Neden hiç düzenli ilişkim olmuyor?
“Merhaba Yeşim Hanım, benim hiç düzenli ilişkim olmadı. Hep kısa süreli oldu. Hiç karşıma bana değer veren, gerçekten beni ben olduğum için seven biri çıkmadı. Benim sevdiklerim beni hiç sevmediler, hep kullandılar onlara karşı iyiliklerimi. Artık çok sıkıldım bu durumdan. Ben mi onlara böyle davranmaları için kapı açıyorum, anlamış değilim. Neden beni sevmek yerine, sevgili olmak yerine arkadaşmış gibi takılmayı tercih ediyorlar? Yardımcı olun.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Günaydınlar sevgili okurum; bir yerlerde yanlışlık olduğunu fark ederek uyandığınız için size günaydın diyorum. Yaşadığınız, mutlu olamadığınız ilişkiler sonunda uyanmışsınız ve gözlerinizi ovuşturuyorsunuz. Açın o gözlerinizi, daha açın. Her şeyi anlamaya, algılamaya çalışın. Bakın başkalarının bizi kızdıran davranışları bir bakıma bize kendimizi anlamamızda yardımcı olur. Sorgulamalar başlar. İnsan bende mi bir hata var diye sormaya başlar. Ve en önemlisi gerçekten uyanmışsanız insanın kendisiyle olan savaşı başlar. Gazanız mübarek olsun...
Kendinizle yüzleşmekle işe başlamalısınız. Ben kimim, neyi seviyorum, neyi sevmiyorum, nelerle mutlu oluyorum, nelerle mutsuz oluyorum... Sorular, sorular ama bilin. Bütün cevaplar sizde. Başkalarını suçlamadan önce kendi kendinizi bir sorguya çekin. Ben neden başarılı birliktelik yaşayamıyorum? İlişkilerde olduğum gibi miyim? Kendim olabiliyor muyum? Başkasını mı oynuyorum? Seçimlerimde mi yanlışım? Herkesle mi yakınlık kuruyorum? Bu sorularla kendinizi biraz sıkıştırın ama cesurca cevaplar verin. Kendi kendini yönetebilmeyi idare edebilmek de çok önemli. Siz kendi kendiniz mi idare ediyorsunuz yoksa başkalarının idare ettiği bir kişi misiniz? Onlara göre mi hareket ediyorsunuz? Kaybetmekten korkarak hareket ederseniz her kapıyı açacağınızda malum, o zaman başkalarının kullanmasına da fırsat veren siz olmuş oluyorsunuz. Önce kendinizi fark edin. Dışsal, içsel özelliklerinizi eğrisiyle doğrusuyla sahiplenerek, severek bu özelliklerinizden tutup çekin. Kendinizi ortaya çıkarmak için güzel meziyetlerinizin üzerinde yoğunlaşın.
Siz bu şekilde özgüven kazanacaksınız. Ruhunuz yükselecek. Potansiyelinizin farkına varmak ve onu kullanmak, yapacağınız bu olacak. Böylelikle kendinize hakkınızı vereceksiniz. Bu kendine hakkını vermek, o kadar güzel bir his ki, yaşama anlam katıyor. Bunu hissetmelisiniz. Kendinize hakkınızı vermezseniz alelade bir insan olarak yaşarsanız. Ne kendiniz ne de çevrenize bir şey katarsınız. İnsan davranışlarıyla, yaşamdaki çizgisiyle hem kendine hem yaşama anlam katabilmeli. Ben böyle düşünüyorum. Fasulyeden ilişkiler yaşamak istemiyorsanız fasulyeden bir kişi de olmamalısınız ve bütün bunları yapabilmek için de kendi içinizde huzuru bulmalısınız. O huzuru bulamadıysanız her şey nafile… Tüm ilişkiler boşa çekilen kürek gibidir. Yol alamazsınız. Neden mi yol alamazsınız? Çünkü ya siz yetersizsiniz ya da onlar eksik. Huzurlu anlar sizin için gelip geçicidir. Birinin güven duyduğunuz omuzu ya da elleri, sözleri sizin içinizde güven ve huzur olmadığı sürece hepsi geçicidir. O nedenle kendinizi güçlendirmelisiniz. Kendi içinizde huzur varsa yani kendiniz olmaktan yana mutluysanız sıkıntılar gelir, geçer ve geriye bir siz kalırsınız. Kendiniz olarak mutluysanız sorunları aşarsınız ama değilseniz ezilir, güvensizleşir ve yalnızlaşırsınız. O zaman onu kuvvetli hale getirmelisiniz. Nasıl olacak bu? Huzur nasıl bulunacak? Kendiniz olmaktan mutlu olarak. Peki bunu nasıl başaracaksınız? Biraz kendi içinize dönerek, sorgulayarak, ekleyerek, onararak, pozitif düşünerek, cesaret ederek, tecrübelerinizi yabana atmayarak, ders çıkararak, sorumluluklar alarak, sorumluluklarınızı yerine getirerek, değerlerinize tutunarak, onlara sahip çıkarak, koruyarak hayat anlam kazanır, varlığınız anlam kazanır. Dışsal özellikleri de yabana atamayız, görsellik önemli. Güzel olmak değil önemli olan, kendini taşıyabilmek, giydiğini, konuştuğunu taşımak. Nerede konuşacağını, nerede susacağını, dinleyeceğini bilmek ve bence kadının taşıyacağı en önemli vasıf hanımefendi olmak.
Bütün bunların sonunda bir bakarsınız ki siz olmuşsunuz. “Hamdım, yandım, piştim” misali kendinize ulaşırsınız. O zaman ohhh diyeceksiniz, kendimi seviyorum. Başkalarının sevip sevmemesini önemsemeden kendinizi seveceksiniz. Doğruysanız başkasının onayına ihtiyacınız olmadığını da bilirsiniz . Siz böyle kendinize ulaşmış biriyseniz kolay da vazgeçilmezsiniz. Ama siz, siz olamazsanız yaşadığınız olumsuzlukların sebebi başkaları değil, siz olursunuz.
Sevgiler...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR