılanları okuduğumda bu sözleri görünce şaşkın bakardım. Çünkü bu sarp ve dikenli yollar nedense hoşuma gitmezdi. Daha güzel şeyler varken bu sözler o zamandan yüreğime ve aklıma sanki korkmam gerektiğini söylüyordu. Benim düşündüğüm hayatta bu sarp ve dikenli yollar yoktu ama arkadaşlarım hatıra defterime yazdıklarıyla bana ‘’ BAK İLERDE SARP VE DİKENLİ YOLLAR VAR’’ diyorlardı. Sonra büyüdükçe öğrendim ki hayatın sarp ve dikenli yolları meğer gerçekten varmış. Boşa yazılmamış o sözler ve bu sarp ve dikenli yollarda insanlarmış. O yaşlarda nereden bileceğim, insanın insana diken olup batacağı, sarp kayalık olup yol vermeyeceği...
Şimdi siz de o hayatın dikenli yollarına girmişsiniz. “Alice hayatın sarp ve dikenli yollarında” diyelim mi?
İnsan bu kadar gençken nereden bilecek insanların göründükleri gibi olmadığını, kendinizin bir yüzü varken onların arkalarında sakladıkları bir yüzü daha olduğunu… Ama artık öğrendiniz. İnsanların bazılarının bir size gösterdikleri yüzü, bir de geride sakladıkları yüzü var. Bunu fark ettiğinizde, insanın aklına gelen şey ‘’Ben bunu nasıl anlayacağım’’ diyerek korkuya kapılmak, kaygılanmak oluyor. Herkesten uzaklaşmak mı çözüm, yoksa korkunun ecele faydası yok mu? Evet, korkunun ecele faydası yok. Hayattan kaçarak değil, yaşayarak, insanlarla iletişim kura kura eğriyi doğruyu zaman içinde öğreneceksiniz. İyi bir gözlemci olarak, size söylenenleri sorgulayarak. Her size güleni dost sanmayarak... Karşınızdakini deneyerek... İnsanı hayatınızda bir yere ya koyacaksınız ya da ona tüm kapılarınızı kapatacaksınız. Seninle işim olmaz düşüncesiyle. Bundan sonrası için bu böyle olacak eminim. ÇÜNKÜ ARTIK BİLİYORSUNUZ… Yaşadıklarınızdan size geriye korku, kaygı, öfke, pişmanlık gibi duygular kalmış ve bu duyguları taşımanız çok normal. Başka ne olabilirdi ki? Bir entrikanın içinden çıkmışsınız. Şimdi bütün bunları geride bırakmanız lazım. Bunu da zaman içinde başaracağınıza inanıyorum. Siz güçlüsünüz, bu olumsuz duyguları da aşıp kendiniz olmayı yeniden başaracaksınız. Yeter ki bunları aşmanız gerektiğini bilin, aşın ki hayatınızı yaşayabilin.
İnsan duygularına kapılıp anı yaşayabiliyor. O anda aşk varsa arzu da oluyor. Bunlara karşı gelememiş olabilirsiniz. Bu durum bugün toplumun bir kısmı tarafından eskisi gibi hata olarak görülmüyor. Namus meselesi haline getirilmiyor. Bir kısmı hala hayat memat meselesi olarak görse de hayat memat meselesi değil sevgili okurum. Yeter ki kendinizi taşımasını bilin. Dik durun ve kimsenin önceden biriyle beraber olduğunuz için sizi ezmesine izin vermeyin. Şahsınıza ait hiçbir şeyi başkalarının eline bırakmayın. Bu durumdan eziklik, sakın duymayın. Kimsenin duyurmasına da izin vermeyin. Siz kendinize yaptıklarınıza eğrisiyle, doğrusuyla sahip çıkacaksınız. Siz kendinize sahip çıkmazsanız, sokak çocukları gibi itilir, kakılırsınız. Bunun içinde hayatta var olmak gerekiyor. Başarmak gerekiyor, güzel bir çizgi çizmek gerekiyor. Ne demek istediğimi anladığınızı umuyorum ve bundan sonra ciddi olduğuna emin olmadan kimseye bu eskiden yaşadığınız birlikte olma durumunu anlatmayın. Kullanmak isterler. Hayatınızda olup bitenin içine takılı kalmazsanız edindiğiniz tecrübelerin olgunluğuyla yolunuza devam edersiniz. Ya da mahvoldum hep kandırılıyorum artık kimseye güvenemem diyerek kendinizi bunalımların içine atarsınız, bunu yapmayacağınızı düşünüyorum. Aksine hırslanın, kendinize okulunuza, ailenize daha çok verin. Onlarla hayata tutunun. Bugünlerden çıkacaksınız. Ben hayatta yaşanılan her şeyin acı da verse insanı bir yerlere vardırmak için olduğuna inanırım. Bu yaşadıklarımla nereye varabilirim ki diyebilirsiniz. Siz bu yaşadıklarınızla değişiyor, farklı bir insan oluyorsunuz. Hayata bakışınız amaçlarınız algınız değişiyor yani siz siz oluyorsunuz. Zaman içinde bu değişimlerle, hayat sizi bir yerlere vardıracaktır. Hiçbir şey boşa yaşanmıyor sevgili okurum, yeter ki siz kendinizin farkında olun.
Sizi gurursuz olarak göremem ki. Sevgide gurur olmaz, insan kaybetmemek için elinden geleni yapar. Burada sorun yok. Sorun değip değmediğinde ama sizi anlıyorum. İnsanın bazı şeyleri anlaması, hazmetmesi her şey zamanla oluyor. Şimdi olsa bu kişi için bunları yapmazdınız diye düşünüyorum. Yanınıza, yörenize yaklaştırmayın, büyük bir beladan kurtulmuşsunuz. Allah sizi seviyormuş diyeceğim burada.
Bir kadın, diğer kadına bunu nasıl yapar demişsiniz... Çok da rahat yapar, zevk duyarak yapar. Kadınlar konu erkek olunca tehlikeli olabiliyor. Şimdi o kişi, kazandığını sanarak mutlu oluyordur. Şu an için zaferinin tadını çıkarıyordur. Bekleyin, bir gün bir şekilde öğrenirsiniz öyle biriyle beraberliğin zafer değil, yenilgi olduğunu, pişmanlık olduğunu yaşayacak ve sonra ‘’Ne büyüksün Allahım beni korudun’’ diyerek şükredeceksiniz. Bugün zafer gibi gözüken şeyler yarınlarda bakalım hala zafer mi?
Bu yaşadıklarınızdan sonra içinde olduğunuz şu anın gerektirdikleri ne? Yaşadıklarınızı geride nasıl bırakacaksınız? Gerektirdiği şey bir an önce unutmak. Yaşadıklarınızı geçmişte bırakmak diyeceğim, ha deyince hemen olmayacak ama bunu aklınızla hareket ederek başaracaksınız. Bu yalanlarını bilerek sevebilir miydiniz, sevemezdiniz. O zaman artık sevmemelisiniz. Biliyorum içinizde hala öfke, söyleyemediğiniz sözler var. Bir düşünün, içinizdekileri söyleyebilmiş olsanız yüzüne yüzüne bağırsaydınız anlar mıydı sizce? O nedenle söyleyemediğiniz sözlerle psikolojik düğümler oluşturmayın kendinizde. Kendi kendinize biraz zorlansa da aşabilirsiniz ama isterseniz bir psikolojik destek alın, faydası olacağı kesin ama psikolojik destek alsanız da almasanız da her şey sizde, insanın kendinde bütün çözümler, unutmayın. Aklında… Bu akıl yaman bir şey …
Tabii ki konu uzun, daha çok şey konuşulabilir ama özü bu sevgili okurum. Hayatın sarp ve dikenli yollarına siz de girmişsiniz. Bu yollar evet dikenli, dikenler zaman zaman canınızı acıtabilir, acılar geçer gider, geriye siz kalırsınız. İçinizdeki Alice ruhunuzu hiç kaybetmeyin. Hayata ve kendinize güvenin, güvenin ki yolunuz açılsın, güvenin ki başarı kapıları size açılsın. Kötü insanların var olmasına rağmen hala Alice’ler oldukça hayat hep güzel olacak. Sevgiler...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR